19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kaan ve Gök Vatan

Uğur Güven

Uğur Güven

Gazete Yazarı

A+ A-

Havacılık alanında tüm dünyada oldukça ciddi değişimler ve gelişmeler yaşanıyor. Hemen hemen her ülke havacılık ve uzay teknolojileri konusunda çok ciddi bütçeler ayırıyor ve muhtelif ortaklıklarla sektör oldukça büyüyor. Özellikle Covid sonrası sivil havacılıkta çok ciddi düzenlemeler oldu ve neredeyse Covid öncesi yolcu trafiğine küresel olarak ulaşıldı. Hatta 2030 yılına kadar havacılık sektörünün %25 oranında tüm dünyada büyümesi bekleniyor. Burada milli havayolumuz Türk Hava Yollarının dünyada en fazla destinasyona uçan hava yolu olmasının da bu küresel büyümeye oldukça fazla katkısı var. Özellikle Hindistan’dan gelen bini aşan uçak siparişleri Boeing ve Airbus şirketlerini sevindirmiş vaziyette. Havacılık teknolojisinde eski Concorde uçaklara benzeyen süpersonik (ses hızının üstünde uçan) yeni uçak tasarımları yolda. Ayrıca daha az yakıt yakan ve daha çevreci uçakları tasarımı da devam ediyor. Karbon ayak izinin azaltılması başta uçak endüstrisi olmak üzere birçok endüstrinin görevi ve sivil havacılık uçuşları bu anlamda ciddi karbon salınımına yol açıyorlar. Buna ek olarak artan yakıt fiyatlarından dolayı çok ciddi yakıt azaltıcı önemler alınıyor ve metalden kaçınan ve tamamen kompozit materyallere yönelen tasarımlar söz konusu. Tabii aynı zamanda daha uzun menzilli ve daha hızlı yolcu uçakları tasarımı da uçak üreticilerinin birinci derecede ilgi alanında. Açıkçası ülkemizin Uçak ve Havacılık Fakültelerinin bu konuda araştırmalar yapıp katkıda bulunması lazım. Bir zamanlar kendi sivil uçağımızı yapıp, Danimarka’ya sattığımızı unutmayalım.

6. NESİL SAVAŞ JETİ TASARIMLARI

Tabii sadece sivil havacılıkta değil fakat aynı zamanda askeri havacılık teknolojilerinde de oldukça ciddi araştırmalar ve yeni teknolojiler geçerli. Hemen hemen tüm ülkelerin hava kuvvetleri kendi askeri uçak envanterlerini geliştirmek için ciddi çalışmalar yapıyorlar. Pasta genellikle ABD uçak üreticilerinin elinde olmasına rağmen gerek Rusya ve özellikle Fransa bu konularda çok önemli atılımlar yapıyor. 4.5 nesil teknolojisi olan Rusya Sukhoi 35 (Su-35) jetlerini satmak için çaba sarf ediyor ama yaptırımlardan dolayı sadece belirli ülkelere bunu satabiliyor. 5. Nesil savaş jeti olan Sukhoi 57 (Su-57) ise yüksek maliyetinden dolayı çok az üretiliyor. Rusya’nın eskiden en büyük askeri müşterisi olan Hindistan ise yönünü tamamen Fransa’ya ve Rafaele savaş jetlerine çevirmiş durumda. 4.5 nesil teknolojili Rafale savaş jetleri gerek fiyat gerek teknik performans bakımından birçok ülke tarafından ilgi görüyor. Hatta şu an Rafale jetlerinin üreticisi olan ve yakından tanıdığım bir firma olan Dassault, bu çerçevede 2030 yılına kadar 24 saat üretim yapsa da siparişlere yetişemeyeceğinden yakınıyor. Ayrıca İsveç’in Saab jetleri, Avrupa’nın Eurofighter jetleri de sürekli alıcı arayışında. Eski Sovyet Mig Savaş Uçakları dahi halen alıcı bulabiliyor. Tabii fiyat kadar teknik performansların ve aynı zamanda uçağın tarihçesinin de tercihlerde rolü var. Ancak halen yeni 5. Nesil savaş uçaklarına rağmen halen en rağbet gören uçak 4. Nesil F-16 Savaş Jetleri. Ülkemiz Hava Kuvvetlerinin de temelini oluşturan F16 jetleri esnek savaş kabiliyetleri ile birçok ülke tarafından tercih ediliyorlar ama tabii yavaş yavaş yerlerini 5. Nesil uçaklara bırakmaya başladılar bile. Şu an halen kullanılan 3. Nesil ve 4. Nesil savaş jetleri olmasına rağmen tüm ülkeler 4.5 Nesil ve 5. Nesil üretime başladılar ve 6. Nesil savaş jeti tasarımları şimdiden başlamış durumda.

Kaan ve Gök Vatan - Resim : 1

KAAN ÇOK DAHA FARKLI OLACAK

Tüm bu oluşumlar çerçevesinde ülkemizin kendi savaş jetlerini geliştirmeye çalışması ve gerek Kaan ile gerek ise Bayraktar insansız hava araçları ile meydana gelen ilerlemeler oldukça sevindirici. Daha şimdiden bazı ülkeler başta kardeş vatanımız Azerbaycan olmak üzere Kaan üretime girince satın almak için sıraya girmiş vaziyette. İlk uçuş başarılı idi ama tabii Kaan’ın tam bir muharip uçak olması için oldukça fazla değişime, tasarım optimizasyonuna ve performans simülasyonlarına ihtiyacı var. Kaan en son halini aldığında şu an gördüğümüzden çok daha farklı olacaktır ve zaten olmalıdır. Zaten tüm jetler bu aşamalardan geçerek daha iyi hale geliyorlar, bazen tersliklerde oluyor. Mesela Sukhoi-35 bunlarsan biri. 4.5 Nesil uçak olmasına rağmen 4. Nesil motorlar kullanması ve dışını kaplayan kompozit tabakaların yeterince yakın olmamasından dolayı radara yakalanması ciddi bir problem ve mühendisler bunu çözmek için uçakta ciddi tasarım değişiklikleri yaptılar ancak gene de istenilen performansa ulaşamadığı görülüyor. Şu anki üreticinin bir tasarım değişikliği daha yaptığı söyleniyor. Tabi her tasarım düzenlemesi ek maliyet demek. ABD ve NATO’nun en son muharip uçağı olan F35’lerde görülen performans problemi ve lojistik komplikasyonlarda halen yapılması gereken çalışmalar olduğunu gösteriyor. Şu an F35 alan hiçbir ülke memnun değil. Çin tarafından yapılan yeni 4.5 Nesil savaş jetleri Pakistan sayesinde şimdiden alıcı bulmuş vaziyette. Çin’in 5. Nesil savaş uçağı olan J-20 de şu an F35 ve Su-57 seviyesinde ciddi bir savaş uçağı.

HEP BERABER DAHA DERİN ARAŞTIRMALAR YAPMALIYIZ

Tabi tüm bunlar milli gözbebeğimiz Kaan için de kullanabilecek deneyimler. Eminim milli savaş jetimizi tasarlayan uçak-uzay mühendisleri tüm bu gelişmeleri gözden geçiriyordur. Şahsen mühendis olarak Kaan’ın uçuşunda benim gözüme çarpan bir iki aerodinamik sorun var ama emin olunuz ki en son haline gediğinde bu sorunlar çözülmüş olacaktır ve bazı sonradan ortaya çıkan sorunlarda kullandıkça anlaşılacak ve hızla düzeltilecektir. Zaten bu tüm uçakların tasarım sürecinin normal parçasıdır. Milli Muharip Uçağımız olan Kaan tam olarak tasarımı bitip de üretime geçtiğinde sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda kardeş ülkemiz olan Azerbaycan’ında güvenliğini sağlayacaktır. Buna ek olarak Katar ve Mısır’ında Kaan jetimize ilgi gösterdiğini belirtmek de fayda var. Yüce Önderimiz Atatürk’ün dediği gibi İstikbal Göklerdedir ve hep beraber gerek millet olarak gerek üniversiteler ve özel sektör her zaman dediğim gibi el ele vermeli ve siyasetten bağımsız olarak daha çok bütçe ile daha derin araştırmalar ve geliştirmeler yapmalıdırlar.

KAAN THY Uzay