İsveç NATO'ya girmeli
Geçen günlerde İsveç’te bir milletvekilinin Türk büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmasına tüm dünya tepki gösterdi. NATO’ya girebilmek için onayı beklenen Türkiye’de ise İsveç’in NATO üyeliği tekrar tartışma konusu oldu.
Türkiye, İsveç ve Finlandiya’dan NATO’ya girebilmeleri için PKK ve FETÖ’ye verdikleri desteği kesmesini istiyordu. İsveç ve Finlandiya ise kağıt üzerinde bunu yerine getireceğini taahhüt etse de fiilen PKK ve FETÖ’ye sahip çıkmaya devam ediyor.
Terör örgütlerine sahip çıkmanın yanı sıra Türkiye ve İslam düşmanlığını körükleyen eylemlere de göz yumuyorlar. İsveç’te gün aşırı PKK gösterileri düzenleniyor, Türkiye’ye hakaretler ediliyor. Son olarak ırkçı bir milletvekilinin Türk büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’i yakmasına İsveç hükümeti tarafından izin verilmesi büyük tepki topladı.
NATO’DAN NE ANLIYORUZ?
Doğu Akdeniz’de yaptığı askeri yığınakla Türkiye’yi tehdit eden NATO’nun daha fazla genişlemesini isteyerek kendi ayağına sıkan AK Parti hükümeti, İsveç’e “bu gidişle sizi NATO’ya almayız” diyerek cevap verdi.
Halbuki NATO tam da İsveç’e uygun bir örgüt.
Nedir NATO? 30 yıl önce dağılmış olan Sovyetler Birliği’ne karşı kimi ülkeleri koruyan bir güvenlik paktı mı? Yoksa hayali bir Sovyet korkusuyla üye ülkeleri kontrol altında tutmanın bir kılıfı mı?
Ortada ne Sovyetler Birliği kaldı ne de “istila” tehdidi. Aksine, ABD ve NATO, işgal ve sömürünün baş kaynağı haline gelmişlerdir. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyaya rejim ihraç etmeye çalışan, ülkelere saldırıp kaynaklarını yağmalayan, ambargolar uygulayıp halklarını açlıktan kırmaya çalışan başat ülke ABD’dir. NATO da ABD’nin ülkeleri kontrol şemsiyesidir.
NATO, ABD demektir. ABD’den bağımsız bir NATO tahayyül edebilir miyiz? NATO’nun bugüne kadar yaptığı askeri tatbikatlara bakalım. Hangisi ABD’nin iradesinden bağımsız yapılmıştır? ABD, tek başına giremeyeceği yüklerin altına NATO adı altında sözde müttefiklerini de dahil ederek girmeyi planlamıştır. NATO’nun gerçek amacı da budur. ABD’nin işgal ve sömürü eylemlerine “ittifak” adı altında yeni ülkeler dahil etmektir. ABD’nin işgal ve sömürü politikalarının odağında Batı Asya olduğuna göre, Türkiye de kendi kendisini işgal ettirmek için NATO’da bulunmak gibi bir çelişkiyle karşı karşıyadır.
NATO, askeri işgalin yanı sıra siyasi ve kültürel bir tahakküm aracıdır. NATO’nun girdiği Türkiye bölünme tehdidiyle karşı karşıya gelmiştir. ABD’nin silahlandırdığı teröristler güneydoğumuzu Türkiye’den koparmaya çalışmıştır.
NATO’nun girdiği ülkemizde aydınlar, bilim insanları, sanatçılar suikasta uğramıştır. Uğur Mumcular, Gaffar Okkanlar, Eşref Bitlisler katledilmiştir. FETÖ adı altında GLADYO yapılanması yaratılmıştır. Milli ordu hapsedilmeye çalışılmıştır.
Uyuşturucu trafiğinin kontrolüyle birlikte ülkelerin gençleri zehirlenmiştir. Uyuşturucu yetmemiş, LGBT, cinsiyetsizlik, bireycilik gibi ideolojilerle kültürel zehir milletlerin damarlarına enjekte edilmiştir. Kimilerinin “otokrat Doğu değil, uygar Batı” olarak gördüğü NATO’nun ülkemize soktuğu “uygarlık” tam olarak budur. NATO içerisinde Türkiye’ye LGBT dayatması dışında bir seçenek sunulmamaktadır.
NATO, KUR’AN YAKANLARIN ÖRGÜTÜ
NATO, İslam’ın da baş düşmanıdır. Çoğunlukla Müslümanlarına yaşadığı Batı Asya coğrafyasına onlarca yıldır NATO bombaları düşmektedir. Afganistan, Irak, Suriye işgal girişimleri yaşamıştır. Camiler bombalanmış, kundaktaki bebekler kurşunlanmış, kadınların ırzına geçilmiştir. PKK-IŞİD gibi terör örgütleri beslenmiştir.
NATO’nun karakteri sömürgeciliktir, işgaldir, yıkımdır.
Dolayısıyla Kur’an yakan, terör örgütlerini besleyen, Türk ve Müslüman düşmanlığı yapan İsveç-Finlandiya gibi ülkelerin yeri NATO’dur. NATO, Kur’an yakanların, terörist besleyenlerin örgütüdür.
NATO, Türkiye’yi işgal senaryolarını içeren tatbikatlar yapan örgüttür. NATO tatbikatlarında Atatürk’ün ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafları hedef tahtasına konmuştur. NATO, Türkiye’yi koruyan değil, Türkiye’yi kuşatan bir örgüttür.
İNCİRLİK’TE YAKILAN KUR’ANLARIN KOKUSUNU ALMIYOR MUSUNUZ?
Türkiye’nin sorgulaması gereken şey İsveç-Finlandiya’nın NATO’ya girişi değil Türkiye’nin NATO’dan çıkışı olmalıdır.
Müslüman öldüren, cami bombalayan NATO’nun Türkiye’nin en kritik noktalarında üsleri var. NATO-ABD, bu üslerden Müslümanların üzerine bombalar yağdırıyor. İncirlik’ten kalkan NATO uçakları, PKK’ya silahlar dağıtıyor, Mehmetçiğimizi şehit etsin diye.
İsveç’e “Kur’an-ı Kerim’i yaktılar” diye “sizi NATO’ya almayız” tepkisi gösterenlere söylüyoruz: Kur’an-ı Kerim’i Brüksel’deki NATO merkezlerinde, Washington’daki Beyaz Saray’da, İncirlik’teki NATO binalarında yakıyorlar. Kokusu gelmedi mi?