Kaç tane Allah ve İslam var?
Kelime-i Şahadete iman etmiş bir Müslüman olarak soruyorum:
Haşa Allah ihale ayarlayıp, hırsızlık yapar mı?
Nereden çıktı diye sorarsanız cevap vereyim:
-”Ben Allah için çalıyorum, malım mülküm onun yoluna feda!” diyerek, hem kendini, hem başkalarını kandıran abdestli münafıklar var ki, emin olun onların sayıları çok fazla ve her biri güya İslamın askeri pozlarındalar.
Dramatik olan kendilerine, “İslam Uleması” diyenlerin, bunlara susması ve hatta bu tür hırsızlıkları aklayacak fetvaları vermesidir.
Sadece çalmak değil, mesela Allah için öldürmek söylemi ve fiili aynıdır ki işte İŞID, El Kaide ve türevleri buna örnektir.
Sorsanız onlar da Allah için kan akıtıyorlar.
Buna ilaveten, kendini Allah’ın Halifesi, Müceddidi, Müştehidi ve Mehdisi ilan edenden geçilmiyor.
ONLARCA FARKLI İNANÇ!
Keza Allah ile her gün konuştuğunu söyleyenden, Allah’tan her gece rüya yolu ile talimat aldığını yumurtlayana kadar pek çok sapkın ve İslam anlayışı var ki, tamamının Allah ve İslam anlayışı birbirine zıttır.
Bırakın dünyayı Türkiye’de, abartmıyorum, Müslümanlık adı altında onlarca farklı din var.
Hayır, kastım, Alevilik- Sunnilik veya Hanefilik-Şafilik-Malikilik-Hambelilik gibi farklı mezhepler değil.
Sunni ve Hanefiyim deyip, farklı farklı İslam akaidinde olan inanlardan söz ediyorum.
O kadar ki, birine göre haram olan, diğerine göre helal... Oysa İslama göre haram olana helal demek dinden çıkarır.
Mesela Sunni-Hanefi Süleymancı Cemaatına göre sigara haram. FETÖ bu konuda benzer görüşte...
Buna mukabil diğer onlarca Sunni-Nakşi Cemaatı, sigarayı haram kabul etmiyor..
HER CEMAATiN DİNİ FARKLI
Aynı şekilde örtünme konusu bir başka ayrılık maddesi.
Bazıları,sakal -cübbe -çarşaf, bazıları türban için olmasa olmaz derken, Rüfai Tarikatı saçı örtmeyi gerekli görmüyor ki, keza Adnan Oktar Cemaatı bir diğer tuhaf örnek.
Faiz ve borsa gibi ekonomik konularda her cemaatın ayrı bir fetvası var.
Kadın ve köle konularında yine birbirine zıt hükümler söz konusu.
Müziğe kesin haram ve kesin helal diyenler var.
Kendi şeyhlerini, Allah’ın yeryüzündeki vekili görenler var ve abartmıyorum, bütün dinci cemaatlarda bu böyledir...
Bir başka ayrışma, Kur’an- hadis eksenlidir.
Kur’ancılar, İslamda ölçünün hadisler değil Allah’ın kitabı olduğunu söyler. Hadisçiler, Peygamber sözünün Kur’anın meali olduğunu söylerler.
Nurcular ise Risale-i Nur’un Kur’an meali olduğunu söylerken, diğerleri bunu reddediyor.
DİYANET İLE CUMHURBAŞKANI
Bir başka farklılaşma örneği:
Önceki Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez, “Kur’an ses yarışmasının güftesi olamaz” fetvasını vermesine reğmen, dindar olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ifadeyi kabul etmeyip, TRT’deki Kur’an okuma yarışmasına destek vermiştir... Oysa Görmez’i o makama atayan yine Erdoğan’dı..
Hülasa İslamı anlama ve uygulama noktasında müthiş bir kaos var.
Herkes adeta kendi kafasındaki Allah ile İslama inanıyor.
Peki ama dinini doğru öğrenmek isteyenin ölçüsü ne olacak?
Maalesef bu sorunun cevabı yoktur zira İslam artık inanç olmanın ötesinde ideolojidir.
İslamın içine ne zaman cemaatçılar, şucular bucular sızdı, Müslümanlık o gün iğdiş edildi.
Buradan hareketle hep söylediğim gibi, Atatürk’ün Tekke ve Zaviyeleri kaldırması, müslümanlığa yapılan en büyük hizmetti çünkü İslam, cemaatlerın hükümranlığına kadar temiz ve duru kaldı...