22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

KAHRAMANLARINIZ NEREDE?

Şehmus Yıldırım Gençer

Şehmus Yıldırım Gençer

Site Yazarı

A+ A-

Virüse karşı, yaşlıların ve kronik hastalığı olanların daha fazla etkilendiğini biliyoruz. Fakat virüsün etkisinin genişliği sadece insanlarımızla sınır değil. Virüs aynı zamanda liberal ekonomik sistemi de hedef alıyor ve onu temelinden sarsıyor.

Çin’de salgın boyutuna ulaşan virüsü 3 aylık bir zaman diliminde devletin hızlı müdahalesi ve aldığı birçok önlemle kontrol altına aldı. Wuhan şehrinde artık vaka sayısının gelmediğini dahi görüyoruz. Çin’in başarısı dünyamıza örnek olmuş durumda. Avrupa’da salgını engelleyemeyen ve sağlık hizmetini karşılamakta zorlanan devletlerin ilk başvurduğu ülke Çin oluyor. Çin’in başarısını, doğaüstü bir keramette aramaya gerek yok. Başarı; kamuculukta. Devletin salgına hızlı müdahalesi, sağlık sektöründe aldığı yüksek tedbirler, devlet ve millet uyumu, kontrolü ve başarıyı beraberinde getirdi. 

Avrupa’nın salgında başvurduğu ilk ülkelerin başında Çin, Küba hatta Türkiye olması, en çok vakaların bu ülkelerde olmasıyla alakalı bir durum değil. Bu ülkelerin salgındaki başarısı ve dünyaya yaptığı dayanışma çağrısı bu yardımın temel sebebi. 

Yaşadığımız süreç Holywood filmleriyle tamamen çelişir durumda. Nasıldı o filmler bir hatırlayalım; dünyanın başına bir musibet, salgın bela olur, bazen dünyanın yarı nüfüsu bazen de birçok ülke yok olmanın eşiğine gelir ve ortaya bir ‘süper kahraman’ çıkar ve tüm dünyayı musibetten kurtarır. O kahraman elbette ki Amerika’dır. 

Filmlerde, varlığını dünyanın kurtuluşuna adamış Amerika, öncü rolünü üstlenerek dünyaya huzuru ve refahı tekrar tesis eder. Muhtemelen herkesin kafasında hızlıca birçok film canlanmıştır. Bu senaryolarla büyüyen bir dünyanın, koronavirüs salgınında gözlerinin hemen Amerika’ya dönmesi gerekmez miydi?

Salgına hızlı müdahalede ve kontrol etmekte Çin’in pratiğinden şu an çok uzak olan Amerika, diğer ülkelerin yardım çağrılarına da kulaklarını tıkadı. 

Senaryolardaki Kahraman

Filmlerdeki ‘kurtarıcı’ rolünü, gerçek hayatta Asya ülkelerinin eline kaptıran Amerika, Trump önderliğinde çözümü hızlıca buldu. O kadar doğaüstü senaryonun yazıldığı Amerikan diyarında çözüm de senaryoları aratmadı. Trump koronavirüse dair açıklamasında, virüsün adını ‘’Çin virüsü’’ diye değiştirdi. Gazetecinin sorduğu; ‘’bu virüse neden çin virüsü diyorsunuz, etnik köken bu virüse sebep olmuyor’’ demesine ise, muhteşem bir çıkışla ‘’Çünkü Çin’den geliyor’’ diye kısa fakat bir o kadar da kendisine yakışan vakurlukta bir yanıt verdi.

Üstelik, Japon ve Tayvan’lı uzmanların koronavirüsün ilk kez ABD’de ortaya çıkmış ve ABD’li askerler tarafından Wuhan’a getirilmiş olabileceğine dair önemli kanıtlar sundu. 18-27 Ekim 2019’da Wuhan’da düzenlenen Dünya Askeri Oyunları için ABD’den 400’ü insan gitti. 11 Mart’ta ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi direktörünün ‘’ABD’de bazı kişiler teoride gripten ölmüş olabilir fakat bunun sebebi Covid-19 virüsü de olabilir’’ demesi, şüpheleri kuvvetlendirdi.

Trump’ın cesurca ‘’Çin virüsü’’ yalanına sarılması, çaresizliklerinin baş göstergesi oldu. 

Amerikan fikir mücahitlerini ve müritlerinin yüreğine derin bir su serpen bu açıklama, dünya için ne kadar kabul görür, tartışmalı. Fakat salgın yayıldıkça bir senaryonda ibaret olan Amerika’nın kurtarıcılık balonu patladığı su götürmez bir gerçek.

Trump’ın bulduğu formül, Amerika’nın kaybolan itibarını geri verir mi? Senaryolara hapsolmuş beyinlerin umudu hala Amerikan sisteminde. Fakat sistem derinden sarsıldı, artık başlarını filmlerden kaldırma zamanı geldi.

Virüs, kapitalist sistemin insana verdiği değeri ortaya çıkartırken, toplumsal dayanışmanın da ne kadar ihtiyaç olduğunu gösterdi. Virüse karşı henüz kesin bir ilaç bulunamadı ama, kapitalizmin bireyciliğine karşı insanlık aşısı yeniden keşfedildi.

İnsanlık, büyük tarihinde olduğu gibi bu virüsü de yenecek, teslim olmayacak. Virüsün yarattığı kriz, büyük çözümlerin de habercisi. Virüs salgınına karşı ülkemizin aldığı öncelikli tedbirler sağlık sektöründe oldu. Çünkü önce oradaki krizi çözmemiz gerek. Dünya, hayatını sürdürebilmesi için, insan canını, paradan daha değersiz gören bir sistem içinde yaşayamayacağını gördü. Değişim bugünden başladı ve devamı kuvvetli bir şekilde gelecek.