IX. Ağıt, Özgürlük İçin Ölebilmek
FİLİSTİN AĞITLARI
IX. AĞIT, ÖZGÜRLÜK İÇİN ÖLEBİLMEK
(Arka arkaya yürüyen sekiz kutsal Yahudi ney ile
Gazze doğumlu küçük Arap kemanın peşinden
ruhları titreten sesiyle çocuklar korosu öne çıkar.
Yeminler geçici ölümün getirdiği ebedi hayatın
kutsal ilahisini Filistin kayasına kazır…)
Göksel ataların torunlarındandı Arap çocuk.
Diyorlar, pek güzeldi sesi, havai ezgilerde,
Söylerdi evinin bahçesinde, eskiden beri.
Hele yüzünü Şeria’dan aşağı çevirdiğinde,
Elini kulağına atıp da isyanlanınca hele de.
Ne şiddet, ne cebir, evvel zaman içinde biz,
İnsanlığın dem tuttuğu bir derin vadide,
Çölün ve bozkırın mayalandığı büyük ülkede,
Kardeşler birlikte aşmadı mı ruh sıkıntısını:
Mutlu dünyanın bir yerinde doğrulukla.
Gövdeler nasıl da istekli birbirinde erimeye,
Kadınlar, sıcak gecelerde ne kadar doğurgan,
Ve nasıl da alışık erkekler onu korumaya.
Aşkı olgunlaştır, şurup gibi çek kafaya,
Avuçlarınla iç, dolu doluyu, güneşte birleş.
Gel şimdi manzarayı seyret, çocuk yiyorlar,
Buzdolabında üç gün beklettikten sonra.
Evet, çocuğun adını Bilim koymuşlar:
Esinlenerek alet kullanan atanın anılarından,
Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da geçiyor mu?
Babil, Asur, Sümer tabletlerini öğütüyorlar:
Yeni ilahlar diz çöktürüyor eski ilahlara.
Öyle kanlı, öyle sıkıntılı, öyle darboğazdayız.
Tek çıkış yolu bıraktılar: Öldürmek değil,
Öldürülmek değil, özgürlük için ölebilmek.
06/10/2024