İsveç'teki PKK Kosova'daki FETÖ ve NATO
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu geçen gün Kosova'daydı. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı ile görüştü. Sonrasında birlikte basının karşısına geçtiler. Sayın Bakan, Kosova'daki FETÖ varlığına dikkat çekti. Bu örgütün, iki ülke ilişkilerini 'zehirlediğini' vurguladı. Türkiye'de darbe yapmaya kalkan FETÖ'nün, Kosova'da faaliyet göstermesinin Türk halkını 'derinden üzdüğünü' söyledi.
KOSOVA'YA YERLEŞTİRİLEN FETÖ
Dahası Çavuşoğlu, FETÖ'nün Kosova'daki faaliyetleri hakkında da bilgi verdi. Devlet kurumlarına yerleşiyormuş, 'eğitim' faaliyetiyle gençleri zehirliyormuş bir de medya alanında yatırımlar yapıyormuş. Biz buna ticari işleri de ekleyelim. Demek ki FETÖ, Kosova'ya da epey sızmış. Ya da daha doğru ifadeyle 'yerleştirilmiş.'
Çavuşoğlu'nun Kosova Cumhurbaşkanı Vyosa Osmani ve Başbakan Albin Kurti ile de bir görüşmesi oldu. Görüşmeyle ilgili açıklama yapan Kosova Cumhurbaşkanlığı, şu ifadeleri kullandı: "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kosova'nın NATO ve diğer uluslararası kurumlara üyeliğine olan net desteğini çok takdir ediyorum."
TUTARLILIK SORUNU
Demek ki Türkiye, Kosova'nın NATO üyeliğine destek veriyor. Kosova uzunca bir süredir NATO üyesi olmak için çırpınıyor. Geçen Mart ayında Osmani, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ziyaret etti. Orada da Türkiye'nin Kosova'nın NATO üyeliği için verdiği desteğe teşekkür etti. Aynı günlerde ABD Başkanı Biden'a da bir mektup yazdı. Osmani, ABD'nin 'liderliğini' ve 'etki gücünü' Kosova'nın karmaşık NATO üyeliği prosedürünü atlatması için kullanacağına inandıklarını belirtti. Kosovalı yetkililer, Rusya'nın Balkanlar üzerindeki 'tehdidine' karşı, ülkenin NATO üyeliğinin artık bir zorunluluk olduğunu sık sık dile getiriyorlar. Bu durumda ciddi bir tutarlılık sorunumuz olduğu ortaya çıkıyor. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerine bu ülkelerin PKK'ya verdikleri destekten ötürü karşı çıkıyoruz. Ama Kosova'nın FETÖ'nün kuluçka alanlarından biri olmasını, onun NATO üyeliği açısından bir engel olarak görmüyoruz.
ÇARPIK BAKIŞ
Bu durum aslında, Ak Parti'nin NATO'ya ve onun genişlemesine çarpık bakışından kaynaklanıyor. Ak Parti hükümeti, NATO'nun genişlemesine, falanca aday ülkenin teröre verdiği destekten ötürü karşı çıkıyor. Yani aslında NATO'nun genişlemesine karşı çıkmıyor. Söz gelimi İsveç ve Finlandiya, PKK'ya destek vermeyen ülkeler olsa, bu genişlemeye onay verecektik. Hâlbuki NATO ve onun sahibi ABD, Türkiye'ye düşman. NATO'nun Rusya'ya, Çin'e, Sırbistan'a ya da Patagonya'ya doğru genişlemesi, NATO'nun toplam olarak güçlenmesi, Türkiye'nin aleyhinedir.
NATO VARSA FETÖ VAR
Hükümette böyle bütünsel bir bakış olmadığı için, Kosova'da çelişkiye düşüyor. Kosova'da FETÖ'nün kök salmasından, el üstünde tutulmasından daha doğal bir şey olamaz. Çünkü FETÖ demek NATO Gladyo'su demek. Kosova ise NATO'nun 1999'da Yugoslavya'ya yaptığı alçakça saldırı ile kurulmuş bir sözde devlet. Bu kukla ülkeyi hâlâ KFOR adı verilen NATO gücü koruyor. Parayı ABD veriyor. NATO'nun olduğu yerde FETÖ olmayacak da ne olacak?
NATO VARSA PKK'LAR VAR
Bizim için önemli bir ders de Kosova'nın bizdeki PKK'ya benzer bir örgüt aracılığıyla 'bağımsızlığını' kazanmış olması. ABD tarafından silahlandırılan, ideolojik ve askeri eğitimden geçirilen, paraya boğulan bir terör örgütüydü Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK). UÇK, Yugoslavya'nın PKK'sıydı. NATO'nun Belgrad'ı bombalamasının zeminini işte bu UÇK yaratmıştı. Yani NATO'nun olduğu yerde FETÖ olduğu gibi PKK'lar da var.
KOSOVA BİR DEVLET Mİ?
Bizim NATO üyesi olması için destek verdiğimiz Kosova'nın, bir devlet olup olmadığı da şüpheli. Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Endonezya, Meksika, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Asya, Afrika ve Güney Amerika'nın neredeyse tamamı, yani dünya nüfusunun, ekonomisinin büyük çoğunluğunu temsil eden ülkeler Kosova'yı tanımıyor. Hatta Balkan devletleri ve bazı AB üyeleri de tanımıyor. Kosova, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi de olamadı. 2008'de sözde bağımsızlık ilan eden Kosova'yı dünyada sadece ABD ve güdümündeki devletler tanıdı (İlk tanıyan ABD işgali altındaki Afganistan'dı). Maalesef o tarihte BOP eşbaşkanlığı süreci yaşıyan Türkiye de bu rüzgâra kapılmıştı. Bugün aynı durum yaşansa, muhtemelen farklı tavır alırdık. BM üyesi olma ihtimali olmayan bir 'devletin' NATO üyesi olması mümkün değil.
SONUÇ
Kendi ülkemizdeki ABD ve NATO üslerine ses çıkarmayıp, Yunanistan'daki üsleri öne çıkarmamız gibi; İsveç'teki PKK'yı NATO üyeliği için engel görüp, Kosova'daki FETÖ'yü görmememiz, ülkemizi tutarsızlığa sürüklüyor. Bunun temel sebebi, NATO'nun ve ABD'nin Türkiye için tehdit olduğunu berrak bir biçimde görememek. Kosova'nın NATO üyeliğine destek, Türkiye'yi Asya'dan yükselen Yeni Dünya'dan da koparacaktır.