11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşçi düşmanı AKP

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Kristal-İş Sendikası'nın Şişecam işyerlerinde başlattığı grev sekizinci gününde Bakanlar Kurulu tarafından ertelendi. Doğrusu Bakanlar Kurulu grevi sekizinci gününde erteleyerek işverene karşı çok ayıp etti. Grevi daha ilk gününden erteleyerek sendika ve işçilere gereken dersi vermeli ve şişe üretiminin durdurulmasının ülkenin genel sağlığını bozacağını ve milli güvenliğini temelinden sarsacağını onlara hatırlatmalı idi. AKP hükümeti bir adım daha atarak grev kararı alıp uygulamaya koyan Kristal-İş Sendikası yöneticilerinin ülkeye karşı çok vahim iki suç işledikleri için tutuklanmaları talebi ile savcılığa suç duyurusunda bulunmalı, hükümetin paralelinde bulunan savcılar ve yargıçlar da bu isteği yerine getirip bu haddini bilmez sendikacıları zindanlara atıp, derslerini vermeliydi. Bakanlar Kurulu böyle davranmayarak Şişecam işverenine karşı bir büyük ayıp işledi doğrusu. Umarız işveren hükümetin bu ayıplarını hoş görür ve Cumhurbaşkanı seçiminde AKP'ye olan vefa borcunu ziyadesiyle destek göstererek yerine getirir.

GREV ERTELEMESİ

İŞÇİ DÜŞMANLIĞIDIR

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası grevlerin hangi koşullarda erteleneceğini 63.

maddesinde belirlemiştir. Buna göre uygulanmaya başlanmış olan bir grev ancak genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte olursa Bakanlar Kurulu bu grevi 60 gün süre ile erteleyebilir. Bu iki neden çok ciddi değerlendirilmeli ve erteleme gerekçesi inandırıcı olmalıdır yoksa karikatürlere konu olur. Bir değerli karikatürist günlük bir gazetede yayınlanan karikatüründe," kusura bakma dayı çayı cam bardakta veremiyoruz, milli güvenlik sorunu oluyor" demesi hükümete çok ince, anlayana çok önemli bir göndermedir. Bir hükümet böylesine alay konusu olabiliyorsa işçi sorunlarında adımlarını çok dikkatli atmalıdır.

63. MADDE

ÇOK YANLIŞ BİR

DÜZENLEMEDİR

Maddenin düzenleniş biçimi siyasi bir makam olan Bakanlar Kurulu'na çok geniş takdir yetkisi vermiş ve hiçbir gerekçe ve delil gösterme zorunluluğu getirmemiştir. Hükümet de bugüne kadar yapılan uygulamalarda hep işçinin kolunu kanadını kıran, en önemli silahını elinden alan ve işverenlere yakın durarak hep onların lehine bu yetkisini kullanmıştır. Bu yetkinin yanlı kullanılması bir yana 60 günlük sürede çözülmeyen uyuşmazlığın Yüksek Hakem Kurulu'na götürülmesini zorunlu kılarak grev hakkını tamamen yok eden bir düzenleme getirilmiştir. Oysa yapılması gereken ve ILO'nun bir ilke olarak kabul ettiği duruma göre ertelenen grevler erteleme süresi sonunda yeniden başlayabilmelidir. 60. madde düzenlemesi tamamen işverenleri koruyan ve işçinin grev hakkını anlamsız kılan, yok eden çok yanlış ve haksız bir düzenlemedir.

İŞÇİLER VE

SENDİKALAR DAHA

NE KADAR SUSACAK?

Şişecam grevini erteleme kararı AKP hükümetinin gerçek yüzünü emekçilere gösteren bir davranıştır. 6356 sayılı yasanın hazırlanması sırasında neden konfederasyonlar bu maddeye itiraz etmediler anlamıyorum. Bu yetkinin AKP hükümeti tarafından işverenleri korumak amaçlı, grev hakkını ortadan kaldıracak ve anlamsız kılacak biçimde kullanılacağını bilmiyorlar mıydı? Hükümetin ileride bu tür anlamsız ve yasanın ruhuna aykırı erteleme kararlarını önlemek için konfederasyonların ve sendikaların yeri göğü inletmeleri ve gerekirse genel greve giderek caydırıcı tüm demokratik haklarını kullanmaları gerekirken bu yola gideceklerini sanmıyoruz. Birkaç cılız eleştiri sözcüğü ile AKP'yi üzmemeye aşırı bir özen göstereceklerine eminim. Bakanlar Kurulu kararı idari bir karardır, iptali için idari mahkemeye götürülebilir. Ankara'da hâlen adalete inanan yargıçların bulunduğuna inanarak sendikanın bu yolu mutlaka deneyeceğini sanıyorum.

İŞÇİLER GENE AKP'YE OY VERMEYE

DEVAM EDECEK Mİ?

AKP'nin işçi düşmalığının bu kadar belirginleşmesinden sonra işçi arkadaşlar Cumhurbaşkanlığı

seçimlerinde gene AKP adayına oy verecek mi? Sendikalar "AKP'ye oy vermeyin" kampanyaları

başlatacak mı? Eğer yapmazlarsa, eğer AKP'ye işçiler oy yağdırmaya devam ederse o zaman Timur'un fil hikayesini bilenler bilmeyenlere anlatsın. Eğer susarlarsa AKP'nin bundan sonra da işçi haklarına karşı girişeceği kıyıma işçiler müstahaktır dememiz gerekecek.