06 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Kan konuşmaz’ Fırat

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Hafta içindeki bayanlar basketbol finalindeki olayı biliyorsunuz. Ben onun dedesini bilirdim. Beni geç, sevgili Erdoğan Arıpınar ağabeyimiz hayatta, ona sor. Erdoğan Ağabey, mesleğe beni başlatırken 3 tane insanı iyi tanımamı istedi ve çeşitli nedenlerle onlara gönderdi. Sinan Erdem, Vahit Çolakoğlu ve Jerfi Fıratlı. Onlar Türkiye’ye fair play’i, olimpiyat ruhunu öğreten ve yayan insanlardı. Ne yazık ki, muhterem Fıratlı’nın oğlu, dedesinin ruhuna layık olamadı.

Özürü kabahatinden büyük. Yanak almak istiyormuş. Bu ne pişkinlik. Gıdığından da öpseydin bari... Rebeka ile Salamon’un ayrılma fıkrasını bilirsin ya, onun gibi. Bilmiyorsan sağa sola bir sor. Ben ayrıca senin Galatasaray kongrelerindeki sevimsiz tutumlarını da öğrendim. Sonra da fanatik taraftarlara ayıptır, yapmayın falan diyoruz, yazıklar olsun.

Bir kez daha belgelendi ki “KAN KONUŞMAZ.” Büyük bir olasılıkla Nazim Hikmet’in o romanını da okumamışsın. Okumuşsan şaşarım, okumamışsan bir okuyuver. Belki bundan sonrası için bir şeyler öğrenirsin. Ruhu şad olsun, Jerfi Ağabey sadece biyolojik babanmış. Onun adına hiç yakışmadın ve eminim ruhu da çok üzülmüştür.

NE OLACAK BU YANAL İŞİ...

Bir merak, bir merak, Ersun Yanal Fenerbahçe’nin başında kalacak mı? Sanki şampiyonluk fotoğrafının içinde yer alan Teknik Direktör olarak ne Yanal’ın ne de Fenerbahçe’nin başka işi kalmamış gibi. Her kafadan bir ses çıkıyorsa, ben de izninizle bir yorum yapayım. Biliyorsunuz, Türkiye’de bilgisi olmayan fikir beyan eder. Bizler de bilgi ile fikir arasında sıkıştığımızdan, yorumların yanlış çıkması durumunda rahatsız oluruz.

Fenerbahçe kanadının sezon başında ne dediğini iyi hatırlayın. Sayın Başkan Aziz Yıldırım da açıklamıştı. “Ersun Yanal ile 1 yıllık mukavele yapılacak.” Öyle de oldu, bugün hala her kes o noktada. Ne Başkan Yıldırım, ne de teknik direktör Ersun Yanal bunun dışında konuşuyor. Elbette ki, Ersun Yanal’ın gönlü şampiyon yaptığı takımla birlikte yolu daha da ilerilere taşımak.

Ama dikkat ettiniz mi, neden bir yıl açıklaması yapıldı. Adalete Fener Yak kampanyası, UEFA’dan verilen men cezasının iki yılı tamamladığı tartışması falan hepsi bu düşüncenin içinde. Artık her adımının hesabını geçmiş deneyimleriyle çok iyi tartan Başkan Aziz Yıldırım şüpheniz olmasın en doğru kararı verecektir. Bu arada sarı lacivertlilerde takımı şampiyon yapan hiçbir teknik direktörün görevine son verilmediğini hepimiz biliyoruz. Biraz daha sabredersek ne olacağını görürüz.

KADIKÖY BOĞASI’NIN ÖYKÜSÜ

Sizler belki biliyorsunuzdur, ben sevgili Coşkun Gözendor Kardeşimden gelen mail ile öğrendim. Kendisi Beşiktaş kongre üyesidir, Beşiktaşlı duruşunu iyi bilen, sportmen, fair play ruhlu bir futbolseverdir.

Nüfusu Germen yoğunluklu olan Alsas-Loren, iki yüzyıl boyunca Almanya ile Fransa arasında sürekli el değiştirdi. 1860’larda bir ara bölgeyi ele geçiren Fransızlar, zaferin anısına bir heykel yaptırmaya karar verir. Dönemin ünlü Fransız heykel traşları Isidore Bonheure ve T. Roulliard bu işle görevlendirilir.Fransızların Almanları azgın bir boğa gibi ezip geçtiğini göstermek için yaptırılan Boğa Heykeli, büyük bir özgüvenle Alsas-Loren bölgesine yerleştirilir.

Almanya’nın “Demir Şansölye” lakaplı başbakanı Bismarck liderliğinde savaş ilan etmesi ve çetin bir mücadele ve on binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan savaştan sonra Alsas-Loren bölgeleri yeniden el değiştirerek Almanya’nın topraklarına katılır.

Almanlar, Boğa heykelini savaş ganimeti olarak Berlin’e götürür. 40 yıl Alman topraklarında ikamet eder şu anda Kadıköy’de bulunan Boğa!

Güçlenen Osmanlı-Almanya ilişkileri ve Osmanlı’nın Almanya’nın yanında cihan harbine katılması hasebiyle, teşekkür mahiyetinde, Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından, dönemin iktidarı İttihat ve Terakki Partisi’nin başkanı Enver Paşa’ya 1917 yılında hediye edilen “Boğa Heykeli”, Enver Paşa’nın sarayında bir süre misafir edilir.

I. Dünya Savaşı yenilgimizle sonuçlanıp, Enver Paşa yurt dışına kaçınca kaderine terk edilen heykel, 1953 yılında Hilton Otel’in açılışına kadar unutulur. Bu tarihte Hilton Oteli’nin bahçesine konulan heykel, 1969’da Kadıköy’e getirilerek, eski kaymakamlık binası (bugünkü Kadıköy iskele başkanlık binası) önüne yerleştirilir. O dönemde boğa heykelinin Haydarpaşa koyunda yapılan parka konulması planlansa da bu plan hayata geçirilmez. En nihayetinde, Kadıköy Boğası, 1987 yılında bugünkü yeri olan Altıyol’a yerleştirilir.

Günümüzde Kadıköy’ün ve Fenerbahçe’nin gücünün simgesi olarak kabul edilen Boğa Heykeli, asırlık tarihinden habersiz binlerce insanın buluşma noktası artık...

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları