İslam’ın asıl düşmanı
Suudi Arabistan ile İran arasındaki kriz Ortadoğu’daki fay hatlarını yeniden hareketlendirdi... Sünni-Şii çekişmesinin yanına Arap-Fars düşmanlığı da eklemlendi! ABD ve İsrail’in mutluluktan ayaklarının yerden kesildiği günler! Riyad merkezli Vehhabi Ordusu için Türkiye’nin de dâhil olduğu 34 ülke topa girdi! Bu ordu teröre karşı savaşacakmış! Şaka gibi! IŞİD ve birçok uğursuz terör örgütünün Suudi-Katar dolarları ile beslendiğini bilmeyen kaldı mı? Emperyalist merkezler için bundan iyisi Şam’da kayısı! Acaba, İslam Ordusu’nun kaptanı Suudi Arabistan ne kadar İslam?
SADDAM İSTİBARATI’NIN VEHHABİ RAPORUABD Savunma Bakanlığı’nın gizlilik süresini doldurması nedeniyle yayımladığı bir belge geniş bir tartışma yarattı. Belge Saddam döneminde Irak Askeri İstihbarat Teşkilatı tarafından 24 Eylül 2002 tarihinde hazırlanmış... 53 sayfalık istihbarat analizinin altında Iraklı Albay Said Mahmut Necmi’nin imzası bulunuyor. Konusu oldukça ilginç: “Vehhabiliğin Doğuşu ve Tarihsel Kökeni!”
OSMANLI DA BU SAPKIN İNANÇLA MÜCADELE ETMİŞ!Rapor, Vehhabiliğin doğuşunda kilit bir rol oynayan Hempher isimli bir İngiliz gizli servis görevlisinin anılarını yayımladığı kitaptan da geniş alıntılar yapıyor. Hempher’e göre, Vehhabilik bütünüyle İngiltere tarafından uydurulmuş sahte bir inanç sistemi! Müslümanlık batıl inanç ve hurafe bataklığına sürüklenerek kutsal kitabımızın özü boşaltılıyor! Batı’nın tüm vahşi eylemlerine hoşgörü ile bakan, kaderci, sorgulamayan, sömürüye açık, haksızlığa karşı direnmeyen, hareket yeteneğini kaybetmiş kitleler yaratmayı” amaçlıyor. Amacı, öncelikle Osmanlı İmparatorluğunu ve daha sonra da bölünmelere ve keskin zıtlıklara yol açarak İslam’ın kendisini yok etmek! 19’uncu yüzyılın ortalarında Osmanlı Devleti bu yıkıcı akımı ancak geçici bir süre için durdurabiliyor. Giderek güçlenen bu bölücü inanç sistemi, emperyalizm ile bütünleşerek İslam’ın başına tam bir bela oluyor. Osmanlı Amirali Eyüp Sabri Paşa da 1888 yılında yazmış olduğu, “Vehhabiliğin Doğuşu ve Yayılışı” adlı kitabında benzer konulara değiniyor...Vehhabiliğin kuramcısı kabul edilen ve “Es-Seyhu’n Necdî” lakabıyla tanınan Muhammed bin Abdülvehhab (1703-1787) İngilizlerle yakın bir irtibat kurmuş! İslam dini açısından “küfür” kabul edilecek bu sapkınlığı, Suudi ailesi Batı ülkeleri ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda sürekli olarak Müslümanların aleyhine yeniden düzenliyor! Hedef, büyük mali kaynaklar ile Müslüman coğrafyasına fitne ve fesat tohumları ekerek emperyalizmin önünü açan bu sahte dini yaymak... Vehhabilik, İslamiyet’in hem özünü hem de ritüelini (şekli ibadet) tahrip ediyor... Namaz kılma şekilleri bile farklı! Peygamber efendimiz ve diğer İslam büyüklerinin mezarları bile hedef alınıyor. Asıl hedef, İslam’ın belleğini yok etmek! Geçmiş ile gelecek arasındaki bağları koparmak!
ATATÜRK’ÜN ALTIN DOKUNUŞUKral Abdülaziz bin Suud (1876-1953), 1926 yılında Peygamberimizin mezarı yok etmek için bütün plânlarını tamamlamıştı... Ama karşısına Mustafa Kemal çıktı. Mustafa Kemal kükredi: “Değil sevgili Peygamberimizin mezarına, O’nun emanetlerinin kılına bile dokunursanız, Ordumu aşağıya gönderirim!” İpleri başkalarının elinde olan kukla Kral, pabucun pahalı olduğunu anlamıştı!Albay Necmi’nin raporuna göre, Şii ve Sünni düşmanlığı da İngilizlerin sinsi ve kirli planları uyarınca Suud ailesi tarafından tezgâhlanmış! Çok garip! Suudi hanedanını ne Sünni ne de Şii kalıbına sokabiliyoruz. Tüm dünyada krallıklar yıkılırken, dünyadaki en gerici rejim olan Suudi yönetiminin sapa sağlam ayakta kalmasını, sadece bu ailenin özel yeteneklerine bağlayamayız... Başka nedenler de aramalıyız!Yeni Osmanlıcılık oynayanlara küçük bir hatırlatma! Halife’nin ordusu tarihin hangi döneminde Bedevi ordusunun denetimine verildi? Bu oyunun adı “Küçük Osmanlıcılık!” olmasın...