19 Ağustos 2024 Pazartesi
İstanbul 28°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Jül Sezar’ operası

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), bu dönem bir ilki daha gerçekleştirdi. Bu ilkler arasında Verdi’nin “Jan Dark / Giovanna D’Arco”, Rossini’nin “Külkedisi / La Cenerentola” operaları Süreyya Operası’nda sahnelendi. “Jan Dark” konser biçimindeydi ama sesler ve yorumlar ilgi çekmişti. Rossini’nin “Külkedisi” bu dönemin gerçekten de başarılı bir opera örneği oldu. Yine bu sahnede “Giselle” balesi İDOB’un görsel bir şöleni biçiminde yansıdı. Her iki opera da Türkiye’de ilk kez sahnelendi. Handel’in “Jül Sezar / Giulio Cesare” Barok operası ülkemizde ilk kez ramp ışıklarına getirildi.

Handel, 3 perdelik Barok operasını Nicola Francesco Haym’ın librettosu üzerine bestelemişti. İlk kez Londra’da sahnelenen yapıt büyük yankı uyandırmıştı (1724). O döneme göre ilgi gören yapıt 13 kez sahnelendi. Bu büyük bir başarıydı. Daha sonraki yıllarda “Jül Sezar” operasının sahnelenişi devam etti. “Jül Sezar” 19. yüzyılda tekrar ele alınan Handel’in yapıtları arasında ilk sahnelenen operalardan biridir. Yapıtın drama dokusu son derece hareketli, dolu ve zengindir. Yapıt İtalyan biçeminden bir şey yitirmeden Handel’in müziği ile buluşur. Recitativleri aryalar izlerken armonik geçişler sahnedeki hareketlere dramatik güç verir ve destekler. Vokal doku son derece zengindir ve değişkenlikler içerir. “Jül Sezar” günümüzde halen Handel’in kahramanlık üzerine yazdığı en değerli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Aryalar özenli bir biçimde yapıtın uzun durağan havasını ve cümle bağlarını aşacak biçimde yapılandırılmıştır. “Jül Sezar”da aryalar her kişiliğin karakterini ve iç dünyasını yansıtacak bir biçimde metinle uyumlu halde bestelenmiştir. Yapıtta iç döngü dikkati çeker. Sahne zaferle gururlanmış Sezar ve koro ile açılır. Yapıtın konusu ilerledikçe karmaşık bir yapı kazanırken operanın ana karakterleri Sezar, Cleopatra, Tolomeo ve Sesto alınyazısının kendileri için hazırladığı sınavı vererek opera sonuçlanırken beraber “Artık dönsün kalplerimize güzellik ve neşe, tüm acılardan arınsın kalbimiz” dizelerini tekrarlarlar.

Bizdeki yapıma gelince

İDOB Orkestrası’nı Paolo Villa yönetti. Mehmet Ergüven’in sahneye koyduğu “Jül Sezar” operasında bazı eksiklerin olmasına karşın (aryaların azlığı gibi) bütünleyici bir yorum vardı. Sesler güzeldi ve iyi seçilmişti. Jül Sezar karakterini Özge Belen yorumladı. Jül Sezar gibi Roma tarihine damgasını vurmuş ünlü bir imparatorun yaşamı ve ölümü de görkemli olmuştur. Besteci Handel’in bu operayı yazdığı dönemde kadın sanatçılara sahnede rol verilmiyordu. Bu nedenle bu tür rolleri castrato (sesini kontralto veya soprano olarak koruması için bluğ çağından önce hadım edilmiş erkek soprano şarkıcı) diye tanımlanan özel eğitimli opera sanatçıları yerine getirirlerdi. Bu nedenle Jül Sezar’ı Özge Belen’in oynamasını yadırgayanlar oldu ancak böyle bir özel sesin olmaması nedeniyle bu rolü bir sopranonun oynaması gerekiyordu. Özge Belen de bu görevin üstesinden geldi. Cleopatra rolünde Otilya M. İpek, olağanüstü başarısıyla Barok operanın bu önemli yapıtına damgasını vurdu. Tolomeo’da Kaan Buldular deneysel bir opera gibi sahnelenen Barok yapıtın başarılı seslerinden biriydi. Cornelia’da Lynn T. Çağlar deneyimi ve yorumuyla kendi parçalarını güzel seslendirdi. Sesto’da Aylin Ateş “Külkedisi”ndeki üst düzey başarısında ne kadar öne çıktığını bu rolünde de göstermiş oldu. Achilla’da Alp Köksal renkli ve güzel yorumuyla dikkati çekti. Curio’da Ozan Kutlar, Nireno’da Cem Çelik katkılarıyla Barok operada ülkemizde bir ilki gerçekleştirirken görev alan bütün sanatçılar gibi başarıda pay sahibi oldular.

İsmail Dede’nin her zaman olduğu gibi sahne ve kostüm tasarımında başarılı olduğunu belirtmeliyim. “Jül Sezar” bir Barok opera örneği olarak görülmesi gereken bir yapımdır.