Kapitalizm çöktü devlet ayakta
Aydınlık dün manşetten verdi: Deprem bölgesinde barajlarda en küçük hasar yok! Hepsi devlet tarafından yapılmış, hepsi sapasağlam.
Depremde 750 bin daire ve işyeri yıkıldı. TOKİ’nin yaptığı evlerde çatlak bile yok. Hepsinde mi? Evet, 134 bin TOKİ konutunun hepsinde!
TOKİ tarafından yapılan kamu binaları da öyle. Camları bile kırılmadı, hepsi ilk günden beri hizmet vermeye devam ediyor.
MÜTEAHHİTE DEĞİL SİSTEME BAK
Diğer yanda ise binlerce insana mezar olan binaların tamamı özel müteahhitlik şirketleri tarafından yapılmış. Şimdi herkes müteahhit avına çıktı ama, hepimiz sorumluluğun müteahhitler ile sınırlı olmadığını biliyoruz. Kentsel rant üzerine kurulu devasa bir sistemin içindeyiz. Akıl almaz boyutlarda para üreten bu sistem, aşağıdan yukarıya herkesin işine geliyor. Ama işte tam da bu sistem yüzünden, kendi mezarlarımızı kazıyoruz.
Sorun üç beş müteahhidin aç gözlülüğünden ibaret değil. Bu sistem devam ettiği sürece biri gider, diğeri gelir. Malzemeden çalacak, kaçak kat çıkacak, imar planlarına tecavüz edecek daha çok müteahhit bulunur.
SORUNUN ADI: KAPİTALİZM
Adını da koyalım: Bu çarpık sistemin adı kapitalizmdir. Merkezinde insan değil para vardır. Sihirli güçler atfettiği serbest piyasa ve rekabet kavramları ile her sorunun çözülebileceğini düşünür.
Topluma, toplumsal menfaate, dayanışmaya, paylaşmaya karşıdır. Bunun için insana insan demez, “birey” der. Madde dünyasına esir olmayı ve çok tüketmeyi ‘kalkınma’ sayar.
Üretimden değil faizden ve ranttan yanadır. Tüketimi engellediği için geleneğe düşmandır. Taklitçiliği, köşe dönmeciliği sorgulayan bir gelecek fikrine de düşmandır.
Kapitalizm bu ülkenin toprağında yetişmemiş, Batı'dan ithal edilmiştir. Her safhası ile Müslüman Türk milletine yabancıdır. Kendine yabancı bir modeli alıp hayatını ona göre düzenlemeye kalkan her millet felaketlere karşı savunmasız kalır; afetlerde, ekonomik darlık dönemlerinde perişan olur.
KAMUCULUK AYAKTA
Açık konuşalım: Depremde 1980’den beri ülkemize dayatılan kapitalist model çöktü. Devlet ve kamuculuk ise dimdik ayakta duruyor. 21. Yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacaksa eğer, bunun ne tür ekonomik tercihlerden geçtiği açıkça görülüyor.
Bugünün imar sorunları özelinde bakacak olursak, şehirlerimizi Batı’nın soysuz betonundan kurtarıp mütevazı Müslüman Türk mahallesine geri dönmenin formülü de aynı duruyor: Tamamen yerli fikriyatımız üzerine kurulmuş, devleti merkeze alan ve kapitalist olmayan bir model.
KEDİLER KURTULDU
Kurtarma görevlilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerin bağlı helikopterlerin yardımı ile Diyarbakır’da hasarlı bir binada mahsur kalan kedileri kurtardı. Gecenin kahramanı mahsur kaldığı evden çıkartılan Zena’ydı. Bitkin haldeki yavrucak AFAD çalışanlarının şefkatli kollarında sahibine teslim edildi.
Depremin ilk gününden beri “AKP’lileri kurtarıyorlar, Alevilere yardım etmiyorlar” diye iftira atanlara güzel bir yanıt, hatta kulplu kapak oldu!
Türk milleti için insani yardımın ırkı, dini, dili, siyasi görüşü vesairesi yok. Hatta “türü” bile yok! Kedi köpeğin canını da Allah emaneti bilen kahraman askerlerimize ve AFAD çalışanlarımıza teşekkür ederim, bizi hem sevindirdiniz hem onurlandırdınız, var olun.