İşte Abdullah Gül’ü tutuklatacak gerekçe !

Adı: Alpaslan Altan.
FETÖ’cü olduğu için önceki gün 11 yıl 3 ay hapse mahkum edilen, Anayasa Mahkemesi üyesi terörist.
Peki bu alçak adam Anayasa Mahkemesi’ne nasıl mı üye oldu?
Abdullah Gül ile dönemin iktidarının kural tanımazlığından!
Arşivlerde var, bu FETÖ’cü, Anayasa Mahkemesi’ne atanacak yeterlilikte değildi.
Bu yeterliliği sağlamak için dönemin Ulaştırma Bakanı olan Binali Yıldırım, onu alelacele Denizcilik Müsteşar Yardımcısı yaptı.
Hemen akabinde bu terörist, Abdulah Gül tarafından Anayasa Mahkemesi’ne tayin edildi.
Basın bu faciayı eleştirince, Abdullah Gül, o FETÖ’cü teröriste arka çıkarak ölesiye sahiplendi.
Ey hukuk, ey kanun, ey yargı, ey vicdan! Abdullah’ın bu yaptığı teröre yardım ve yataklık değil midir?

Eğer Kılıçdaroğlu’nu eve kilitlemezseniz!
Günler önce bu sütunda yazdım, Ulusal Kanal’daki programımda söyledim.
Seçim gününe kadar Kılıçdaroğlu’nu eve kilitleyin dedim.
Birkaç gün geçmedi haklı çıktım.
Kemal Bey her seçim arefesinde yaptığı gibi Tayyib’e yine malzeme ve istismar konusu verdi.
Neymiş efendim YPG-PYD bize saldırmazmış!
Tayyip sürekli PKK’den hücum ederken, edilecek laf mı şimdi bu?
Söyleyin bu acemilik mi başka şey mi?

18 milyon terörist öyle mi?
Muhalefete oy verenler PKK ve FETÖ ile kol kola imiş.
Bu tanıma göre ben ve benim gibi 18 milyon Türk vatandaşı, teröristle aynı safta oluyor, öyle mi?
Apo’nun yanaşmaları ile Oslo ve Dolmabahçe’de müzakere masasına oturan bunlar PKK’ya yönelik operasyonu yasaklayıp Barzani ile megri megri diyen bunlar , Fetullah’a devleti teslim edenler bunlar. Ama yıllar yılı o alçaklarla mücadelede eden biz ve bizim gibiler, AKP’ye oy vermiyoruz diye teröristiz, öyle mi?

Dün kartel bugün saray medyası!
Vallahi de billahi de dünün Kartel medyası bugünün Saray medyasından bin kere daha ahlaklı ve objektifti.
Aslına bakarsanız Saray medyasına medya demek mümkün değil.
Bugün Türkiye’deki basın-yayının yüzde 95’ini kontrol eden yeni medya anlayışı, tek kelimeyle iktidar uşaklığıdır. Sahi dün Aydın Doğan’a hücum edenler, bugün Yıldırım Demirören ile bir telefonla 100 milyon dolar bağış yapan malum havuzcu müteahhitleri, hangi ahlak ve anlayışla kucaklıyor?