Kalkınma Yolu’na Suudi Arabistan ve İran da dahil edilmeli
Türkiye, Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Ulaştırma Bakanları’nın oluşturduğu Bakanlar Zirvesi’nin bugün İstanbul’da bir araya gelmesi, Kalkınma Yolu konusunda önemli bir dönemeci temsil ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Nisan’daki Bağdat ve Erbil ziyaretlerinden sonra uluslararası kamuoyunun gündemine giren Irak-Türkiye Kalkınma Yolu Projesi birçok yönüyle tartışılıyor. Ekonomik boyutundan daha fazla bölgesel dengelerde yaratacağı değişiklikler tartışmaların odak noktasını oluşturuyor.
KALKINMA YOLU NEDİR?
Irak Başbakanı Muhammed Şii el Sudani tarafından 27 Mayıs 2023’te kamuoyuna duyurulan Kalkınma Yolu Projesi’nin geçmişi 1980’lere kadar uzanıyor. Sudani, projenin duyurusunu İran, Ürdün, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) ulaştırma bakanlığı temsilcilerinin katıldığı bir konferans sırasında açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Nisan 2024’teki ziyareti sırasında da Türkiye, Irak, BAE ve Katar resmen proje ile ilgili mutabakat anlaşması imzaladı.
1980’li yıllarda “Kuru Kanal” olarak adlandırılan proje, Körfez’deki El Faw limanından Türkiye’ye ulaştırılacak karayolu, demiryolu hatlarından ve tamamlayıcı bağlantı hatlarından oluşuyor. Projenin yakın geçmişi ise El Faw limanı projesinin 2010 yılında Nuri al Maliki’nin başbakanlığı sırasında başlatılmasına kadar dayanıyor.
Faw Limanı’ndan başlayıp Basra, Bağdat ve Musul şehirlerini de içeren bir güzergahtaki yolların Türkiye’deki kara ve demiryolu ağına bağlanması hedefleniyor.
İRAN NE DİYOR?
Kalkınma Yolu Projesi’nin açıkladığı 27 Mayıs 2023’teki konferansa katılan İran Yol ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Şehryar Efendizade, “Proje bölge için büyük bir fırsattır.” sözleriyle İran’ın desteğini açıklamıştı. (Mehr Haber Ajansı, 27 Mayıs 2023)
İran bu konferansa katıldı ama Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi henüz bu projeye dahil olmadı. Irak üzerinden Avrupa’ya ulaşacak olan Kalkınma Yolu’nun İran’ın limanları üzerinden geçecek bölgesel bağlantı hatlarına alternatif olacağı, bu nedenle İran’ın bu projeye karşı olduğu söyleniyor.
İlk bakışta doğru gibi görünen bu değerlendirme tam olarak gerçeği yansıtmıyor. Çünkü, İran’ın Fars (Basra) Körfezi üzerinden bu projeye dahil olması mümkün.
İkincisi ve daha önemlisi, bu projenin Irak’ta merkezi devleti güçlendiren yönü. Unutulmaması gereken nokta şu: Kalkınma Yolu, 1991’de Körfez Savaşı’yla başlayan ve ABD’nin 2003’te Irak’ı işgal etmesinin ardından oluşan statükoyu bozuyor. Irak devletini dağıtan, ülkenin parçalanmasına neden olan bu statüko, aynı zamanda bölge ülkelerini, birbiriyle rekabet ve çekişme içine sürükleyegeldi.
Üstelik, Irak’ın parçalanması, devletin dağılması ABD’nin Batı Asya’da ağırlığını devam ettirmesine imkân tanıyan en önemli etkenlerin başında geliyor.
Dolayısıyla Irak’ın merkezi devletini güçlendiren Kalkınma Yolu projesi Türkiye için olduğu kadar İran’ın da menfaatine. Ayrıca projenin, Irak’ta birbiriyle rekabet ve çatışma halindeki çeşitli siyasal grupların da ortak bir noktada buluşmasını sağlaması Irak’ın istikrarı doğrultusunda önemli bir etken. Bu durum ise, Irak’ta parçalı yapının devamından yararlanan ABD’nin etkisini sınırlıyor. Bütün bunlar, İran’ın menfaatine.
SUUDİ ARABİSTAN’IN KONUMU
Suudi Arabistan, Irak tarafından davet edilmesine karşın, Kalkınma Yolu’na katılan ülkeler arasına başlangıçta dahil olmadı. Ancak bu yanıltıcı olmamalı. Irak’ın Suudi Arabistan ve diğer Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerle enerji başta olmak üzere birçok alanda geniş kapsamlı işbirliği projeleri hızla devam ediyor. Üstelik, Irak ile Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişki, İran tarafından da destekleniyor.
Ayrıca, ABD’nin gerilediği koşullarda Suudi Arabistan’ın BRICS’ten ve Kalkınma Yolu ile bütünleşecek olan Kuşak Yol Girişimi’nden uzaklaşmak yönünde hiçbir çıkarı bulunmuyor. Suudi Arabistan’ın, 2016 yılında açıkladığı Suudi Vizyonu 2030 hedefleri ile Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Çin-Suudi işbirliği projeleri arasında ciddi ölçüde örtüşme var.
Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın bu yol haritası, ülkeyi petrole bağımlı bir ekonomiden çeşitli ve dinamik bir ekonomiye taşımak için tasarlandı. Suudi Arabistan, Çin’in en güçlü küresel ticaret ortaklarından biri. Dolayısıyla KYG ile bütünleştirilecek Kalkınma Yolu’na Suudi Arabistan’ın dahil edilmesinin koşulları vardır.
BÖLGESEL KALKINMA GİRİŞİMİ
Kızıldeniz ve Süveyş kanalına alternatif yönü öne çıkan Kalkınma Yolu, Çin’den gelen malların Avrupa’ya 20-25 gün daha erken ulaşmasını sağlayacak. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerin ortak kalkınma ve paylaşarak gelişme hedefiyle buluştuğu Kuşak ve Yol Girişimi açısından da elverişli bir rotayı temsil ediyor.
Ayrıca, Kuşak ve Yol Girişimi’nin hedefinde, kıtalar ve ülkeler arasında bağlantısallığı sağlayacak tek bir değil birden fazla güzergahın kurulması bulunuyor. Bu çerçevede Orta Koridor üzerinden Kuşak ve Yol Girişimi ile de bütünleşmesi planlanan Kalkınma Yolu’nun İran’dan geçen bağlantı yollarını bloke edeceği iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Irak yönetimi projeyi, bölgesel bir ortak kalkınma girişimi olarak ele alıyor. Projenin en büyük siyasi ortağı durumunda olan Türkiye’nin de yaklaşımı aynı. Kalkınma Yolu, Türkiye, Irak, BAE, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve İran’ı, hatta Suriye’yi de buluşturma potansiyeline sahip. Bu ülkelerin birlikte kalkınması ve kazanması için uygun bir imkân sunuyor.