İstanbul Boğazı Mitolojisi

Ey Yunan mitolojisinin en önemli tanrısı,tüm tanrıların ve insanların kralı muhteşem Zeus! Senin tahtın göklerdeymiş, şimşekler âsan, haykırışın gök gürültüleriymiş... Yağmurlarla bereketi sen getirirmişsin insanoğluna... Çapkınlık senin karakterinmiş ve ölümlü ölümsüz her güzele âşık olabilirmişsin. İstediğin kadını elde etmek için şekilden şekle bürünürmüşsün. Leda için kuğu, Antiope için safir, Aegina için ateş, Danae için altın, Hera için guguk kuşu, Callisto için Artemis, Mnemosyne için yakışıklı çoban, Demeter için geyik, Europa için boğa kılığına girmişsin. Çok da hırslıymışsın hani; tahtın için karın Metis’i yutmuş, güçlü Prometheus’u zincirleyip şahinlere yem etmiş(1), tanrıça Thetis’i bir ölümlü ile evlendirmişsin. Duydum ki; okyanus tanrılarının ruhuyla ve tüm ulvi güzelliğiyle önümde uzanan eşsiz İstanbul Boğazı, senin güzeller güzeli İo’ya aşkının eseriymiş(2)...
Günümüzden binlerce yıl öncesinde, Olimpos dağının eteklerinde yaşıyormuşsun. O zamanlar İstanbul uçsuz bucaksız ormanlarla kaplıymış. Buralarda hiçbir âdemoğlu yaşamaz, kervanlar buralardan geçmezmiş. Öyle el değmemiş, öyle ıssızmış ki İstanbul toprakları, yalnızca orman perileri, tanrılar ve tanrıçalar ziyaret edebilirmiş.

HERA’NIN İNTİKAMI

Günlerden bir gün İstanbul ormanlarında yürüyüşe çıkmış ve Oceanus’un torunu, Inachus’un kızı, güzeller güzeli nehir tanrısı İo’yu görmüşsün. Duru güzelliği karşısında İo’dan çok etkilenmiş, hemen oracıkta ona âşık olup, sonra birlikte olmuşsun.
Çapkınlığın yüzünden karın Hera sürekli takip ettirirmiş seni. Sonunda dedikodular rüzgârlarla taşına taşına, senin kıskanç Hera’nın kulağına gitmiş. Hera, senin gönlünü başkasına kaptırdığını duyunca deliye dönmüş, intikam almak için hemen harekete geçmiş. Sen de bunu haber alınca Hera’nın şerrinden öyle korkmuşsun ki; kendin hemen bir buluta dönüşmüş, İo’yu da bir öküze dönüştürerek saklamak istemişsin. Ama ne çare, Hera durumu fark etmiş ve öküze dönüşen İo’nun peşine kocaman bir sinek musallat etmiş. Dev sinek İo’yu bulmuş ve onun bacağını öyle bir ısırmış ki; acıdan gözleri dönen İo var gücüyle koşmaya başlamış. İo koşarken, öküz kuvvetiyle tabanlarını yere öyle güçlü vuruyormuş ki; yer yavaş yavaş çatlıyor ve ardında bıraktığı yol ikiye yarılıp, Karadeniz’in suları bu yarığın içine doluyormuş.
Sonunda oluşan kocaman, geniş bir nehir İstanbul’u ikiye bölmüş. İşte o gün bu gündür bizim İstanbul Boğazı dediğimiz o nehir, “Öküz Geçidi” anlamına gelen Bosphorus adıyla anılmaya başlamış.
Biliyor musun Zeus; senin bu aşk hikâyenden doğan ve senden sonra asırlar boyu İstanbul’a yolu düşmüş her insanı kendine âşık eden Boğaz, en büyük aşkların da yaşandığı yer olmuş. Seninki gibi gizli aşkların sırlarını da dalgalarının köpüklerinde saklamış hep...
Haydi, rastgele Boğaz âşıklarına!

(1) Prometheus Efsanesi, Ethem Gönenç, Aydınlık Gazetesi, 14.10.2016,https://www.aydinlik.com.tr/prometheus-efsanesi
(2) Boğaz Efsaneleri: Zeus ve İo, Pelin Sürmeli, http://www.ustamdan.com