22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Katilleri durdurun, hayvan haklarını Anayasa’ya alın

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Eski Yazar

A+ A-

Eros isimli talihsiz kedinin bir insan müsveddesi tarafından nasıl işkence edilerek, dövülerek öldürüldüğünü gördük. Adam, el kadar kediye adeta bir canavar, bir düşman muamelesi yapıyor, tekmeliyor, ayakları ile eziyor. Zavallı hayvan, aldığı darbeler sonucu korkunç bir şekilde can veriyor….
Eros, o sitede doğmuş, orada büyümüş, çimenlerde böcek kovalamış, sıcak kaportaların üzerinde uyumuş, sırf varlığı ile siteye güzellik katmış bir kedi. Oradaki çocuklar ile arkadaş olmuş, oradaki büyüklerin bacaklarına sürtünüp içtiği suya, yediği mamaya teşekkür etmiş, hülasa “o muhitin sakini” olmuş bir hayvan.
Üzülmemek, isyan etmemek elde değil. Nitekim vicdan sahibi herkes ayağa kalktı, katilin cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, Eros’un katili İbrahim Keloğlan’a “iyi hal indirimi” de yaparak 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Daha önce sabıkası olmadığı için ceza geriye bırakıldı. Yani bu barbarlığı yapan adam elini kolunu sallayarak dışarı çıktı!
Yasamıza göre ev hayvanını/sokak hayvanını öldüren kimse, 4 yıla kadar hapis cezası alıyor. Nedense mahkeme, katile pek müşfik davranmış, cezayı en alt sınırdan kesmiş. İbrahim Keloğlan, savunmasında “o gün kısır olduğunu öğrendiği için sinirlerinin bozuk olduğunu” söylemiş. Kimsenin kendi zürriyetindeki bir arıza sebebi ile başka bir canlıyı öldürme hakkı yok. Diyelim ki psikoloji bozuk olduğu için önüne çıkana birine bulaşacak, neden saldırmak için bir insanı değil de kendisinden kaçamayacak bir hayvanı seçiyor? Hadi diyelim saldırdı, neden bir tekme atıp bırakmıyor? Video görüntüleri mevcut, katil, Eros’u kasten ve altı dakika boyunca işkence ederek öldürüyor. Mahkemenin şu basit mantığı kurmamış olması çok üzücü, çok düşündürücü.
İnsan ve hayvan yaşamını savunan binlerce kişi şu anda davayı takip ediyor. Adalet Bakanlığı da “savcımız karara itiraz etti” diye açıklama yaptı. Sonucunu bekleyip göreceğiz.
Biz, konuşmamız gereken asıl noktalara gelelim.
Birincisi, Türkiye’de hayvana yönelik şiddet çok ciddi bir sorun. Her gün hayvanlara yönelik eziyet ve işkence haberleri duyuyoruz. Mevcut yasamız, gayet güzel tasarlanmış bir yasa olmakla beraber uygulama boşlukları ve mahkemelerin yorum farklılıkları canilere koruma kalkanı oluyor.
Oysa suç-bilimcilerin ve psikiyatristlerin üzerinde ittifak ettiği bir gerçek var: Hayvanlara yönelik şiddet suçları işleyen insanlar aslında insanlara karşı işleyecekleri suçların provasını yapıyorlar. Suç kayıtları, özellikle çocuklara tecavüz eden, yaşlı ve engelli insanları öldüren kimselerin bu korkunç filleri için önce hayvanlar üzerinde “antrenman” yaptığını doğruluyor. Açık açık yazalım: Hayvana işkence eden bir kimse aslında potansiyel bir katil, potansiyel bir çocuk tecavüzcüsü. O an için nefretini yönlendirebildiği savunmasız nesne kedi-köpek olduğu için bunu yapıyor. Fırsatını bulduğunda suçu insanlara karşı işliyor.
Demek ki mevcut yasanın ceza limitlerinin yeniden gözden geçirilmesi ve hayvanların yaşam haklarına ilişkin Anayasal bir düzenleme yapılması gerekiyor. Anayasal düzenleme, uzun süredir hayvanseverlerin talebi. Böyle bir düzenlemeye toplumdaki destek rekor düzeyde yüksek. Siyasetçilerimizin bu konuyu ciddiye alması lazım.
İkincisi, hayvanlara ve hayvanseverlere yönelik nefret suçlarında son dönemde korkunç bir artış var. Bunun temel sebebi “güvenli sokaklar” gibi masum bir slogan etrafında toplanan karanlık odaklar. Asıl maksatları, kedi-köpek konusu üzerinden toplumu birbirine düşürüp iç çatışma çıkarmak. Onlar bu kirli emelleri için çalışırken olan zavallı hayvanlara ve hayvanseverlere oluyor. 2022’de İzmir’de bir cani, sırf köpek besledikleri için Köşek ailesinden üç kişiyi öldürmüştü. O zaman da aynı uyarıyı yapmıştı: Bu katilleri cesaretlendiren yapılar var. Sohbet odalarında açık açık silahlanmadan, hayvanları öldürmekten, hayvanseverleri cezalandırmaktan söz ediyorlar. Eros’un ölümü aynı zamanda bu nefret ikliminin bir sonucu Güvenli sokak palavrası ile cinayeti teşvik eden bu yapıların üzerine gidilmeli, terör örgütleri ile bağlantıları ortaya çıkarılmalı.
Son olarak, mahalli seçimler yaklaşıyor. Halk, başkan adaylarından hayvan yaşamına saygılı davranacaklarına, yaşam düşmanı nefret şebekelerine prim vermeyeceklerine dair güvence vermelerini istiyor. Siyasetçilerin bu konuyu hafife almamalarını, kendilerini hayvanseverlere doğru biçimde anlatmak için çaba sarf etmelerini tavsiye ederim.

Anayasa