Japonya da yüzünü Asya birliğine dönüyor
Uzakdoğu’nun iki ekonomi devi Japonya ile Çin, son G-20 toplantısını, daha iyi ilişkiler için bir fırsata çevirdiler. Bu iki ülke arasındaki en büyük ihtilaf kaynağı Güney Çin Denizi’nde bulunan, Japonlar tarafından Senkaku, Çinliler tarafından Diaoyu olarak bilinen adacıklardır. 1970’lerde bölgede zengin petrol, doğalgaz ve maden yataklarının bulunduğuna dair söylemlerin artışı sorunu büyütmüştür.
İki ülke arasındaki ilişkiler 2012 yılında Japonya’nın Güney Çin Denizi’ndeki sahipleri özel olan bazı adaları satın alması ile dibe vurdu. Çin ve Japonya donanma bazında karşı karşıya geldi.
Fakat, her iki ülkede karşılıklı 300 milyar dolardan fazla ticaret hacmini, dev yatırımları ve yoğun turizm ilişkisini riske atamadılar ve arabulucu ülkelerin de katkısı ile kriz donduruldu.
Bu tarihten sonra Japonya Başbakanı Abe, Japon ordusunu öne çıkaran adımlar attı. Ayrıca Abe Güney Asya devletlerine Çin karşıtı destekler verdi.
Çin, Japonya’yı ABD hegemonik gücünün Asya-Pasifik’deki temsilcisi olmakla suçlarken, Japonya Güney Çin Denizi’ndeki sorunların uluslararası hukuka uygun bir şekilde çözüleceği konusunda ısrar etti. En son bu Temmuz ayında Hollanda'nın Hague kentinde bulunan Uluslararası Tahkim Mahkemesi Çin taleplerini reddetti.
GÖRÜŞEREK ÇÖZÜYORLAR
Bu karışık ortamda iki ülkenin yöneticileri yüz yüze görüşerek sorunu çözme yoluna gittiler. Bloomberg İnternational’da yer alan habere göre Japonya Başbakanı Shinzo Abe ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping geçen pazar günü Hangzhou kentinde buluştular. Bu toplantıda her iki lider de ülkeleri arasında daha iyi bağlar ve buna bağlı iyi diyalogların kurulup yönetilmesi konusunda mutabık kaldılar.
Japonya Başbakanı Abe bir önceki buluşmaları olan Nisan 2015’deki toplantıdan sonra birçok sorun yaşadıklarını işaret etti ve uzun dönemde sorunlarla ilgili çok daha fazla karşılıklı görüşme yapılmasını önerdi.
Samimi geçtiği belirtilen ve Pasifik’te ABD’ye rağmen yapıldığı anlaşılan bu buluşmaya ilişkin Nagoya Üniversitesi Dış Politika Bölümü’nden Profesör Noriyuki Kawamura şöyle diyor: “Çin, Japonya başbakanı Abe’nin Çin politikalarını kabul edecek yumuşaklıkta olmadığını anlamıştır. Abe’nin uzun süre daha Japonya başında olduğunu düşünürsek, Çinliler Abe yerine daha yumuşak birisinin gelmesini beklemek yerine, çözüm adına onunla bağları kuvvetlendirmek zorunda olduklarının farkına vardılar.”
Pekin Üniversitesi Japonya Politikaları Bölümü’nden Profesör Liang Yunxiang ise, “Her iki ülkenin, özellikle Çin’in Abe’nin seçimleri kazanmasından sonra çözüm için daha fazla zamanları olacak” yorumunu yaptı.
Yunxiang’ın dediği gibi Çin devlet başkanı 2022, Japonya başbakanı ise 2018 yılına kadar yönetimdeler. Bu iki devletin G-20 Zirvesi’nde alınan işbirliği kararını hayata geçirecek uzun bir zamanları bulunuyor.
Japonya ve Çin birkaç adacığın aralarındaki milyarlarca dolarlık çıkarların önüne geçmemesi gerektiğini çoktan anladılar. Bundan sonraki süreçte işbirliği ve çözüme yönelik somut adımlar atılacak. Amerikan güdümünden çıkıldıkça bölgeye barış ve refah geleceği artık görülmüş bulunuyor.
ABD FELAKET SENARYOSUNA KARŞI HAZIRLIĞA BAŞLADI
G20’de yeni bir boyuta giren Çin-Japon ilişkilerinin kısa vadede ABD aleyhine döneceğini söyleyemeyiz. Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümamiral Soner Polat, “Doğuda Japonya’nın batıda Almanya’nın kaybı ABD için felaket senaryosudur” dedi.
ABD’nin özellikle Pasifik’te kullanacağı gelecek için yaptığı askeri hazırlıkları araştırdığımızda, karşımıza 27 Mayıs 2016 tarihli, ABD Kongre Araştırma Servisi’nden, uzman Ronald O'Rourke tarafından hazırlanmış, “Donanma yapısı ve gemi inşa planları” başlıklı raporu çıktı.
Rapora göre, 2015 Mart ayı itibari ile 308 adet olan savaş gemilerine, 2046 yılına kadar yapılması planlanmış 254 adet daha, ağırlığı kruvazör, destroyer ve uçak gemisi olan bir filo katılacak.
Bu yoğun hazırlıklar ve ABD kamuoyunun yorumları bize ABD donanmasının Pasifik’te yaptığı İkinci Dünya Savaşını hatırlattı.
Emekli Tümamiral Soner Polat, “İkinci Dünya Savaşında Pasifik’te Japon donanmasının askeri yeteneği oldukça iyiydi. Hatta Pasifik cephesinde müttefik kuvvetlere komuta eden MacArthur Filipinler’den çıkmak zorunda kaldı.” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“ABD, Japonların batırdıkları bir geminin yerine, on gemi denize indirerek üstünlük sağladılar. Savaşlar askerlerin yetenekleri yanında, ülkelerin sanayi kapasiteleri ile de çok yakından ilgilidir.”
Bütün bu hazırlıklar ABD’nin Uzakdoğu Asya’yı kendi haline bırakmayacağını gösteriyor zira dev Çin sanayisi ve yetenekli Japon insanının gelecekte yakınlaşması ABD ve batının başını ağrıtacaktır. Bu durum Çin-Japon işbirliğinin karşısındaki en önemli sorun olarak gözüküyor.