23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Jeopolitik ezber bozduruyor

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

İRAN Genelkurmay Başkanı Tümg. Muhammet Bakıri’nin Türkiye ziyareti dünya çapında etki yarattı. Tarihi ziyaretin bölgesel ve küresel düzeyde önemli değişim ve dönüşümlere neden olacağını hep birlikte göreceğiz. Bu yazıda ziyareti değerlendirmeyeceğim. Sadece Hasdal Cezaevi’nde 2012 yılında ilk taslağını hazırladığım, “Türkiye İçin Jeopolitik Rota” kitabımdan bazı kesitler sunacağım...

TÜRKİYE İÇİN JEOPOLİTİK ROTA

“Haritaya yeniden dikkatle bakalım! Türkiye’yi Asya’ya en kısa yoldan ulaştırabilecek ülke İran’dır. İran istediği takdirde Türkiye’nin Asya kapısını kilitler. İran, aynı zamanda dünyada enerji deposu olan az sayıda ülkeden birisidir. Bu nedenle enerji fakiri Türkiye, yapıcı ilişkiler kurabildiği takdirde bu ihtiyacını İran’dan karşılayabilir. Türkiye de İran’ı Avrupa ve Akdeniz’e bağlamaktadır. Her iki ülke de bölücü terör örgütünün kanlı eylemlerine sahne olmaktadır.

İki ülke jeopolitik disiplinin tüm unsurları ile birbirlerini mükemmel şekilde tamamlamaktadır. Türkiye’nin jeopolitik bir derinlik yaratması isteniyorsa, bu konuda iş birliği yapılabilecek en uygun ülke İran’dır.

Her ülkenin ulusal sınırları içindeki yönetim sistemi, kendi tarihsel gelişiminin bir sonucudur. Bu nedenle, bu konuda diğer bir ülkeye kendi rejimini dikte etmek hem gerçekçi olmaz hem de ilişkilerin bozulmasına neden olur. Bir ülkenin yönetim şekli jeopolitiğin bir parametresi değildir ve hiçbir koşulda dikkate alınmaz. Jeopolitik, ülkelerin bekası, çizeceği rota ve çıkarları ile ilgilenir. İdeoloji jeopolitiğin yerini tutamaz. Türkiye ile İran el sıkışıp tokalaştığı gün, PKK sorunu gibi bölücü akımlar çok kısa süre içinde son bulur. Aynı zamanda bölge ülkeleri için güçlü bir çekim ve cazibe merkezi yaratırlar.

Türkiye için jeopolitik açıdan en öncelikli üç ülke sırasıyla İran, Suriye ve Bulgaristan’dır. İran ile stratejik düzeyde ilişkiler kurulabilirse, Türkiye Azerbaycan coğrafyasına bağımlı kalmaksızın Asya’ya açılabilir. Suriye ise Irak topraklarına ihtiyaç duyulmadan, Türkiye’yi İsrail, Afrika ve güneydeki Arap ülkelerine bağlar. Bulgaristan ise, Türkiye’yi Avrupa ile buluşturan bir coğrafya köprüsüdür. Bu üç ülke ile her hal ve şartta iyi ilişkilerin sürdürülmesi, jeopolitik yasaların bir gereğidir.

Ancak en hayati eksen, Ankara-Tahran mihveridir. Ankara-Tahran hattı çekilebilirse, her iki ülke de jeopolitik kırılganlıklarından kurtulur. Çünkü bu eksen, tek başına bile, önemli bir jeopolitik etki yaratır. Bu durumda büyük bir ihtimalle, İran nedeniyle Suriye’nin, Türkiye nedeniyle Azerbaycan’ın alana girmesi kolaylaşır. Bu gelişmeler sonrasında Irak bu çekim alanının dışında kalamaz.

Türkiye-İran kapısının açılması, İslam dünyasını da etkileyecek önemli sonuçlar doğuracaktır. Türkiye, ağırlıklı olarak Sünni Müslümanların, İran ise büyük çoğunluğu Şii olan Müslümanların yaşadığı ülkelerdir. İki ülkenin ortak bir amaç için bir araya gelmesi, tüm İslam âleminde bir Sünni-Şii kucaklaşması olarak algılanacaktır. Birbirlerinden farklı iki ülke olan Türkiye ve İran’ın, aralarındaki rekabet ve çelişkileri bir kenara koyarak, ortak çıkarlar ekseninde buluşması, her şeyden önce Müslüman dünyasındaki Sünni-Şii kamplaşmasının ve çatışmasının şiddetini azaltacaktır.

Türkiye ile İran ortak bir zeminde buluşabildiği takdirde, bölge ülkelerinin kucaklaşması için altın bir fırsat doğar. Bu yönde bir ilerleme hiç de kolay değil, sanıldığından çok daha güçtür. Çünkü hem her iki ülke içindeki lobiler hem de bölge dışı güçler bu girişimi önlemek için tüm olanaklarını kullanacaklardır.

Ama jeopolitik disiplin, iki ülkenin hayati çıkarları için birbirlerine yakınlaşmasını dikte etmektedir. Avrasya’nın en önemli ittifakı olan Şangay İşbirliği Örgütü, İran’ın Batı ile sorunlarını bildiği için bu ülkeyi gözlemci üye statüsü ile aynen Türkiye’nin AB kapısında bekletildiği gibi, içerisine almakta nazlanmaktadır. Türkiye ve İran bir araya gelirse, her iki ülkenin de ağırlığı dünyanın her alanında artacaktır.”

Kitapta daha derin analizler var! Görüldüğü gibi büyülü bir sözcük olan jeopolitik her zaman ezberleri bozuyor!