Kayıtdışı diplomasi
Bir masanın çevresinde ülkesinin sorunlarını müzakere eden her kişinin asıl güç kaynağı milletidir. Kendisine güç vehmederek diplomasi yaptığını sananlar aslında rakipleri için kolay lokmadır. Bu kişiler her türlü baskı ve şantaja açık olur. Müzakere kızıştıkça devlet ve milletin yüksek menfaatlerinin yerini kişisel kaygılar alır. Karşısında devlet görmeyen rakipler tartışmaları özel alanlara çeker. Özel alanlarda mevzi kazanıp bunu devlet meselelerinde sonuna kadar kullanırlar.
DİPLOMASİYİ DEVLET YAPAR
Diplomasi devletlerin at koşturduğu bir oyun sahasıdır. Devlet ya da onun kaynağı olan millet masada yoksa yapılan görüşme diplomatik bir nitelik kazanamaz! Sadece kişisel bir mahiyet taşır. Ama yine de yapılan görüşmeler az ya da çok devletin çıkar alanlarına etki yapar. Bu nedenle usulüne uygun olarak kayıt altına alınmayan görüşmeler ilkesel olarak son kerte sakıncalıdır. Devletin masadaki varlığının tek göstergesi kayıttır. Bu kaydın ise mevki ve makamı ne olursa olsun siyasi kişiler tarafından değil, devletin memurları tarafından yapılması gerekir.
Devletin devamlılık arz eden diplomatik faaliyetlerinin her yerinde devletin devamlı görev yapan memurları da yer almalıdır. Çünkü siyasetçi, seçildiği takdirde belirli bir süre için görev yapacak bir kişidir. Devletin memurunun oy kaygısı yoktur; sadakati sadece devletinedir. Siyasetçi doğal olarak temel siyasetleri belirleyen, onlara yön veren bir konumdadır. Bunları da devletin memurlarını kullanarak gerçekleştirir. Bu çerçevede siyasetçinin devlet görevinde anayasa ve yasalar ile belirlenen yetkileri vardır. Bu yetkileri sonuna kadar kullanmak haklarıdır.
DİPLOMASİ VE SİYASETÇİ
Ancak hiçbir koşulda siyasetçiler devletin memurlarını dışarı çıkararak, sadece kendilerinin dâhil olduğu diplomatik görüşmeler yapamazlar, yapmamalıdır! Siyaset sonucu bir mevki ya da makamı işgal eden bir kişinin devletinden ve milletinden saklayacağı, gizleyeceği bir şey olamaz, olmamalıdır! Devletin memuru dışında hiç kimse diplomatik bir müzakerede kayıt tutmakla görevlendirilemez! Çünkü yapılan her görüşme devletin ilgili arşivine girmek zorundadır. Devletler geçmişten gelip geleceğe uzanan varlıklardır. Devletlerin sadece bugünü yoktur. Dünü ve yarını vardır. Eğer ülkenin kaderini etkileyebilecek önemdeki diplomatik mahiyetteki görüşmeler devletin memurları tarafından kayıt altına alınmazsa, devlet sonraki yıllarda rota çizmekte zorlanır. Geçmişteki muğlak noktalar geleceği planlarken önümüze engel olarak çıkar.
DIŞİŞLERİ BAKANLARI
Herhangi bir ülkede bir bakanın diplomatik bir müzakerede kayıtçı ya da tercüman olarak görev yapması her türlü teamüle aykırıdır. Bütün dünyada dışişleri bakanları toplumda itibar gören saygın kişiler arasından seçilir. Kişisel nitelikleri titizlikle analiz edilir. Kendisinin ve hatta ailesinin temsil yeteneği dikkatle araştırılır. Giyim tarzı bile inceleme konusudur. İlişki kurma alanındaki özel becerileri değerlendirilir. Devletle geçmişte olan ilişkisi tepeden tırnağa sorgulanır. Çünkü Dışişleri Bakanlığı devletle özdeşleşmiş çok önemli bir görevdir. Dışişleri bakanları deyim yerindeyse o ülkenin marka değerini gösterir. Almanya’ya baktığımızda, bir önceki Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Cumhurbaşkanı seçildi. Şimdiki Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in yerine geçme mücadelesi Almanya’da Sosyal Demok rat Parti (SDP)’yi karıştırdı. Bu makamda gözü olan Parti’nin Genel Başkanı Martin Schulz istifa etmek zorunda kaldı. Böylesine önemli bir makamın saygınlığı her hal ve şartta korunmalıdır.
Türkiye imparatorluk birikimi olan köklü bir devlettir. Devlet ve ordu kurma yeteneği Türklerin en önemli özellikleri arasındadır. Bu nedenle Türkiye, tarihi boyunca devlet olmanın gereği olan diplomasiye özel bir önem atfetmiştir. Diplomasi bakanlara, başbakanlara, cumhurbaşkanlarına güç kazandırmak için yapılır. Diplomasi devletin gücünün masada yankılanmasıdır. Devletine ve milletine inanan ve güvenen asla kaybetmez! Kayıtdışı diplomasi ile sadece kişiler değil devlet de kaybeder...