23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Katliamların nedeni iktidarın iç ve dış politika yanlışlarıdır

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-
2017’nin ilk saatlerinde, İstanbul’dan gelen katliam haberleri ile umutlarımız, başka yeni yıllara kaldı.
Türkiye son bir yılda 33 bombalı saldırı sonunda sivil, asker, polis 1252 canını yitirdi, 1500 den fazla yaralı verdi.
Terör kaynağında kurutulmadığı müddetçe engellenmesi mümkün olmayan bir olgudur, Doksan dokuz terör hazırlığını gerçekleşmeden yakalasanız bile, birini kaçırdığınız da, o onlarca cana mal olur, bu nedenle terörle mücadelede başarılı olmak için kaynağın kurutulması gerekir.
İstanbul’da yeni yılın ilk saatlerinde gerçekleştirilen bu aşağılık saldırı geçtiğimiz yılda Paris’te gerçekleştirenlerle benzerlik gösterdiğinden İŞİD’in işi gibi görünüyor.
Bu terör faaliyetinin kaynağı, devlet düzenleri yıkılmış, iç çatışmalarla devlet otoritesi yok olmuş Ortadoğu ülkeleri ve özellikle de Irak ve Suriye’dir.
Irak ve Suriye’nin bizim güvenliğimiz açısından olmazsa olmaz olan toprak bütünlüğü, 14 yıllık Tayyip Erdoğan iktidarının yanlış dış politika tercihleri nedeniyle bozulmuştur.
Maalesef bu coğrafyadaki çıkarlarının peşinde koşan emperyalist ülkeler, teröre karşı ayırımsız bir tavır almadıklarından ve her biri kendisine hizmet eden teröristin sırtını sıvazladıkları için bu bölge, terör gruplarının toparlanmaları ve gelişmeleri için bulunmaz bir alan olmuştur.
Bu terör örgütleri, koruması altında bulundukları ülkelerden, silah, mühimmat ve en önemlisi istihbarat desteği almışlardır.
Bu ülkelerdeki iç çatışmalar, mal ve can güvenliği kalmayan insanların ülkemize sığınmalarına yol açarken, hudutlarımız da yol geçen hanına dönmüştür.
Terör örgütleri içimizdeki hainlerden de destek alarak çok rahat hareket edebilir hale gelmişlerdir.
Bu arada teröre karşı tek vücut olalım diye, her gün hamasi nutuk atan yönetici kadroları, ülke insanını ayrıştırmak için de ellerinden geleni yapanları da sessizce seyir ediyorlar.
Uyguladığımız takvime göre, hiçbir dini anlamı olmayan 31 Aralığı 1 Ocağa bağlayan gece eğlenmeyi dinen “gayri meşru” ilan eden Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen cuma hutbesinde, yeni yıl kutlanmaları gayrimeşru ilan edilmiştir, bir ilimizde efe kıyafeti giymiş kişiler, temsili Noel Baba’nın kafasına tabanca dayamış; bir gazetede çıkan karikatürde kafasında sarık olan bir şahıs Noel Baba giysili bir şahsa yumruk atarken karikatürize edilmiştir. Bunlar halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılamaya yönelik faaliyetler olmasına rağmen, iktidarın hoşlanmadığı her gazeteciye karşı en şedit şekilde davranan Cumhuriyet savcıları bunlara sessiz kalmışlardır.
Bu davranışların yeni yıl kutlaması yapan günahsız insanları katleden eli kanlı teröristlere malzeme verdiğini düşünememişlerdir.
Cuma hutbesinde yeni yıl kutlamasını gayrimeşru ilan eden Diyanet İşleri Başkanlığı katliamdan sonra saldırıyı vahşet, dehşet, cinayet olarak niteleyebilmiştir.
İktidarın hoşlanmadığı gazetecileri “Ayaklarını denk almaları” yönünde tehdit eden Hükümet sözcüsü, halkı ayrıştıran, kin ve nefreti tahrik eden davranışlara hükümet adına sessiz kalmıştır.
Çok dikkat çekici bir başka nokta da, olayı değerlendiren CHP Genel başkanının ve diğer yetkililerinin Diyanetin bu yanlış davranışını tek kelimeyle eleştirmemiş olmalarıdır.
Yabancı istihbarat teşkilatlarının bilgi olarak vermiş olmalarına rağmen demek ki güvenlik tedbirleri alınmamıştır.
Tedbir alınmamıştır ama olaydan hemen sonra yayın yasağı getirilmiş, twitter engellenmiştir.
Yaşanan bu ve bundan evvelki faciaların sorumlusu 14 senedir bu ülkeyi tek başına yöneten Tayyip Erdoğan iktidarının iç ve dış politikadaki yanlışlarıdır.