Kadın cinayetleri ve rehabilitasyon
Kadın cinayetleri toplumumuzun kanayan yarası. Korkutucu tırmanışı, yürek burkan öyküleri ile sürekli bu konuyu konuşur olduk. Anlamlandırmaya, çözüm üretmeye çalışıyoruz. Sırtında yumurta küfesi olmayanlarla işi gücü çatlaklar üretmek olan malum familya sokaklara doluşup bu olayı erkek düşmanlığı ile çözeceğini ilan etti bile. Onlar bağıradursun bu iş ciddiyet istiyor.
Kadın cinayetlerinde ilk bakışta erkek egosu gerçek sebep ve psikolojik faktörler öne çıkıyor gibi görünse de rakamlar bunu doğrulamıyor. Zira faillerin yarıdan fazlası ya işsiz ya da süresiz ve nitelikli işlerde çalışmıyor. Yani kendilerini doyumlu, başarılı hissedecekleri bir meslek hayatları yok. Keza eğitimleri de nitelikli bir iş için yetersiz. Rakamlar bize köylülük içinde de, yani tarlasında ekmeğinde olan insanlar içinde de fail ve mağdur oranının düşük eğitime rağmen çok az olduğunu söylüyor.
Sonuç, ne kadar üretim, ne kadar nitelikli üretim o kadar çözüm.
Tabii ki bu, nihai çözüm. O zamana kadar da yapılacak çok şey var. Potansiyel tehlike eşe ve partnere ısrarlı şiddet, hayatta tek varoluş yeri gördüğü ilişkinin bitimini kabul etmeme gibi hallerde koruma tedbirleri kadar eğitim de önemli. Mümkün ki koruma tedbirlerine olası şüphelinin mesleki, psikolojik, sosyal eğitimi eklense, böyle merkezler kurulsa faydalı olacaktır.
Faillerin çoğu ilkokul, kalan önemli dilim ortaöğretim. Meslek eğitiminde ve yüksek öğretimde şiddet var fakat cinayet çok az. İlk ve ortaokul eğitiminde konuya dair yaşa uygun bilinçlendirme hedeflenebilir.
Ve anneler, toplumun tersine yönlendirmelerine de direnerek erkek çocuklarını, içi kolay kolay dolmayacak bir ego ile beraber büyütmesinler.