Karıştırılan sözcükler (2) -(TAMAMI)
Geçen yazımda “bağlı, bağımlı” anlamına gelen tabi (—) ile “doğal, olağan” anlamına gelen tabii (.—) sözcüklerinin karıştırıldığından söz etmiştim. Bir de “yayımcı, editör” anlamına gelen “tabi” var ki, Osmanlıcanın bu kadarından artık kurtulmak gerektiğini düşünerek bu sözcükten söz etmedim.
Güzel bir deyim, içinde Osmanlıca eski bir sözcük olsa da, yaşayacağına inandığım bir deyim hep yanlış söylenir. “Ateş olsa cirmi kadar yer yakar!” sözündeki “cirim”, “cürüm” sözcüğüyle karıştırılır. “Cirim” sözcüğü “hacim, oylum” anlamına gelir, “cürüm” ise “suç” demektir, sözün doğrusu, “Ateş olsa cirmi kadar yer yakar.” olmalı. Şu günlerde bu deyimin yanlış kullanıldığını çokça görüyorum. Böyle durumlarda “galat” diyerek işin içinden çıkamayız. Bu yanlış sanırım çok eskilere gider, Osmanlı yazısında ünlülerin yazılmamasından kaynaklanır; Osmanlıcada her iki sözcük de ünlü harf kullanılmadan aynı harflerle yazılır.
“Havada kar sesi var/Tarlada zar sesi var” türküsündeki “zar” sözcüğünün öteki anlamları bilinmediğinden, kimi sanatçılar “tarla” yerine “tavla” diye söylerler. Anadolu’yu iyi bilmiyorsanız, “zar” sesinin yalnız tavlada olacağını düşünürsünüz. Oysa Derleme Sözlüğü’ne bakarsanız, “zar” sözcüğünün başka anlamları da olduğunu, tırpandan sonra tarlada kalan başak vb. anlamları bulunduğunu görür, tarlada “zar sesi” olacağına bir itirazınız olmaz. Bu türküleri söyleyenler Tarama Sözlüğü’nü, Derleme Sözlüğü’nü bilmeli. Bu sözlükler, ihmaller yüzünden ölüme terk edilmiş Türkçe sözcükleri içerir. Bu sözcüklerin çoğu türkülerde yaşama şansı buldu. Sanatçılar bu bilinçle okumalı türkülerimizi.
Bazı sözcükler uzun süre kılavuzlarda ikili yazılışlarıyla gösterildi: Eski kılavuzlarda Sarımsak, meyve, makine gibi sayılı sözcüklerin ayraç içinde sarmısak, meyva, makine biçimlerinin de doğru sayılabileceği belirtilirdi. Son zamanlarda kılavuzlar ayraç içindeki yazılışları kaldırdı, meyve, makine biçiminde yazmamız doğru kabul ediliyor. Ancak Dil Derneği kılavuzu ve Ana Yazım Kılavuzu “sarmısak” yazılışını benimserken, TDK “sarımsak” yazılışını doğru kabul ediyor. Kokusu yüzünden yerken tereddüt ettiğimiz bu yararlı yiyeceği yazarken de tereddüt etmeye devam edeceğiz. Sarımsak mı, sarmısak mı? Kılavuzlarda farklı. Halk arasında her iki söyleyiş de yaygın. Çok eski metinlerde “sarmusak” olduğu sanılıyor; sanılıyor diyorum, çünkü eskiyazıda ünlüler yazılmadığından, “sarımsak” da, “sarmısak” da, “sarumsak” da aynı harflerle yazılır, ünlüler yazılmadığı için eski metinlerden doğru söylenişi anlamak zordur.
Not: Önce haksız yere özgürlükleri elimizden alıyorlar, sonra özgürlüğümüzü geri vererek, bizi sevindiriyorlar. Soner Yalçın’a sevindim, ötekilerse hâlâ acı veriyor bize.