İstanbul’da Verdi rüzgarı: La Traviata
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, dünyaca ünlü sanatçı Giuseppe Verdi’nin ‘La Traviata’ operasını İstanbullu operaseverlerle buluşturdu. İtalya’nın yetiştirdiği en önemli bestecilerinden biri olan Verdi (1813 - 1901)’nin bu çok değişik yorumlu ve tasarımlı operası, festivale ayrıcalık kazandırdı. Çok sayıda opera yapıtlarına sahip olan sanatçı, dünyada en çok repertuvara alınan bestecilerden biridir.
TÜRKİYE PRÖMİYERİ İNÖNÜ’YLE İZLENDİ
Dünya prömiyeri 06 Mart 1853 tarihinde Venedik’te yapılan ‘La Traviata’ operasının Türkiye prömiyeri, Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) tarafından 18 Nisan 1954 tarihinde yapıldı. İlk gösterimi yerinde görme ayrıcalığına sahip olduğumu gururla söylemek isterim. Hafızam beni yanıltmıyorsa, Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bu gösteride, salondaki yerini almıştı. Sonraki yıllarda, ülke çapında defalarca sahnelenen ve her defasında da büyük ilgi uyandıran bu hazin aşk hikayesi, eminim izleyen her kişide, derin duygular uyandırmıştır. Son olarak, opera festivali kapsamında Zorlu PSM’de sahnelenen ‘La Traviata’ operasını, geçmiş yıllarda ülke dışında farklı yorumlarını izleme fırsatını buldum.
200 YILLIK OPERA GELENEĞİMİZ
Operanın anavatanı olan İtalya’da ortaya çıkan her yeni opera yapıtı, yaşadığımız coğrafyada da karşılık bulmuştur. Özellikle 19. yüzyılda ortaya çıkan opera yapıtları, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’da da sıklıkla sahnelenmiştir. İmparatorluk döneminde gayrımüslimlerin yaşadığı bir bölge olan Beyoğlu (Pera) semtinde yer alan Naum Tiyatrosu, dönemin en önemli operalarının İstanbullu sanatseverlerle buluştuğu mekan olmuştur. Bu nedenle uzun yıllara dayanan bir opera geleneğimizden bahsetmemiz elbette mümkündür. Yazımıza konu olan dünyaca ünlü İtalyan bestecinin bütün operaları, dünya prömiyerini yaptıkları yıl içerisinde, İtalyan opera toplulukları tarafından İstanbul’da sahnelenmişti. Türk operasının kuruluş ve gelişme yıllarında dünyaca ünlü opera yapıtları, özgün dilinden (İtalyanca, Almanca,.., vb.) Türkçe’ye çevirilerek, solistler ve koro tarafından seslendirilirdi. Gelişen operamız, opera yapıtlarını özgün dilinde sahnelemeye başladığı andan itibaren, Türk operasında başarı anlamında büyük bir değişime tanık olduk. Cumhuriyet dönemi Türk operası, günümüz çağdaş yorumlarını kullanarak başarılı bir düzeye ulaşmıştır.
SVOBODA’DAN SIRA DIŞI SAHNE TASARIMI
Alman yönetmen Henning Brockhaus rejisiyle, 03 Temmuz 2018 Salı günü festival kapsamında sahnelenen ‘La Traviata’, Şef Alessandro Cedrone yönetiminde ADOB Orkestrası ve Giampaolo Vessella yönetiminde ADOB Korosu tarafından çok nitelikli bir çalışma olarak sahnelendi. Brockhaus yönetimindeki yapımı öne çıkaran en önemli ayrıntı, Çek tasarımcı Josef Svoboda (1920 - 2002) tarafından tasarlanan sıra dışı sahne tasarımı. Svoboda, Çek operasının dünyaya açılmasındaki en önemli sanatçılardan birisidir. Svoboda’nın kendi yaratısı olan ‘Laterna Magika’ gösterisi, yılların eskitemediği bir buluş ve etkinlik olarak, Prag’ın kültür turizmine büyük katkı sağlamaktadır. Festival kapsamında izlediğimiz ‘La Traviata’nın sıra dışılığını Çek sanatçıya borçluyuz.Yansıtma tekniğinin kullanıldığı sahne tasarımı gecenin yıldızıydı.
OYUNCULARA İLGİ YOĞUNDU
Başarılı çalışmalarıyla Avrupa operalarında ses getiren Türk soprano Burcu Uyar ‘Violetta Valéry’ rolündeki üstün yorumuyla ilgi uyandırdı. İtalyan tenor Georgio Oniani ‘Alfredo Germont’ rolünde olağan üstü bir başarı sergiledi. Bulgar bariton Vladimir Stoyanov ‘Giorgio Germont’ rolünde büyük alkış aldı. Diğer rollerde rol alan ADOB opera sanatçıları, gösterime derinlik ve boyut katarak görsellik kazandırdılar. Yapıma uygun başarılı kostüm tasarımı Giancarlo Colis, ışık tasarımını ise aynı zamanda yapımın yönetmenliğini üstlenen Henning Brockhaus yaptı. Valentina Escobar’ın koreografisi operaya renk kattı. Giuseppe Verdi’nin ölümsüz yapıtı La Traviata, Macerata Opera Festival ve ADOB iş birliğiyle 9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nden görkemli bir şekilde gelip geçti.