Kadınlarımız
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün doğuşu şöyle: 8 Mart 1857’de bir tekstil fabrikasındaki grev sırasında çıkan yangın sonucu 129 kadın ölmüştü. Bunun üzerine 1910 yılında Kopenhag’da 2. Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda bugünün “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması kararlaştırıldı. 129 kadı daha iyi yaşama koşulları istiyordu. Bu amaçla greve gitmişlerdi. Çok masum bir talepti. 1977’de Birleşmiş Milletler bugünü Dünya Kadınlar Günü olarak ilan etti.
TOPLUMDAKİ YERİ
Ülkemizde olduğu gibi cinsiyet ayrımın keskin olduğu ve erkek egemen toplumlarda kadınlar sosyal bir varlık olarak son on yıllarda yavaş yavaş ağırlıklarını koymaya başladılar.
Toplumun bireyi olarak erkekle eşit haklara sahip olduklarını erkeklere kabul ettirme konusunda daha güçlüler. Ama ülkemizde eğitim eksikliği ve dinin yobazlar elinde yanlış yorumlanması nedeniyle kadınlarımız çocuk doğuran, onları büyüten, erkeğine biat eden, onun her türlü isteğine istemezse bile boyun eğen bir varlık olarak kabul edilmesi bizim daha çok yol kat edeceğimizi gösteriyor.
İyi eğitim almış ve donanımlı kadınlarımız bile sosyal zeminlerde dışlanabiliyor. Parti, dernek, vakıf, kulüp ve sosyal birimlere bakın kadın sayısı erkek sayısının onda birini bulmaz. Yönetimlerde başat rollerde hep erkek vardır. Sosyal kulüplerde kadın başkan ara ki bulasın.
Erkek kadının yönetimine tahammül edemez. Bu durum okumuş olsun olmasın fark etmez. Tüm erkekler kadının önde olmasını istemez. Bunun nedeni tarihsel midir, yoksa biz erkeklerin genetiğinde var; bu bilinmez.
EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜ
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olabilmesinin önündeki en önemli engel ekonomik özgürlüğe sahip olmamalarıdır. Erkeğin bakımına ve parasına muhtaç kadınların erkeğin önüne geçmesi olanaksızdır.
Bu nedenle eğitim ve iş gücüne katılım bakımından kadınlarımıza toplum olarak büyük destek vermeliyiz. Evlendikten sonra iş hayatı bitip erkeğe ya da ailesinden kalan mirasa bağlı yaşamını sürdüren kadınlara kesinlikle bir sigorta ve teşvik sistemi getirilmelidir. Kadınların ekonomik özgürlükleri bakımından devlet tüm olanakları seferber etmelidir. Tabi ekonomik özgürlük için aşiret ve tarikat düzenlerinin yıkılması modern toplum yapısının kurulması esaslı şartlardan biridir.
SEZGİLERİ VE GÜCÜ
Kadınların sezgileri biz erkeklerden daha güçlüdür İnsan tanıma ve değerlendirmede maalesef bizden daha üstünler. Ailelerin yatırım tercihlerinde kadınlar daha doğru karar verirler. Kadınlar daha metanetlidir. Oysa erkekler vücut gücüne rağmen daha naif bir yapıları vardır. Evde kadın daha belirleyicidir. Aslında toplumu erkeğin arkasında kadınlar yönetir. Ama bu durum erkeğin vicdanı ve davranışları karşısında sarsılabilir. Bu nedenle mutlaka kadın özgürlüğüne sahip olmalıdır.
Bu görüşler bizim görüşlerimiz. Katılmayan erkekler olabilir. Önemli değil. Biz her yerde, her kulüpte, her şirkette çok kadın görmek isteriz. Daha nazik olmak, daha iyi giyinmek ve bakımlı olmak, daha modern bir ortamda bulunmak için..
Yılın tüm gününün kadınlarımıza yani insanlığa ait olduğunu unutmayarak eksikliklerimiz ve hatalarımız nedeniyle kadınlarımızdan özür diliyoruz.