16 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Katil değil 'saygın iş adamı'

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Eski Yazar

A+ A-

Esenyurt’taki vahşeti tüm detayları ile izlediniz. Lüks bir araçla bir tekel bayinin önüne gelen saldırganlar, bellerinde kocaman silahlar taşıyorlar. İçerideki üç kişiden ikisini 11 kurşun sıkarak öldürüyorlar. Bu arada dükkan da cephanelik gibi... Bir tabanca, bir tüfek, elli tane mermi…

Görüntüler karşısında infiale kapılmamak elde değil. Ama işin asıl önemli olan tarafı cinayetin kendisi değil, sosyal zemini ve arka planı.

Dünyanın her yerinde buna benzer silahlı çatışmalar olabilir. Mafya ve kriminal tipler her yerde bulunur ve işlerini silahla, şiddetle görürler. Esenyurt olayına karışanlar ise mafya falan değil, Türkiye’nin sıradan “iş insanları”. Düzgün iş ilişkileri var, vergi veriyorlar, hatta belki örnek iş adamları olarak falan gösteriliyorlar.

Tepeden tırnağa silahlı caniler, “bilmem ne şirketler grubunun” sahipleri. Ne iş yaptıklarını kendi internet sitelerinden aktarıyorum:

Koç Holding’e ait New Holland traktörlerinin satış ve servis temsilciliği

Er Piliç distribütörlüğü

Keskinoğlu bayiliği

Banvit tedarikçiliği

Beylikdüzü ve Ağrı’da çeşitli lüks inşaat projeleri

Manisa ve Ağrı’da çeşitli kanatlı hayvan üretim çiftlikleri

Avam demir çelik adı altında inşaat demiri ticareti

Bir tanıtım dosyasına şu işleri alt alta yazsanız gittiğiniz her yerde itibar görürsünüz. Bu caniler de itibar görmüşler ki bu kadar dallı budaklı işlere girişebilmişler, Türkiye’nin en köklü firmaları ile yakın ticari ilişkiler kurabilmişler.

Elebaşı olduğu anlaşılan kişinin (yönetim kurulu üyesi mi demeliydik yoksa?) sosyal medya paylaşımlarından sürekli yeni ticari projelere giriştiği, kazandığı parayla da Çeşme’de Antalya’da yiyip içip gezdiği anlaşılıyor.

Peki altındaki otomobil kaç para dersiniz? Hani şu çocukları öldürmeye giderken bindikleri araç… Tam 18 milyon lira! Asgari ücret alan bir emekçi, tam 130 yıl boyunca yemeyip içmeyip para biriktirirse bir tanesine sahip olabilir. 7.500 TL alan bir emeklinin ise 200 yıl para biriktirmesi gerekiyor….

Tüm bunları niye yazdım…

Birincisi, bu katil profilinden anlıyoruz ki Türkiye’de iş alemi mafyalaşmıştır. Bu canilerin iş adamı diye gezdiği bir ülkede namuslu insanlar iş yapabilir mi, para kazanabilir mi sanıyorsunuz?

İkincisi, Türkiye’de bireysel silahlanma kontrolden çıkmıştır, şehirlerimiz belinde silahla gezen her türden insanın işgali altındadır.

Yasalarımıza göre 21 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı silah alabiliyor. Taşıma ruhsatı alabilecek meslek grupları arasında hemen herkes var. Mesela müteahhitler silah taşıma ruhsatı alabiliyor. Mesela yıllık cirosu 45 milyon lirayı bulan şirketlerin tüm yönetim kurulu üyeleri belinde silah taşıyabiliyor. Türkiye’de yüzbinlerce müteahhit var, cirosu 45 milyondan fazla binlerce şirket, bunların on binlerce ortağı var…

İnternetten su sipariş eder gibi aldığınız av silahlarını, pompalı tüfekleri, sayısını kimsenin bilmediği kaçak silahları ise saymıyorum bile.

Böyle bir serbestlik ortamında asayiş ve güven sağlanabilir mi dersiniz?

Efendim polis kontrol etsinmiş yakalasınmış… Ateşli silaha bile bu kadar kolay erişebilen, her biri yanında on köpek besleyen zenginlere polisin, bekçinin gücü yeter mi sanıyorsunuz?

Bir de tabi, insani yanı çok kuvvetli bir infaz rejimimiz var! Suçlular, küçük cezalarla yırtacaklarını, hukuk sistemi içinde bir yolunu bulup kurtulacaklarını düşünüyorlar. Gördüğümüz örneklere bakılırsa, pek de haksız sayılmazlar. İnsanı merkeze alan, suçluyu topluma geri kazandırmayı hedefleyen bir infaz rejimi iyidir. Ancak kanunların delik deşik olduğu bir ortamda sadece suçlulara ve zenginlere hizmet eder.

İnsanların infial içinde idam cezası geri gelsin demesinin sebebi de bu çaresizlik duygusu. “Kanunlar çalışmıyor hiç değilse cezalar korkutucu olsun” diyorlar. Ancak kanunların düzgün yazılmadığı, düzgün çalışmadığı bir ülkede idam da bir işe yaramaz. Hatta ipe götürülenler genelde garibanlar, kendine arka bulamayanlar olur.

Esenyurt katliamının bir de politik tarafı var. Caniler her politik fikirden çıkabilir. Ancak burada katillerin PKK hükümlüsü Demirtaş’a özel bir sevgilerinin olduğu anlaşılıyor. Bir akrabaları da eski HDP milletvekili. Dolayısı ile konunun terör boyutunun da ayrıca araştırılması gerekiyor.

Esenyurt