23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İstanbul’un işgali ve Ayasofya’ya çan takmak

Mustafa Solak

Mustafa Solak

Site Yazarı

A+ A-

13 Kasım 191822de fiili olarak işgal edilen İstanbul, 16 Mart 1920’de resmi olarak işgal edilmişti. İşgalciler Şehzadebaşı Karakolu'nda uyku olan askerlerimizi şehit etmişlerdi. Padişah Vahdettin’in işgalcileri şaşırtmak için işgali tepkisiz kaldığı iddia edilir. Oysaki Vahdettin ülkeyi 15 yıl yönetmesi için işgalcilere teklifte bulunmuştur.

Vahdettin’le ilgili iddialardan biri de Ayasofya’ya çan takılmasını engellediğidir. İstanbul Muhafızı Tuğgeneral Ali Sait Paşa tarafından yazılan raporda işgal günüyle ilgili şunlar yazılmaktaydı:

“Süleymaniye Camii avlusunda bulunan askerimizin etrafı ihata edilerek [sarılarak] efradın [askerlerin] harice çıkması men edilmiştir. Ayasofya camiinde bulunan asakiri taht-ı tehdidde [askerleri tehdit altında] bulundurmak üzere camiin Müze cihetinde bulunan kuleleri üzerine Fransızlar tarafından hafif makineli tüfekler tesbit olunmuştur.”[1]

16 Mart 1920’de Dolmabahçe sarayının karşısındaki kışlada bulunan 31. Kafkas Alay kumandanlarından Nazmi Çağan, o günle ilgi “Saat 12.45. Sonra Ayasofya camiine hakim burçlara Fransız efradı çıkıyor”[2] cümlesini kurmuştur. Fakat buna silahla karşılık verileceği haberi yayılmış olmalı ki Nazmi Çağan, alayının bağlı olduğu 10. Kafkas Fırkası [Tümeni] Komutanı Yarbay Kemaleddin Sami’ninHarbiye Bakanı’na, Fransızların Ayasofya’yı ablukaya başladıklarını; ama askerin karşılık vereceği haberinin doğru olmadığını telgrafla bildirdiğini aktarıyordu.[3]

İşgalcilere sessiz kalan Vahdettin’in Ayasofya’ya çan takılmasını önlemesi mantık dışıdır elbet; ama gösterdiğimiz gibi komutanların anlatımlarıyla da işgalciler Ayasofya’nın burçlarına çıkmışlardır.

Ali Sait Paşa raporunda 17 Mart tarihiyle ilgili de “Ayasofya’daki mitralyözler indirilmiş”[4] notunu düşmüştür.

İstanbul’un işgali ve Ayasofya’ya çan takmak - Resim: 1İşgal kuvvetleri subayları 1920’de Ayasofya’nın önünde

Gerçekte ise Ayasofya’ya çan takılacağı söylentisi, milli mücadele veren grupları harekete geçirmişti. Kilise olmasına yönelik herhangi bir girişimde Ayasofya havaya uçurulacaktı.

Atatürk de 13 Ağustos 1923’te TBMM’nin açılışında yaptığı konuşmada “Her gün Ayasofya'ya haç asıp, gözdağı vermeleriyle hassas duygularımız incindi.”[5] demiştir.

İstanbul’u işgalden kurtaran ve Ayasofya’ya haç ve çan takılmasını önleyen milli mücadele kahramanlarına ve Atatürk’e şükranlarımı sunarım.

Not: Konuyu “ATATÜRK VE AYASOFYA” başlıklı kitabımdan daha geniş olarak okuyabilirsiniz.
[1] Harb Tarihi Vesikaları, S.22, Ankara, 1957, s.3; Tansel, age, c.3, s.49.
[2] Atatürk Ansiklopedisi Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihi, c.7, s.251.
[3] Age, s.250.
[4] Harb Tarihi Vesikaları, S.22, s.5.
[5] Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Tamim ve Telgrafları, c.1, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1997, s.331; https://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d1yy.htm