İstiklâl Savaşı Ruhu
FETÖ’cü darbe girişimi, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve benzeri tertiplerin devamıdır. Ana hedef, Türk Ordusu’nun bitirilmesidir. Amerika’nın darbe planı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli bir ordu olmaktan çıkarılıp, “ordunun arta kalanının” ABD’nin Ortadoğu’daki “kara gücü”ne dahil edilmesini amaçlamaktaydı. Girişim başarı kazansaydı, PKK’ya karşı mücadele askıya alınacak ve ülkemiz FETÖcülerin diktatörlüğü altında hizaya sokulacaktı. Kayıtsız şartsız “koalisyon kuvvetlerine” dahil edilen Türkiye’nin, Rusya, İran, Suriye ve diğer bölge ülkeleriyle birleşme eğilimlerine set çekilip, ülkemizle Avrasya arasına aşılmaz düşmanlık duvarları inşa edilecekti. Çünkü günümüz dünyasında Ön Asya’da yer alan bir ülke, “ancak ordusu kadar vardır”.
GÜÇLÜ BİR MİLLİ ORDU İÇİN İSTİKLÂL SAVAŞI RUHU
Darbe girişimi, devletin ve milletin birliği sayesinde geri püskürtülmüştür. Amerika’nın Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki beşinci kolu etkisiz hale getirilmiştir. Fethullah Terör Örgütü’nün devlet içinden kökünün kazınması süreci devam etmektedir. Bu sürecin ülkemizin önünü açan bir dönüm noktası oluşturduğuna kuşku yoktur. Öte yandan vatan savunmasında daha ileri başarılar elde etmek, ancak Amerikancı darbe girişiminden doğru derslerin çıkarılmasıyla olanaklı hale gelecektir.
Emperyalizme karşı vatan savunması göreviyle karşı karşıya olan bir ordu, milletiyle birleştiği ölçüde güç kazanır. Ordu ile millet arasına kama sokan ve ordunun saygınlığını tahrip etmeye yönelen her girişim, Amerika’nın FETÖcü darbeyle elde etmeyi hedeflediği sonuca hizmet eder. Nitekim FETÖcü kalkışmanın bastırılması üstüne B planı devreye sokulmuş ve orduya karşı kışkırtmalara hız verilmiştir. Oysa Amerika’nın Türk Ordusu içindeki beşinci kolunun temizlenmesi, ülkemizin “güçlü bir milli ordu” hedefinin önündeki en büyük engeli ortadan kaldırmıştır. Ayrıca ordunun değişik kademeleri, darbe girişimiyle önemli bir sınamadan geçmiştir. Bu sınavın sonuçları da, güçlü bir milli ordu oluşturma açısından çok değerli bilgiler içermektedir. Bu fırsatı ülke adına yenilmez bir güce dönüştürmenin tek yolu, ordunun yeniden inşasında İstiklâl Savaşı Ruhunu esas almaktır.
BİRLEŞTİREN SİMGE TÜRK BAYRAĞI’DIR
Ülkemiz bugün ancak devletin ve milletin topyekûn birliği ile üstesinden gelinebilecek sorunlarla karşı karşıyadır. FETÖcü darbe girişiminin bu sayede yenilgiye uğratılmış olması, hepimiz için son derece öğretici bir ders niteliğini taşımaktadır. Darbe sırasında ve sonrasında meydanlara koşan halkı birleştiren tek bir simge vardır: O da Türk Bayrağı’dır. Türk Bayrağı ve o bayrağın simgelediği İstiklâl Savaşı Ruhu dışında hiçbir etken, milletin bütününü vatan savunması için seferber etme yetisine sahip değildir. Su uyur, düşman uyumaz. Onun için milleti bölen, milletle ordu arasına nifak sokan, ordunun itibarını düşürüp onu güçsüzleştirmeye yönelen bütün adımlar, Amerikancı-FETÖcü darbe girişiminin ulaşmayı hedeflediği amaca hizmet eder ve o doğrultuda kullanılır.
YENİDEN UYANAN TÜRKİYE
Ülkemizin önü açıktır. Çünkü uzunca bir süredir milletimizin birbirine yabancılaştırılmış kesimleri, artık aynı hedefler uğruna meydanlara çıkarak birbirine dokunmakta ve aynı deneyimleri paylaşmaktadır. Artık milletin bir kesimine dayanarak diğer kesimlerini karşısına alacak siyasetlerin sahiplerine güç kaybettireceği bir döneme giriyoruz. Çünkü milletin birliğini sağlamaya yönelmeyen siyasetlerin ülkemizi yeni saldırılara açık hale getireceği milletin ortak belleğine kazınmaktadır. Gün, olgulardan hareketle, Atatürk’ün bize bıraktığı yegâne miras olarak nitelediği “akıl ve bilim”i kullanmanın günüdür. Amerika’nın kendisi açısından en önemli tehditler arasında saydığı “Yeniden Uyanan Türkiye”yi olanaklı kılan etken, hiç kuşku yok ki, Cumhuriyetimizin temelinde yatan İstiklal Savaşı Ruhu ve Atatürk Devrimi’dir.