24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşsizliği kader olmaktan çıkarmak

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçenlerde yazmıştım, "İŞSİZLİK KADER Mİ?". İşsizlik tabi ki kader değil, ancak işsizliği bitirmenin temel itici gücü nedir? Tam İstihdam mümkün müdür? Liberalizm (Kapitalizm) her zaman bir ölçüde işsizliği ister mi? Bunlar yıllardan bu yana tartışılır. Ancak her zaman konu insanlara istedikleri iş, iş ortamı bulmak değil; "ihracatımız şu kadar artarsa", "maliyetlerimizi düşürmeliyiz", "endüstri 4.0", "markaya yatırım yapıp marka yaratmalıyız" vb.gibi işsizliğin resmi rakamlarla yüzde 14, genç işsiz oranının yüzde 27 olduğu Türkiye’de konuşulmaktadır.
Sanki yönetenler ve konuşanlar Türkiye’de değil başka bir gezegende yaşıyorlar.

Öncelikle belirtmek gerekir ki her işte olduğu gibi işsizlik oranını düşürmek, 82 milyon Türk vatandaşının refahını yükseltmek, niyete girmek ile koşut. Eğer niyetine girer, kafayı istihdam olarak çalıştırırsanız çözüm bulabilirsiniz. Kafayı marka yaratmaya takarsanız çok zaman, emek, para harcarsınız, hem de çok ama çok fazla. Zaten kıt olan kaynaklarınızı heba edersiniz, marka çıkar ya da çıkmaz. İhracatımızı arttıralım diye programlar yapar teşvikleri dağıtır kafayı bu kez ihracata takarsınız, sonunda bir bakarsınız ihracat arpa boyu artmış, ithalat Allah! Allah! Deyip uçmuş gidiyor. Endüstri 4.0 ise tam bir muamma biri bir laf etmiş kuyuya atmış 40 akıllı çıkartamamış. Herkes endüstri 4.0 diyor ortada pek bir şey yok. Sözün özü bir sürü laf ediliyor ama insanlarımız, özellikle genç eğitimli nüfusumuz iş bulamıyor. Aslına bakarsanız çalışanlarda hayatlarından çok memnun değil.
İşsizliği önlemenin öncelikli yolu iş alanları açmaktır. Buna kafa patlatmaktır. Ama en hızlı ve düzgün çözüm hangisidir.
Öncelikle ülkemizdeki iş alanlarının hangi sektörlerde ne kadar istihdam yarattığına bir bakalım.

Tablodan görüleceği gibi ana istihdam alanımız HİZMET sektörü. 2014 yılından 2019 yılına kadar oransal ve rakamsal olarak sürekli artmış. Temmuz 2019 ayı itibariyle yüzde 55.12 yani çalışan nüfusun yarısından fazlası hizmet sektöründe çalışıyor. 2014 yılında ise yüzde 51.04. Tabi tahmin edersiniz ki Hizmet Sektörü içinde, Kamuda Çalışanlar önemli bir yekün tutuyor.
Tablodan çıkan diğer bir sonuç ise işsizliğin artışındaki en önemli neden İNŞAAT sektöründeki krizin ortaya çıkardığı işsizlik. Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde nispi bir artış olmasına rağmen inşaat sektöründe çalışan sayısı yıllar itibariyle düşüyor. Bu azalış artık çok açık olarak bilinen, İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR EKONOMİ İÇİN LOKOMOTİF SEKTÖR OLAMAYACAĞIDIR.Pekiyi, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR EKONOMİ, KALKINMAYA DESTEK OLAN REFAHI YAYAN BİR EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ HANGİ SEKTÖR OLMALIDIR.
Buna da diğer yazılarımda değineceğim.

İşsizliği kader olmaktan çıkarmak - Resim : 1