09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 15°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kafa aynı kafa! -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Kinyas Kartal’ı içinizde tanıyanlar var mı bilmem. Ben hem tanırım hem de bilirim. Kinyas Kartal bir ağaydı. Hem de silahlı atlıları, arazileri, yanında çalışanları ve siyasetteki gücüyle tam bir ağa.

Bizim yaşımızdakiler ağalık denildi mi; bir Kinyas Kartalı bir de ağalığın simgesi Genco Kasrı’nı düşünür. O ağalar bir türlü gerçekleşmeyen, artık akıllarda bile olmayan “Toprak Reformu”nu engelleyenlerdir.

1961 seçimlerinden birinci parti olarak çıkan CHP’nin gündeminde önemli iki sorun vardı: Birincisi Toprak Reformu, ikincisi ise 12 Mart’a dek sözü edilen İdari Reform yasa tasarısı.

Rahmetli Ecevit ortanın solu düşüncesiyle emekçinin hakkını verecek yöntemleri bulmak için sürekli arayış içindeydi. Bir de topraksız köylüye toprak sağlayacak bir sistem kurarak ağalık düzeninin egemenliğine son vermek için. Hemen anımsatalım 27 Mayıs’ı yapan genç subayların da ilk hedefi buydu. Nitekim 27 Mayıs’tan sonra yaptıkları ilk iş; Güney ve Doğu bölgelerinde egemen olan 55 ağayı sürgüne göndermek oldu. O hareket ağalık kurumunu daha da güçlendirmiştir. Nedeni de 27 Mayıs’ın ağalığın yerine konulacak, topraksız köylüye onu aratmayacak, derdine derman olacak başka bir kurum yaratmamasıydı.

‘Köy Enstitülerini ben kapattırdım’

İşte Kinyas Ağa da Doğu ve Güneydoğu ağalarından biriydi. Vaktin birinde bir gazeteci onunla bir röportaj yapmış. Kinyas Ağa gazeteciye demiş ki: “Köy Enstitülerini ben kapattırdım!”

İşte Jale Anıl’dan bana ulaşan ilginç röportaj:

“- Köy enstitüleri komünist yetiştirdiği için mi kapatıldı?

“-Hayır. Beni babam Moskova Üniversitesi’nde okuttu komünizmin ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum. Köy Enstitülerinde komünizmi bilen kimse yoktu.

“-Peki, karma eğitimden dolayı mı kapatıldı?”

“-Hayır. Bu da değil bütün dünyada okullar karma eğitim kız erkek beraber okuyor.

“-Peki ya neden?”

“-Ben kapattırdım Köy Enstitülerini. Ben toprak ağasıyım. 200’e yakın köyüm var. Bu köylerdeki halk bana tapar. Evlenecek, boşanacak, askere gidecek, mahkemesi nesi varsa gelir bana danışırdı. Ama Köy Enstitüleri açıldıktan sonra 5 köyüme köy enstitüsü mezunu geldi ve bu köylerden artık kimse bana gelip danışmamaya başladı. Ben düşündüm 200 köyümün hepsine Köy Enstitüsü mezunu gelirse benim ağalığım ne olur, sıfıra düşer! Harekete geçmem gerekir dedim ve doğudaki bütün ağaları topladım. Bir de batıdan buldum Eskişehir’den Emin Sazak. Sonra Menderes’le pazarlığa gittik.

Yıl 1950. Seçim zamanı; dedik ki: Köy enstitülerini kapatırsan şu gördüğün doğudaki tüm toprak ağaları ve batıdan Emin Sazak’ın oyları sana. Kapatmazsan oy yok ve Menderes’te 1950’de iktidara gelir gelmez Köy Enstitülerinin temelini sarsmaya başladı.”

O kafa şimdi iktidar

Aynı düşünce sahipleri şimdi iktidar. En yakın örneği dün ifade ettiğimiz gibi 4+4+4 safsatasıyla çocuklarımızı belli bir düşünceyle donatmaya çalışmaları. İşte asıl faşizm budur. Atatürk’ün laiklik ilkesi için en kuvvetli direk olarak diktiği eğitimin birleştirilmesi ile ilgili yasa delindi ve yok edildi bile. Dediğim: O kafa onun da canına okudu. İlkokul öğrencilerinin kılık kıyafetini evlere şenlik, karman çorman hale getirdiler. Bütün velileri ayağa kaldırdılar.

Şimdi Başbakan Cumhuriyeti kuran parti CHP’yi bakın neyle suçlamakta: “CHP tek tip kıyafeti zorbalıkla savunmuş bir partidir. İşte bu tek tip kafanın hayatlara kazınmış bir zihniyetin eseridir!”

Oysa bugün bile Arjantin, Avustrayla, Brezilya, Şili, Japonya, İngiltere, Yeni Zelanda gibi ülkelerde ve ABD’deki resmi okulların %23’ünde tek tip kıyafet giyilmektedir. Bu ülkelerde hangisinde faşist yönetim var?

Değişmeyen o kafadır ve o kafanın bundan sonra yapacakları kimbilir bizi hangi meçhullere doğru sürükleyecektir.