17 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsrail’de Tahran-Ankara ortaklığı telaşı

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

İki yıl aranın ardından Türkiye, Rusya ve İran devlet başkanlarının buluştuğu ve ABD’nin Suriye işgaline karşı üç ülkenin ortak iradesini ilan ettiği Tahran Zirvesi’nin ardından CIA ve MOSSAD dört koldan harekete geçti. Sadece Türkiye içindeki kuvvetler değil, Suriye sahasında çeşitli kılıflar altında faaliyet gösterenlerden farklı Arap ülkelerindekilere kadar, CIA terminolojisinde “asset” olarak adlandırılan elemanlar devreye sokuldu. Bunlar, üstlendikleri misyon gereği Türkiye-Rusya-İran ortaklığını baltalamak amacıyla işe girişti. Medyaya İran karşıtı haberler servis edildi.

HAMANEY’İN ÖNEMLİ VURGUSU: TÜRKİYE İLE KESİNLİKLE İŞBİRLİĞİ YAPACAĞIZ

Bazı aklı evveller Irak Savaşı sırasında olduğu gibi İran’ın ABD ile hatta dolaylı olarak İsrail ile perde gerisinde anlaştığını söyleyecek kadar saçmaladı. Bunları çok ciddiye almıyoruz ama Hükümet’e yakın medyada da bir iki istisna hariç ana hatlarıyla İran karşıtı tutumun hakim olduğu söylenebilir.

Özellikle Hamaney-Erdoğan görüşmesi üzerinde fırtınalar koparıldı. Amerikanın Sesi’nden BBC’ye, Sözcü gazetesinden Cumhuriyet’e bir çok gazete, Hamaney’in Erdoğan’ı “Suriye’ye operasyon yapmayın” diye uyardığı yönünde haberler yaptı. Hamaney, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması çok önemlidir ve Suriye’nin kuzeyine yapılacak askeri saldırı, Türkiye, Suriye ve tüm bölgenin aleyhine olacaktır.” demişti demesine ama devamında şunları söylemişti:

“Türkiye ile terörle mücadelede kesinlikle işbirliği yapacağız. Türkiye’nin ve sınırlarının güvenliğini kendi güvenliğimiz olarak görüyoruz. Türkiye de Suriye’nin güvenliğini kendi güvenliği olarak görmelidir. Suriye meseleleri diyalogla çözülmeli ve İran, Türkiye, Suriye ve Rusya müzakere ile bu meseleyi bitirmelidir.”

Açıklama bütün olarak okunduğunda görülüyor ki İran dini lideri şunları vurgulamıştır:

“1) Türkiye’nin güvenliği İran’ın güvenliğidir.

2) Suriye’nin kuzeyindeki PKK’nın tasfiyesi konusunu Astana ortaklığı temelinde çözelim.

3) Türkiye ve İran teröre karşı kesinlikle işbirliği yapacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de, 19 Temmuz’daki Tahran Zirvesi öncesindeki ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısında, Erdoğan’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkiler açısından bir dönüm noktası oluşturacağının altını çizmişti. Reisi özellikle teröre karşı ortak mücadeleyi vurgulamış ve “Tahran ve Ankara arasındaki iyi ilişkiler, bölgesel ve uluslararası ilişkilere kadar genişleyebilir ve güçlü İran ve Türkiye, bölgesel ve uluslararası güvenliğinin sağlanması için çok önemli roller üstlenebilir.” demişti.

İRAN’IN TÜRKİYE’Yİ DESTEKLEMESİ ABD VE İSRAİL İÇİN TEHDİT

Tabii bu gelişmeler, İsrail’den dikkatle izleniyor ve İran-Türkiye ilişkilerin bozulması için faaliyetler yürütülüyor. Jerusalem Post gazetesinin dış politika analisti Seth J. Frantzman imzalı bir yazıda İsrail’in Suriye’de İran-Türkiye işbirliği hakkındaki yaklaşımını özetleyen önemli ipuçları var.

İsrail’de İngilizce olarak yayımlanan Jerusalem Post yazarı, Türkiye’nin PYD/YPG’yi PKK’nın uzantısı olarak gördüğünü belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“İran da onları PKK ile bağlantılı olarak görüyor, ancak geçmişte Kürt meselesi hakkında daha incelikli bir görüşe sahipti. Bugün İran bu bakış açısını değiştirdi ve Türkiye’yi Kürtlerle savaşmaya teşvik etmek istiyor. Çünkü böylece Suriye rejimiyle birlikte ABD’nin üzerinde baskı kurarak bazı bölgeleri boşaltması sağlanabilecek ve bu bölgeler kontrol altına alınabilecektir. Bu, İran’ın Türkiye’yi desteklemesinin de ABD ve İsrail için bir tehdit olduğu anlamına geliyor, çünkü Tahran, ABD’ye bağlı tüm grupları kovmak için Ankara ile birlikte çalışmak istiyor.”

Frantzman ayrıca, “Türkiye, NATO’nun bir parçası olmasına rağmen, daha çok Rusya ve İran ile çalışma eğilimindedir.” diyor. (Jerusalem Post, 28 Haziran 2022)

İSRAİL: TÜRKİYE’NİN OPERASYONU İRAN’IN İŞİNE YARAR

Öte yandan bir başka bilgi, İsrail-ABD cephesindeki telaşı göstermek bakımından resmi tamamlıyor. Virginia merkezli ABD haber sitesi Axios’ta yer alan bir habere göre İsrail, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yeni bir askeri operasyon başlatmasını önlemek için ABD yönetimine başvurdu. Axios’un Tel Aviv mahreçli Barak Ravid imzalı haberinde şöyle deniyor:

“İki İsrailli yetkili, İsrail’in ulusal güvenlik danışmanı Eyal Hulata’nın geçen haftalarda Amerikalı mevkidaşı Jake Sullivan ile görüşmesinde Suriye’ye yönelik yeni bir Türkiye operasyonunun uzun vadede İran’ın bölgesel çıkarlarına katkı yapacağını bildirdi.” (Axios, 20 Temmuz 2022)

Sonuç olarak, Zirve’nin ardından İran’da ve Türkiye’de, iki ülke arasındaki ilişkiler konusunda genel olarak olumlu bir iklimin oluştuğu açık bir şekilde görülebiliyor. Türkiye, Rusya ve İran’ın “Suriye’deki PKK işgalinin sonlandırılması ve böylece PKK’nın tasfiyesinin sağlanması” şeklinde tarif edilebilecek bir ortak hedefte ilk kez bu kadar net olarak buluşması İsrail’de alarm zillerini çaldırıyor.

İsrail Tahran Ankara Türkiye Rusya İran PYD PKK Recep Tayyip Erdoğan