JINSA’nın raporu ve Dedeağaç planı
ABD’nin Yunanistan’a askeri yığınağının hedeflerini ve olası sonuçlarını, Türkiye’nin buna karşı alması gereken önlemleri aylardır konuşuyoruz. Washington ile Atina yönetimleri arasında 14 Ekim 2021’de imzalanan Savunma İşbirliği anlaşmasıyla ABD, Yunanistan’ın bütün ülserine erişim imkanı kazandı, bazı üslerdeki kullanım hakları genişletildi. Bu kapsamda, Türkiye’nin açık denizlere erişimi açısından önemli bir kavşakta bulunan Girit’teki Suda üssünün yanısıra Türkiye sınırına kuş uçuşu 20 kilometre mesafede olan Dedeağaç’ta da Amerikan askeri varlığının genişletilmesi söz konusu. Bu konudaki çalışmalar anlaşmanın imzalanmasından hemen sonra başladı.
'DEDEAĞAÇ OLMADAN TRANSATLANTİK GÜVENLİK SUDA BOĞULUR'
ABD yönetiminin özellikle Dedeağaç’taki üsse diğerlerinden daha fazla önem vermesi dikkat çekiyor. Biden yönetiminde yeniden etkinlik kazanan ve İsrail’in güvenliğini ABD dış politikasının merkezine oturtan neocon takımın dergisi National Interest’te yer alan bir yazıda Dedeağaç Üssü’nün ABD açısından önemi tartışılıyor. Jonathan Ruhe ve Ari Cicurel imzalı yazının başlığı “Dedeağaç olmadan Transatlantik güvenlik suda boğulur”. Her ikisi de, Irak işgalinin mimarlarının yönetimindeki Amerikan Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü’nün (Jewish Institute for National Security of America-JINSA) uzmanı olan yazarlar şöyle diyor:
“Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, kuzey Ege Denizi’nde Türkiye ve Bulgaristan’a komşu olan ve bir zamanlar gözden kaçan bir Yunan kasabası olan Dedeağaç’ın stratejik profilini ve potansiyelini hızla yükseltiyor. Yunanistan’ın bir enerji merkezi ve ABD güvenlik ortağı olarak büyümesinin simgesi olan Dedeağaç, Avrupa’nın Rus doğalgazına bağımlılığını azaltmak, NATO’nun hassas doğu kanadını güçlendirmek ve Ukrayna tahılının dünyayı beslemeye devam etmesini sağlamak için ortak transatlantik hedeflere ulaşmak için benzersiz fırsatlar sunuyor.” (National Interest, 28 Ağustos 2022)
RAPORDAKİ ANA ÖNERİLER
Yazarlar, mensubu oldukları JINSA için, konuyla ilgili olarak geniş kapsamlı bir rapor hazırlamış. Raporun başlığı “Fırtınadaki Liman: Dedeağaç’ta ABD-Yunanistan İşbirliğini Geliştirmek” (JINSA, 23 Ağustos 2022). Raporda şu ana öneriler yer alıyor:
Dedeağaç’ın doğal gaz ithalat ve dağıtım kapasitesinin genişletmek;
Avrupa’nın enerji altyapısını Rusya’dan güneye doğru döndürmek için ABD desteğini güçlendirmek;
Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının barışçıl gelişimini desteklemek;
NATO’nun Atina-Kavala yakıt boru hattının Dedeağaç’a ve Doğu Balkanlara uzatılması;
Doğu Avrupa’nın Dedeağaç ile karayolu ve demiryolu bağlantılarını geliştirmek;
Dedeağaç limanını Ruslardan uzak tutmak;
ABD’nin Yunanistan ile güvenlik işbirliğini daha geniş anlamda derinleştirmek.
RUSYA, ÇİN VE TÜRKİYE’YE KARŞI
JINSA uzmanları Dedeağaç’ı, “NATO’nun güneydoğu çapası olmaktan vazgeçti” diye niteledikleri Türkiye’nin yanında, “her ikisi de son dönemde Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de ciddi ilerlemeler kaydediyor” dedikleri Rusya ve Çin’e karşı önemli bir mevzi olarak değerlendiriyor. Yazarlar, rapora atıf yaparak şunları belirtiyor:
“Derin su limanına yanaşan gemiler, doğrudan Bulgaristan ve Romanya üzerinden ve kuzeydeki Polonya’ya kadar ulaşan demiryolu hatlarına yük boşaltabilir ve buradan yükleme yapabilir. Bir havaalanı ve askeri tesislere ek olarak, şehir aynı zamanda bir otoyol ağının yanı sıra genişleyen bir doğal gaz boru hatları ağına bağlı ABD destekli bir LNG ithalat tesisinin de merkezidir.
“Bu altyapı, NATO’nun Boğazları ve Karadeniz’i devredışı bırakmasına ve Bulgaristan ve Romanya üzerinden kuzeye, Ukrayna ve Moldova sınırlarına kadar daha etkili bir şekilde kuvvet göndermesine olanak tanır. Kiev’in gıda ihracatı için bir çıkış noktası ve Atina yakınlarındaki Çin’in işlettiği Pire limanına yeni ticari alternatifler yaratmanın yanı sıra, Doğu Akdeniz ve ötesinden daha güvenilir tedarikler göndererek Balkanlar’ın ve İtalya’nın Rus enerjisine olan derin bağımlılığını azaltabilir.”
TARTIŞMAYI BİTİREN VURGULAR
JINSA uzmanlarının değerlendirmeleri, Türkiye’de devlet yönetiminde halen alttan alta devam eden, “ABD’nin Yunanistan’daki yığınağı neyi hedefliyor ve buna karşı neler yapılmalı” tartışmasına son verecek mahiyette. Meali şu: ABD’nin Yunanistan ve Balkanlara yaptığı askeri yığınak, sadece Rusya’yı değil Türkiye’yi de, yanısıra Çin’i de, aynı zamanda ABD’nin hedefindeki İran’ı da toplam olarak bütün Asya’yı kuşatmayı hedefliyor!
Şimdi buradan gelelim Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in söylediği, “ABD ve Fransa arkamızda, Türkiye ise yalnız” sözlerine. Miçotakis’i haklı çıkarmamak için, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehdidin ağırlığına uygun bir caydırıcılık sağlamak amacıyla hızla harekete geçmesi ve Doğu Akdeniz’deki potansiyel müttefiklerini devreye sokması zorunluluğu bulunmaktadır. İlk olarak Suriye, ardından Mısır ile normalleşme ve işbirliği, aynı zamanda Doğu Akdeniz’de Türkiye ile çıkarları örtüşen İran, Rusya ve Çin ile bir güçbirliğini oluşturmak için kapsamlı bir planın uygulanması zorunludur.