22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnsanlık komedisi

Halit Deringör

Halit Deringör

Eski Yazar

A+ A-

3 Temmuzdan bu yana Fenerbahçe’nin tek önemli konusu Aziz Yıldırım. Toplantılarda gündem filan hak getire. Toplantılarda konuşma yapanlar, duygusal sözler söylüyor. İçlerinde ağlayanlar bile var. Bu bir bakıma sadakat duygusu. Ama bu biraz da sadakat duygusunun spekülasyonu değil mi? Ne var ki hem de sadakat gösterisi yapanların çoğu Aziz Yıldırım’ın yanında görünüp de aksine karşısında olanlar. Tam bir insanlık komedisi. Geçtiğimiz günlerde yine bir divan kurulu toplantısında benzer olaylar sergilendi. Aziz Yıldırım aşağı yukarı bir saat kadar konuşma yaptı. Bu konuşma süresince onu 15-20 kez ayakta ayağa kalkarak alkışlayanlar oldu. Ertesi gün büyük tirajlı bir gazetedeki fotoğrafta Aziz Yıldırım’ı ayakta alkışlayanlar arasında benim ayağa kalkmadığımı görmüşler. Septik insanlarız. Nedenini soranlar oldu. Ben de onlara; “bu bir kahramanlık değil.” Diye cevapladım. Ayrıca, “Bir insanı ilahlaştırmak da hiç âdetim değil. Ben 92 yaşındayım. Hacı yatmaz da değilim ki bir eğilim bir kalkayım.” Sözlerini de ilave ettim.

Toplum nereden nereye gelmiş. Galiba biz millet olarak bir tek kişinin kolunun altına girmeyi seviyoruz. Bizler de memnunuz, bizi koltuğu altına alanlar da memnun. Bütün bunlar karşısında Fenerbahçe hem demokratik, sosyal, cumhuriyetçi olduğunu söylüyor hem de tek kişinin koltuğu altında olmaktan zevk alıyor gelin de bu çelişkiyi çözün. Şimdi bütün mesele Aziz Yıldırım hiç arzulamadığımız şekilde tekrar tutuklanırsa hali nice olacak? Herhalde yine kulübü, Aziz Yıldırım’ın işaret edip istediği insanlar yönetecek. Çünkü kulüp seçme seçilme özgürlüğünü tamamen kaybetmiş. Bunun adı da demokrasi oluyor!

BİR BAŞKA BAŞKAN TİPİ

Yıl 1988. Fenerbahçe her zaman olduğu gibi para sıkıntısı içinde. Bunu gidermek için o zamanın ekonomik imparatorlarından Raif Dinçkök’e baş vururlar. Kabul etmez. Oğlu, Ali Dinçkök’ü önerir. Onun da bir takım defoları vardır. M. Bulgurlu ve S. Bayülken kabul etmezler. Aynı yıllar Fenerbahçe’nin Süslü Orhan’ı vardır. Bizim kuşak iyi tanır. ANAP milletvekilliği yapmıştır. Bu nedenle çoğunlukla Ankara’da yaşardı. Bu dönemde Tahsin Kaya ile tanışıp Ona Fenerbahçe Başkanlık Başkanlığı’nı teklif eder ve bu konuda anlaşırlar ama sır gibi de saklarlar. Süslü Orhan İstanbul’a geldiğinde, “Bir başkan buldum ama kimseye söylemem. Pamuklara sardım. Kolumun altında saklıyorum” der. Bir süre sonra Tahsin Kaya ismi deşifre oluyor ve de Bayülken ve Bulgurlu Kaya’nın başkanlığını kabul ediyor.

Sur dışındaki Mahmut Kavran Müzikholünde Tahsin Kaya Fenerbahçeliler ile tanıştırılıyor. Onlara bir milyon borç vereceğini taahhüt ediyor. O parayla Fenerbahçe borçlarını ödeyecek bu sayede de güllük gülistanlık olacaktı. Umut bu yönde idi. Sonra Tahsin Kaya başkan seçildi. Futbolu bilmeyen bir Anadolu çocuğu Tahsin Kaya. Üniversitesi falan yok. O’na önermişler. Yönetime girersen hem Fenerbahçe’ye faydalı olursun hem de kendine.

Tahsin Kaya’nın iki defa yaptığı başkanlık döneminin ilkinde 85 gol, ikincisinde ise 103 gol ile Fenerbahçe takımı şampiyon oldu. Bu da Fenerbahçe tarihine geçti. Tahsin Kaya’nın Başkanlığı döneminde gelen bu başarı, Onun isminin de başarılı bir başkan olarak tarihe geçmesine neden oldu. Demek istediğim şu; kimse böbürlenmesin. Kerameti kendinde de bulmasın. Fenerbahçe, kimseden kişilik almaz. Onlara kişilik verir. İşte şimdi bir Tahsin Kaya var tarihte.

KUYUDAN ADAM ÇIKARTIP KAHRAMAN YAPARIZ

Okuyucularıma Not: Bu yazı, Fenerbahçe’nin 3-1 kaybettiği Akhisar Belediye Spor maçından önce kaleme alınmıştır.

Biz kuyudan adam çıkartmayı ve de onu kahraman yapmaya alışmışız. Sonra da o kendi yarattığımız kahramanları eleştirmeğe çalışırız. Yukarıdan aşağıya böyleyiz. Siyasal alanda olsun,sosyal alanda olsun sporumuzda olsun durum hep aynıdır.. Bu tiplerin onlarcası ile karşılaşmak her zaman olasıdır. Bu gün, bir kesim tarafından çok şikayet edilen Tayyip Erdoğan’ın yolu CHP genel başkanı Deniz Baykal tarafından açılmasaydı bu günlere gelmezdik. Şimdi milletçe yakınıyoruz. Saçımızı başımızı yoluyoruz. Kendimiz ettik kendimiz bulduk diyemiyoruz.

Gazetelerimizin arka sayfalarına bakın Ersun Yenal afişlerde .Kalemi eline alan Ersun Yenal’ın protoplazmasına kadar yorum yapıp yazıyorlar.Süper ligde büyük bir başarısı olamayan 2. Liglerde şampiyonluk bile görememiş bir teknik adam, bu kadar ilgi karışışında sanırım kendisi de şaşırıyordur. Ersun Yenal bana göre hiçte fena bir teknik adam değil. Bir teknik direktör ne kadar faydalı olabilirse o kadar faydalı oldu Fenerbahçe’ye. Zaten de böyle olması gerekiyordu.. Çünkü Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için göreve geldi. Ancak şunu da bilmek gerekir.Fenerbahçe’yi şampiyon yapması işten bile değil, yapmamak anormalliktir Ersun Yenal bu şampiyonluk içinde de başrolü oynadı.Piyasada 3-4 lisan bilen ama işsiz dolaşan bir sürü genç var.

Bilmiyoruz doğru mu? Yanlış mı? Gazetelerden okuduğumuz kadarıyla içten içe Fenerbahçe ile muhalefet halindeymiş. 1.5 milyon Euro olan yıllık maaşını 2 Milyon. Euro’ya çıkartmak istiyormuş. Ama şunu da düşünmek lazım. Bunu pek kimse bilmez ama Fenerbahçe’yi eski yıllarda antrenör yokluğu zamanında bir krampon tamircisi çalıştırmış ve takımı şampiyon yapmıştı. Yani Fenerbahçe’nin şampiyon olma kişiliği vardır. Bu takımı şampiyon yapıp beş kuruş para almayanlar da vardır.

Özetle benim söylemek istediğim Ersun Yenal’ın kaç lira alıp almayacağı değil. Bildiğim bir şey var ki kimseyi olacağından fazla arş-ı alâya çıkartmamak gerekir. Bu hiç doğru bir şey değil. Herkesin gelebileceği bir nokta vardır. Ondan öteye getirilmek istenirse hem kendisi için hem de etrafı için zararlı olur .Sonrasında da hayal kırıklıkları ve bunalım başlar.