24 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Japonya’da Kishida’nın güncellenmiş ‘yeni kapitalizmi’

Michael Roberts

Michael Roberts

Gazete Yazarı

A+ A-

Japonya Başbakanı Fumio Kishida’ın iktidar partisi Liberal Demokratlar, geçen ekimde iki kamaralı parlamentonun alt meclisi için yapılan genel seçimleri (çoğunluğu biraz azalsa da) rahatça kazandı. 10 Temmuz’da yapılan üst meclis seçimlerinde de büyük bir zafer kazanarak sahip olduğu sandalye sayısını 119’a çıkardı. Yani Kişida, siyaseten güçlü bir konumda.

‘NEOLİBERALİZME KARŞI’ PROGRAM

Eski bankacı Kishida, Japon ekonomisini “yeni kapitalizm” olarak adlandırdığı şeyle canlandıracağını iddia ettiği ve güya Shinizo Abe gibi eski başbakanların uyguladığı “neoliberalizmin” reddi olan bir programla kampanya yürüttü. Kishida, seleflerinin aksine, eşitsizliği azaltacak, büyük işletmeler yerine küçük işletmelere yardım edecek ve topluma “seviye atlatacaktı”. Böylece Abe’nin “yapısal reform”, yani emekli maaşlarının, sosyal yardım harcamalarının azaltılması ve ekonominin kuralsızlaştırılması çizgisinden de kopacaktı.

Japonya’da Kishida’nın güncellenmiş ‘yeni kapitalizmi’ - Resim : 1
İhracat payı

EKONOMİ PATİNAJ ÇEKİYOR

Sekiz ay sonra Japonya'da “yeni kapitalizm” nasıl gidiyor? Pek de iyi değil.

Japon ekonomisi 2022'nin ilk çeyreğinde daraldı. Rekor Kovid-19 vaka sayıları, hükümetin, yükselen enflasyonla birlikte özel tüketim ve yatırımın düşmesine neden olan yarı olağanüstü hâl önlemleri uygulamasına yol açtı.

İkinci çeyrekte, ekonomi hala bocalıyordu. Arz darboğazları ve Ukrayna'daki savaş nedeniyle yavaşlayan küresel ekonomi, Çin'deki Covid-19 karantinaları ve yüksek küresel enflasyon ve faiz oranları nedeniyle ihracat büyümesi ve üretim faaliyeti hala patinaj çekiyor.

Gerçekten de reel GSYİH, 2021'in sonunda Kishida'nın devraldığı pandemi öncesi zirvesinin hala yüzde 2,9 altındaydı. Bu, çoğu gelişmiş ekonomiden daha zayıf bir performans. Ve 2022'de üzerine hiçbir şey koyamadılar.

Japonya’da Kishida’nın güncellenmiş ‘yeni kapitalizmi’ - Resim : 2
Yen

DÜŞÜK ENFLASYONUN NEDENİ SÜREKLİ DURGUNLUK

OECD'ye göre, Japonya'nın kişi başına GSYİH’si hala G7 liderlerinin yaklaşık yüzde 20 altında. Gelir eşitsizliği çoğu gelişmiş ekonomiden daha yüksek. Çevre kirliliği ve sera gazı emisyonu, Paris iklim değişikliği hedeflerine kıyasla hala çok yüksek.

Japonya, Rusya’nın Ukrayna işgalinin petrol ve gaz fiyatlarında yarattığı artış nedeniyle küresel ekonomiyi etkileyen şokların aynısını yaşadı. Ancak ABD ve Birleşik Krallık'ta tüketici fiyat enflasyonu yüzde 8'in üzerine çıkarken, Japonya'nın manşet enflasyonu sadece yüzde 2,5'e yükseldi.

Neden böyle oldu? Bunun temel nedeni, Japon ekonomisinin durgunluk içinde kalması ve sürekli olarak tam bir resesyona girmesidir. Bu yüzden de yatırım ve tüketici talebi zayıftır.

ÜCRETLER YERİNDE SAYIYOR

Söz konusu durum, ücretler için özellikle geçerlidir. Kâğıt üzerinde bile ücretler, 2008'deki Büyük Durgunluğun başlamasından öncekinden daha yüksek bir düzeyde değil. Son 25 yılın önemli bir özelliği de gerçekten karlar yükselirken ücretlerin sabit kalmasıdır.

Bu, birbirini izleyen hükümetler tarafından benimsenen neo-liberal politikaların ürünüdür ve Japon sermayesinin kârlılığındaki uzun vadeli düşüşü yalnızca sınırlı bir başarı ile tersine çevirmeye çalışmaktadır. Japon işçiler, son on yılın Uzun Buhranı sırasında bu yüksek kârların bedelini ödediler. Japonya Merkez Bankası başkanı bile bunu kabul etti. Kuroda, 1998 ve 2013 yılları arasındaki kalıcı deflasyonun şirketleri ücretleri artırma konusunda temkinli hale getirdiğini söyledi: “Ekonomi toparlandı ve şirketler yüksek karlar kaydetti. İşgücü piyasası oldukça sıkışık hale geldi. Ancak ücretler ve fiyatlar pek fazla artmadı.” Japonya’da bir ücret-fiyat spirali gözükmüyor.

Japonya’da Kishida’nın güncellenmiş ‘yeni kapitalizmi’ - Resim : 3
Sermaye üretkenliği

YAŞLANAN NÜFUS AZALAN İŞGÜCÜ

Resmi işsizlik oranı, diğer büyük ekonomilerde olduğu gibi, tüm zamanların en düşük seviyelerine yakın olsa da, işgücü piyasasında yüzde 2,7'lik işsizlik oranının aksinin göstereceğinden daha fazla “gevşeme” var. Toplam çalışılan saat sayısı, iki yıl önce görülen seviyenin hala yüzde 2,8 altında. Ve şirketler, işgücü saflarındaki boşlukları daha düşük ücretli yarı zamanlı çalışanlarla dolduruyor.

İşsizlik, çalışma çağındaki nüfustaki büyük daralma nedeniyle düşüktür ve şu anda yılda yaklaşık 550.000’e düşmektedir. İşgücü piyasası üzerindeki etki, kadın istihdamındaki keskin artışla telafi edildi. Ancak kadın çalışanlar erkeklere göre daha düşük ücretli alanlarda çalışıyor ve daha düşük ücret alıyor. Bu, ücret baskısını azaltıyor ve kârları artırıyor.

VERİMLİLİK ARTIŞI VE ÜRETKEN YATIRIMIN SONU

İş yerinde olanlar ise çok çalışıyor. Japonya, 50 yıl önce bir dizi işçi trajedisinin ardından “karoshi” (fazla çalışmadan ölüm) terimini icat etti. Kishida ve büyük şirketler, bu baskıyı hafifletmek ve üretkenliği artırmak için dört günlük bir çalışma haftası fikrini teşvik ediyor. Ancak bunun veya başka herhangi bir önlemin üretkenliği artırmak için işe yaradığına dair çok az işaret var. Verimlilik artışı yavaşlamaya devam ediyor. Japonya, son on yılda emek verimliliği açısından en kötü performans gösteren ülkelerden biri oldu.

Nedeni açık. İş yatırım büyümesi çok zayıf. Japon şirketleri, ücretler pahasına karlarını artırmış ve hatta sermayenin karlılığını biraz artırmayı başarmış olabilir. Ancak bu sermayeyi yeni teknolojiye ve üretkenliği artıran ekipmanlara yatırmıyorlar. Gerçek yatırım 2007'dekinden daha yüksek değil. Ve kamu yatırımı (işletme yatırımının yaklaşık dörtte biri) durağandır.

Japon başkentinin yenilikçi teknoloji imajı çoktan gitmiş gibi görünüyor. “İnovasyonun” genel bir ölçüsü, toplam faktör verimliliği (TFP) olarak adlandırılır. 1980’lerin ve 1990’ların devasa sermaye yatırımları hiçbir yerde görülmezken TFP büyümesi, 1990'larda yılda yüzde 1'in üzerinden şimdi neredeyse sıfıra indi. Bugün Japonya'nın potansiyel reel GSYİH büyüme oranı sıfıra yakındır.

Japonya’da Kishida’nın güncellenmiş ‘yeni kapitalizmi’ - Resim : 4
Şirket karları reel ücret

ESKİSİNE BENZER AMA DAHA KÖTÜ

Düşük ücret artışı, ekonomik faaliyet ve verimlilikte neredeyse durgunluk ve düşen bir işgücü; zayıf yatırım ve düşen karlılık tarafından yönlendirilme; Japonya Merkez Bankası'nın faiz oranlarını sıfıra yakın, hatta negatif tutmak zorunda olduğu anlamına geliyordu. Bu, yen'in diğer para birimlerine karşı fiyatında keskin bir düşüşe yol açtı. Yen şimdi dolar karşısında 24 yılın en düşük seviyesine yakın.

Bunun dolar bazında ihracata yardımcı olması gerekir. Bununla birlikte, Japonya’nın ünlü ihracat sektörü, özellikle otomotiv sektörünün derin bir kriz içinde olması nedeniyle dünya pazarlarında zemin kaybetmeye devam ediyor.

Japonya'nın Kishida yönetimindeki “yeni kapitalizmi” eskisine çok benziyor, yalnızca daha kötü.

Japonya