İSYAN HAKLARI Huber’in Feryadı
Bana derler köşkler köşkü Huber köşkü,
Adımı silah tüccarı Auguste Huber’den almışım.
Soyluluğumu Sultan Abdülaziz Han bahşetti,
Kapı kirişinden tanırım namerdi, merdi.
Yastığım yorganım gök atlas, içim dışım çini tastı,
Karanlığa büründü saçaklarım günbegün...
Boğulan şehzade gibi duyun avazımı, zarımı.
Beni bir haramzade bastı, nicedir düşmüşüm dara,
Yetişin dostlar, kurtarın namusumu, arımı.
Boğaz’ın esrarlı mehtabına dalmışken uyanmışım,
Geçerken Bandırma Vapuru Karadeniz’e,
Mavzerimle, Mustafa Kemal’e selam durmuşum.
Koca tahtlar devrilirken üç asrın kavşağında,
Devri devranın çemberinden geçmişim.
Dün sultan mülküydüm, bugün kamu malıyım.
Fakat içimde bir bulantı, karnımda dokuz mayın,
Sormayın dostlar, kor ateşlere yanmışım.
Dinmiyor odalarımda fesat fısıltısı, ihanet tıkırtısı.
Kırım Kongo Kenesi midir, yapışmış etime?
Vallah demiş, yallah etmiş insafsız, afili iffetime,
Yetişin dostlar kurtarın saffetimi, şanımı.
Şaka değil, tanımışım âlâsını allem kallemin,
Lâkin görmedim böylesini kara illetin,
Eridim bittim darbecinin, zorbacının elinde.
Yandım Allah, yandım! Kurtarsın beni halkım!