A+
A-
Kanal İstanbul Marmara’yı bataklığa mı çevirecek?
Yayınlanma:
Bağlantıyı Kopyala
Boğazlar ve Marmara’da plankton dağılımı Mart 2014 (kırmızı çok yüksek, sarı yüksek, yeşil düşük)
Bu önemli sorunun yanıtını vermek için birkaç hafta yazacağım, çünkü proje “ben yaptım oldu” mantığıyla hayata geçiriliyor.
Vurgulamalıyım ki yazacaklarım, yirmi yıla yakın Karadeniz’de ve Marmara’da yaptığımız araştırmalar ile İstanbul Atıksu Master Planı’nı hazırlarken uluslararası uzman bir ekiple yaptığımız üç yıllık çalışmalara dayanmaktadır.
BOĞAZDA İKİ NEHİR
İstanbul Boğazı boyunca üst üste binmiş iki nehir birbirine zıt yönlerde akmaktadır. Akdeniz suyu orjinli “Marmara nehri” Boğaz boyunca alttan akıp Karadeniz’ in derinliklerine boşalırken, üstten de “Karadeniz nehri” Boğazı geçip Marmara Denizi’ne ve oradan da Çanakkale Boğazı’na kadar ulaşmaktadır. Bu akışlar sırasında iki nehrin suyu birbirine karışmakta; Marmara nehri bir miktar tuzu azalarak Karadeniz’e, Karadeniz nehri ise tuzluluğu artarak Marmara’ya boşalmaktadır.
MARMARA DENİZİ BOĞULACAK
Avrupa’nın yarısının tüm atık sularının deşarj edildiği Tuna Nehri, çok uzun yıllardır Karadeniz’e her türlü kirletici maddeyi boşaltmakta ve bunlar Karadeniz’den aşağı taşınıp, Boğazdan “Karadeniz nehri”yle Marmara Denizi’ne ulaşmaktadır. Bu kirleticiler arasında özellikle azot ve fosfor çok önemlidir. Bu besi maddeleri su ortamında planktonların aşırı gelişmesine neden olmakta ve bu planktonlar Karadeniz nehriyle Marmara Denizi’ne girdiği zaman, görece hareketsiz bir ortamla karşılaşıp dibe doğru çökmektedir. Böylece planktonların kendileri başka organizmalar için besi maddesine dönüşmekte, biyokimyasal reaksiyonlarla ayrıştırılmakta ve bu süreçlerde sürekli suyun oksijeni tüketilmektedir. İşte bu nedenlerle Marmara Denizi’nde yaklaşık yüz metre derinliklerde oksijen miktarı sıfıra yaklaşmaktadır. Oksijensiz su demek, aynen Karadeniz’in derinliklerinde olduğu gibi, istikbali bataklık olan hiper ötrofik bir ortam demektir.
Model çalışmalarımıza göre, gerekli önlemler alınmazsa Marmara Denizi’ni bugünkü haliyle bile korumak mümkün değildir. Buna bir de Kanal İstanbul gibi bir proje ile saniyede binlerce metreküp suyun Marmara’ya boşaltılması eklendiğinde, bugünkünden çok daha fazla besi maddesi ve plankton Karadeniz’den Marmara’ya boşaltılmış olacaktır. Üstelik Kanal etrafında çok büyük yerleşimler planlanmaktadır. Bu yerleşimlerin atıksuları arıtılsa bile yine de önemli bir ilave atık yükü getirecektir. Tüm bu ilave yükleri Marmara Denizi asla kaldıramayacaktır. Bir de iklim değişiklikleri nedeniyle önümüzdeki elli yıl içinde beklenen yağış azalmaları ve sıcaklık artışlarını düşünürsek durum daha da vahim hale gelecektir.
Bu nedenlerle Marmara’da oksijensiz, havasız, kokan, rengi siyahlaşmış, bataklık suyu gibi bir su bugünkünden çok daha yukarılarda görülecek ve Marmara kısa süre içinde havasızlıktan boğulan bir deniz haline dönüşecektir. Bunun asla geri dönüşü de olmayacaktır.
Devamı haftaya... Vazgeçin bu projeden ki, size hadi rastgele diyeyim!