İyonların yansıttığı gerçekler
Geçen yılın sonunda, beni çılgına döndüren, ansiklopedik boyutta bir kitap yayımlandı: Ege Kıyılarının Bilge Sakinleri İonialılar (haz.: Yaşar Ersoy - Elif Koparal, YKY / Tüpraş, XVIII + 526 sayfa, Aralık 2022). Sayfa düzeni, konu sıralaması, haritalar, arkeolojik fotoğraflar ve yazılarla yapıta emek veren 40’ı aşkın kişinin adının geçtiği anıt kitap, gerçek bir yayıncılık mimarisi olarak görkemli bir yapıt... Bütün bu özellikleriyle ilk anda çarpıldığım kitapta mutluluktan çılgına döndüğüm öbür olayların başında, kitabın adındaki İonialılar / İyonyalılar sözcüğü geliyor. Zaten yazar yazmaz, sözcüğün altına Google’ın da ünlü tırtıklı kırmızıyla uyarı çektiğini görüveriyorsunuz. 1960’ların hemen başlarındaki tarih kitaplarında bile, Batı Anadolu’da çok önemli bir uygarlık kurucu kavim ve halk olarak adı geçen İyon / İyonlar’ın hangi tarihsel ve akademik kaygıyla olduğunu çözemediğim biçimde İyonyalılar olarak adlandırılması demek ki gerçekten de akla zarar...
DEUTSCHE Mİ DEUTSCHLAND’LI MI
Siz bir Alman’a Deutsche yerine sosyolojik, politik ya da akademik hangi bağlamda olursa olsun Deutschland’lı deyin bakalım Bremen mızıkacılarını bile ayağa kaldırmanın ötesinde alnınızın karışlandığıyla kalmıyor musunuz? İyonya, bugünkü söylenişleriyle belirtirsek yukarda Foça ile aşağıda Milas arasındaki kıyılarda İyonlarca kurulan bir düzine kent devletinin merkezde yer aldığı bir uygarlık havzasının adıdır. Nitekim kitapta (s. 72) "İon Göçü" başlıklı çok özlü yazısında Naoise Mac Sweeney de bölgeye adını veren İyon varlığından söz etmek zorunda kalır. Tersi apaçık tarihi çarpıtmak olur: İyonya var, İyonyalı var, İyon ve İyonlar yok! Emperyalist tarih yazıcılığı işi buralara vardırdı sonunda: Yalnızca günümüz tarihi çarpıtılmıyor, bütün bir tarihin taşları sökülüp yerine akademik çimentoların döküldüğü bir tarih dayatılıyor.
EFSANELER VE GERÇEKLER
Beni çılgına döndüren ikinci ayrıntı şu: Salt arkeolojik kazı ve buluntular üzerinde sürdürülen tarihsel çalışmaların sosyokültürel bilgiyi, efsane ve mitolojiyi geçersizleştirerek sonuca varmak isteyişi yüzünden, başta Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat olmak üzere nice yazarımızın bulgularının ve vargılarının hiçimsenmesidir. Açık söylemek gerekirse, daha 1960’larda, lise yıllarımda okuduğum Anadolu Efsaneleri (1954), Anadolu Tanrıları (1955) kitaplarında Balıkçı’dan "İyon gerçeğini emperyalist Batı’nın nasıl da gözlerden kaçırmaya çalıştığını" öğrenmiştim. Nitekim 18. yy’da İngiliz Chandler ekibinin İonia Keşif Gezisi’nin içyüzünü de sezdiğimiz bir başka yazıda, neyse ki veba salgını nedeniyle ekibin erken kaçmak zorunda kalarak tarihsel izleri bozma niyetlerinin gerçekleşemediğini ayrımsıyoruz. Öte yandan Kavafis’in Ionic şiirini Özdemir İnce ve Herkül Milas’ın İyonya’ya Özgü başlığıyla çevirişleri bile şair bilincinin de saptırmacanın derin bozucu etkisinden kurtulamadığını göstermeye yetiyor. Türkî sözcüğünü Türk’e özgü diye anlayıp çevirmek zorundaysak, İyonik sözcüğünü niye İyon’a özgü diye çeviremiyoruz ki?
‘BİLGELER VE OZANLAR DİYARI’
Tıp, matematik ve astronomi alanlarında önemli çalışmaları ve buluşları olan İyonlar, bilimlerin yanı sıra tarih, sanat ve felsefede de çok yüksek yapıtlar verip değerli gelişmeler gösterdiler. Matematikte Tales ve Pisagor, fizikte Aneksimenes, tıpta Hipokrat, tarihte Heredot, Coğrafya’da Ksenefon, felsefede Heraklit, Diyojen, Anaksimandros, edebiyatta Homeros dünya uygarlık tarihinde İyon asıllı kurucular ve evrensel isimler olarak baş köşededirler. Felsefede Milet Okulu’nun kurucusu İyonlar; Milet, Efes, Foça gibi görkemli kent devletlerini kurarak aşağıda Bodrum'a, Datça'ya, yukarda Bergama'ya, Asos'a, Truva'ya uzanan bir alanda etkili oldular. Bilimlerde ve mimarideki etkileri İtalya ve Fransa'ya genişledi.
İbrahim Yelmenoğlu'nun "Bilgeler ve Ozanlar Diyarı: Anadolu" başlıklı sunuda bu yöndeki anımsatmaları boşlukta kalmıyor mu? Hiç değilse kitapta genişçe birkaç bölümde bu ayrıntılara girilemez miydi? Yine Homeros ve Âşık Veysel arasında sürüp gelen yakınlığı bizlere duyumsatma niyeti, Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat'ın çabaları anılmaksızın bu konudaki içtenliği ne kadar yansıtabilir? Oysa Erman Gören'in yazısı (s. 184) bu işleve açılabilecek bağlamlar kurabilirdi.
Bir uygarlığı anlamaya ve insanlığa katkısını göstermeye çalışırken toplumsal tarihteki verileri, başta edebiyat olmak üzere sanatlarda ve felsefedeki değerleri yok sayarak ilerleyemeyiz. Sonuç olarak, bu dev çalışmanın yaklaşım eksikliğinden doğabilecek çarpıtıcı sonuçları okurun hemen başlangıçta görmesini nerdeyse önlemek üzere sahnenin perdesi niyetine kitapta yer alan sunudaki tutum da bu duruma nazar boncuğu ötesinde çare olmuyor.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.