23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kanal İstanbul İstanbul’un sonu mudur?

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-

Kanal İstanbul Projesi’nin güzergah seçimi ve yaratacağı etkilerle ilgili herhangi bir bilimsel araştırma yapılmamış veya yapıldıysa bile yayınlanıp, tartışılmamıştır. Bilinen sadece yaklaşık yirmi beş metre derinliğinde ve yüz metre genişliğinde bir kanal olduğu, genişliğin bazı yerlerde beş yüz metreye kadar ulaştığıdır.

SU HAVZALARINA ETKİ
Kanalın kuzey ucu Istıranca ve Terkos Havzalarına uzanmaktadır. Bir su havzası böyle derin yapılarla bölünürse, havzanın su dengesinin bundan fevkalade etkileneceği bilinen bir gerçektir. Yani Istıranca ve Terkos havzalarındaki göl ve rezervuarların beslenmesinde azalmalar olması kaçınılmazdır. Zaten yapılmakta olan havaalanı projesi de Terkos Havzası’nı yeterince olumsuz etkileyecektir. Bu nedenlerle, önümüzdeki yıllarda İstanbul’a bu havzalardan yeterli su verilemiyecektir.

NÜFUSA ETKI
Projenin diğer bir etkisi, etrafında planlanan yeni yerleşim alanları ile İstanbul’un nüfusunu arttıracak olmasıdır. İstanbul’un altyapı master planında 2040’lı yıllar için nüfus tahminimiz yaklaşık yirmi milyondur. Yani tüm su ve atık su sistemleri bu nüfusa göre planlanmıştır. İSKİ bu planı aynen uygulamaktadır. Bu projeyle İstanbul’un nüfusu yirmi milyona çok daha erken ulaşacak olup, sonrasında mevcut alt yapı ve su kaynakları yetersiz kalacaktır.
Etrafındaki yerleşimler nedeniyle, Kanal İstanbul Karadenize doğru ekolojik olarak son derece önemli Istranca ormanlarının da tahribine yol açacaktır. Zaten Üçüncü Köprü ve bağlantı yolları ve etrafında açılan yeni yerleşim alanlarıyla İstanbul’un ciğeri olan kuzey ormanlarına büyük zarar verilmiştir. Bunlara bir de bu projenin etkileri eklendiğinde, on yıl sonraki İstanbul artık yaşanmaz bir kent olacaktır. Bu durumun oluşmaması için, geçmiş imar planlarında, İstanbul’un kuzey kesimindeki ormanlar olduğu gibi korunmuştur.

İMAR PLANLARINA AYKIRI
Yüzlerce uzmanın, yıllarca çalışarak yaptıkları nüfus tahminlerine ve bu nüfusu kaldıracak arazi kullanım planlamasına yönelik “Büyükşehir Belediyesi (İBB) İmar Planları” nda bu projeler yoktur, dolayısıyla bu projelerin getireceği ilave nüfuslar da yoktur. Buna rağmen planların tamamen dışında, planlara aykırı ve planlanan herşeyi değiştirecek üç tane proje Alaadin’in lambasından çıkarak, İBB Meclisi’nce onaylanmış tüm planların çöpe atılmasına neden olmuştur. Maalesef halkın temsilcisi olan İBB yöneticileri de buna itiraz etmemiştir.
Derim ki; iki haftadır yazdığım tüm bu etkileri bilimsel araştırmalarla değerlendirmeden asla böyle bir projeye başlamamak gerekir. Özellikle de Karadeniz, İstanbul Boğazı ve Marmara üç boyutlu ekolojik modeli geliştirilerek, Kanal İstanbul’un akımlar ve su ekosistemine etkileri mutlaka araştırılmalıdır. Acilen yapılması gereken de; uluslararası geniş katılımlı bir konferans düzenlenmesi ve projenin tüm ayrıntılarıyla uzmanlarca tartışılmasıdır.
Bunları yapacaklara hadi rastgele!