23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

IŞID, ABD ordusu ve Rasmus Paludan

Onur Sinan Güzaltan

Onur Sinan Güzaltan

Eski Yazar

A+ A-

İsveç’te Rasmus Paludan adlı şahıs Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği’nin önünde, polis gözetiminde Kuran-ı Kerim’i yaktı.

İsveç hükümeti, yaşananları ifade özgürlüğünün bir tezahürü olarak tanımladı.

HEDEF: MEDENİYETLER ÇATIŞMASI

IŞİD, Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’nun pek çok yerinde Hristiyanlara ait evleri, dükkanları ve kiliseleri, cihat adı altında ateşe verdi. Binlerce insanı katletti.

Amerikan ordusu Irak ve Afganistan’ı işgal etti, şehirlere saldırdı, kadınların ırzına geçti ve tarihi mirası yağmaladı. Amerikalı yetkililer, yapılanları “demokrasi getirmek” olarak açıkladılar.

Genel bir perspektifle bakıldığında IŞİD, Amerikan ordusu ve Paludan’ın aynı amaca, Samuel Huntington’un meşhur tezi Medeniyetler Çatışması’na hizmet ettikleri net bir biçimde görülüyor.

İnsanlığın bir arada yaşama kültürüne ait ne varsa sistematik bir biçimde dünyanın dört bir köşesinde ısrarla hedef alınıyor.

ABD ve desteklediği cihatçıların, Ortadoğu’da binlerce yıllık medeniyet şehirlerini, Müslümanların ve Hristiyanların ortak yaşama kültürlerinin geliştiği mekanları yakıp yıkmasının altında da aynı hedef yatıyor.

O dönemdeki adıyla Konstantinopolis’e giren Haçlıları andırıyorlar…

Yerine dayattıkları ise köksüzleşmiş ve kişiliğini kaybetmiş bireylerden oluşan “küresel bir köy.”

IŞID, ABD ordusu ve Rasmus Paludan - Resim : 1
Huntington'un Medeniyetler Çatışması üzerinden ülkeler bazında kültürleri gösteren bir harita. Açık mavi ortodoks, lacivert batı, mor latin amerika, yeşil islam, kahverengi afrika, turuncu hint, sarı budist, kırmızı japon, bordo çin medeniyetinin yayılma alanını gösteriyor. Yalnız ülkeler ise değişik renklerde gösterilmişler.

BATI’DA YENİ ORTA ÇAĞ

ABD’nin Ukrayna savaşı üzerinden Rusya-Avrupa arasındaki bağları kopartmaya çalışması da bu planın bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Jeopolitik tarafını bir yana bırakırsak, sosyokültürel olarak amaçlananın Avrupa ve Asya, Batı ve Doğu arasındaki kesişim noktalarını kaosa sürüklemek, insanlığı birbirine bağlayan köprüleri havaya uçurmak olduğunu görüyoruz.

Bu yolla izole ve geri toplumlar yaratılmak isteniyor.

Bugün Batı’da yaşanan tam olarak budur.

Gittikçe içine kapanan Batı başkentlerinde bir yandan Rus yazarlar tarafından kaleme alınan kitaplar yasaklanırken diğer yandan Kuran’ı Kerim ifade özgürlüğü adı altında yakılıyor.

Yeni Orta Çağ’ın içindeki Batı, rasyonel düşünceyi bir kenara bırakmış ve fanatizmle hareket etmektedir.

Müslümanlarla karşı verilen tepkinin benzeri Ruslara karşı da verilmektedir.

Batı için kendinden olmayan her şey düşman haline gelmiştir.

Böylesi bir toplumda bilim, sanat ve aklın ilerlemesi mümkün değil.

Batılı halklar yönetici sınıflarına isyan etmedikleri müddetçe, gerici gidişin derinleşmesi olası gözüküyor.

ASYA’DA RÖNESANS

Avrasya her şeye rağmen Batı ve Doğu arasında köprü olmaya devam etmektedir.

Bu minvalde Türkiye’nin konumu stratejiktir. Ve bu değerli konumundan dolayı ısrarla Batı ve Doğu’daki fanatikler tarafından hedef alınmaktadır.

Paludan’ın Türk Büyükelçiliği’nin önünü seçmesi ve IŞİD/PKK benzeri yapıların ısrarla Türk topraklarını hedef almasının altında bu gerçek yatmaktadır.

Öte yanda Asya’nın merkezinde bir Rönesans yaşanmaktadır.

Çin’in Kuşak Yol Projesi, Batı ve Doğu, Kuzey ve Güney arasında var olan köprülere yenilerini katmayı amaçlamaktadır.

Sadece Avrupa ve Asya değil, Afrika ve hatta Latin Amerika da bu projenin parçaları olarak değerlendirilmektedir.

Başladığımız yere dönersek…

Bugün Avrasya insanlığın, yeni Orta Çağ’ı dünyaya dayatmaya çalışan Batı’ya direndiği bir noktadır.

Tarihin de işaret ettiği üzere kitap yakanlar mutlaka kaybedecekler…

NOT: Güzaltan’ın bu makalesi İngilizce olarak United World International’de analiz sitesinde yayınlanmıştır.