10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşçi sınıfının sevdalıları

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Güçsüzün yanında olmak, onu korumak, onu savunmak güçlülerin egemen olduğu bu dünyada zor iştir. Bu yandaşlık yürek ister, inanç ister, birikim ,ister ve hepsinden çok sevda ister. İşçi sınıfının önderleri, bu sınıfın ideolojik aydınları güşsüzü savunmanın bir onur olduğunu bilmeli ve bu işi aşk ile yapmalıdırlar. Bunları  yazıyorum çünkü işçi sınıfını çok zorlu bir dört yıl bekliyor. Muhalefetin beceriksizliği, aymazlığı sayeseinde bir dört yıl ezici bir Meclis çoğunluğu ile ülkeyi yönetecek olan AKP işçi yandaşı bir parti olamadığını geçmiş 13 yılda sergildiği tutumu ile kanıtlamıştır. Yayınladığı İstihdam Strateji Belgesinde önümüzdeki dört yıl içinde işçi sınıfının aleyhine gerçekleştireceği politikaları açık açık yazmıştır. AKP’nin işçi aleytarı politikaları bu kadar rahatlıkla ilan edebilmesinin elbette nedenleri var. KAĞITTAN KAPLANA DÖNMÜŞ SENDİKALAR4688 sayılı  Kamu Görevlileri Sendikaları yasası ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi yasası sendika özgürlüğünü yaşama geçirememiştir. 4688 sayılı yasa   kamuda sendikacılığı bitirmiş ve iş sözleşmesine dayalı çalışanlarının sendika ve toplu sözleşme hakkı 6356 sayılı yasa ile yasaklarla donatılmıştır. Her iki yasanın kurgusu ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerinin ilkeleri ile örtüşmemektedir. Toplum yaşamında sendikalar çok önemli bir baskı grubu ve gerektiğinde önemli bir muhalefet kaynağıdır. AKP’nin fıtratında demokrasinin temel kurumlarını yok etmek var olduğu için sendikalar son 13 yılda tırnakları ve dişleri sökülmüş kağıttan kaplana dönüştürülmüş ve siyasl iktidarın arka bahçesi yapılnıştır. AKP iktidarına biat etmeyen sendika önderlerini Hava-İş, Petrol-İş sendikalarında olduğu gibi tasfiye etmiş, Tekgıda-İş de bunu gerçekleştiremediği için , Çalışma Bakanlığı aracılığı ile yetki işlemlerini hep yokşa sürmüş, bu sendikanın işkoluna giren işyerlerini kasıtlı olarak özelleştirmiş ve sendikanın üye gücünü kırmak istemiştir. Tekgıda-İş sendikası kamuda kaybettiklerini özel sektörde hızla örgütlenerek AKP’nin bu oyunu boşa çıkarmayı büyük bir başarı ile sürdürmektedir. SENDİKALAR DİK DURMAK ZORUNDADIREğer işçi sınıfının önderleri bu sınıfa sevdalı iseler ve işlerini aşk ile yapmak istiyorlarsa içine düşürüldükleri bu utanç verici durumdan kurtulmak için ayağa kalkmak, AKP’nin işçi ve özgür sendika karşıtı politikalarına karşı dik durmak zorundadırlar. 1830’larda İngiltere’de yeni ortaya çıkmaya başlayan ama korkunç boyutlarda sömürülan işçiler topluca Krala gidip yazılı bir belge sunarak haklarının tanımmasını istemişlerdir. Sendikacılarımız sosyal siyaset literatüründe adına Chartist Movement-Yazılı Belge Eylemi denen bu eylemden ders almalı ve sorunlarının ne olduğunu belgelemelidirler. Bunun için en büyük işçi Konfederasyonu ya tek başına ya da yanına diğer işçi ve memur Konfederasyonlarını da alarak  4688 ve 6356 sayılı yasalar ile 4857 sayılı İş Yasasında çalışanlar yararına değiştirilmesi geren maddeleri, olması gereken içeriklerini bir manifesto biçiminde hazırlamalı ve yeni hükmetin Başbakanına (yoksa Cumhurbaşkanına mı!) topluca giderek hazırladıkları belgenin yasalaşmasını istemelidirler. Bunu istemek en doğal haklarıdır ve de demokrasinin gereğidir. İşçi sınıfın sevdalı olduğunu sandığımız, kendi kişisel çıkararından önce işçi sınıfının çıkarlarına önem verdiklerine inanmak istediğimiz  işçi sınıfının önderlerine seslenmek ve “haydi sınıfın öncüleri göreve” çağrısını yapmak istiyoruz.