Kayyum görevlendirilen belediyelerde neler oluyor?
Açılım sürecinin sona ermesiyle birlikte, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizde terörle mücadelede ve halkın desteğinin kazanılmasında hayati önemde adımlar atıldı.
Devletin güvenlik güçlerinin kararlı mücadelesi belediyelerin PKK’dan geri alınıp, 'kayyum'a devredilmesiyle taçlandırıldı.
Ne yazık ki, bu başarı basında yeterince konuşulmuyor. Olur olmaz olaylara sayfalar dolusu yer veren gazetelerimizin, PKK ve siyasal uzantıları tarafından ölümle tehdit edilen kayyum görevlilerine yer vermemesi kabul edilebilir bir şey değil. Dileriz basınımız biran önce dikkatini, teröre karşı huzuru dört gözle bekleyen bölge halkının umudu olan bu kahraman insanların (kayyum) yaptıklarına bir nebze de olsa yer vermeyi başarır.
DBP VE ‘ÖZ YÖNETİM’ İLANI
Önce süreci hatırlayalım. PKK 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlere, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde Demokrasi ve Barış Partisi adıyla katıldı. Seçimlerin sonucunda bu partinin adayları 106 belediyeyi (11’i il) kazandı. Parti, ismini 3 ay sonra (11 Temmuz 2014) Demokratik Bölgeler Partisi olarak değiştirdi. PKK, bu isim değişikliğiyle, kazandığı bölgeleri bir anlamda ‘kurtarılmış bölge’ olarak ilan ediyordu. Zaten, isim değişikliğini kısa bir süre sonra, Selahattin Demirtaş’ın ‘öz yönetim’ ilanı izledi.
DEVLETİN İMKANLARIYLA DEVLETE BAŞKALDIRI
PKK’nın ele geçirdiği, ‘öz yönetim’ ilan ettiği belediyelerin faaliyetlerine bir kaç örnek verelim;
Mardin'in Dargeçit ilçesinde belediyeye ait bir traktörün römorkunda yapılan aramada; 7 roketatar, 10 uzun namlulu silah, 7 el bombası, 43 roketatar sevk fişeği, 33 şarjör, 2 telsiz ve 8 sırt çantası bulundu.
Nusaybin'de bombalı saldırılarda belediyeye ait kamyonlar kullanıldı, belediyeye ait araçlardan polis ve askere ateş açıldı.
Cevizlik Jandarma Karakolu'na yönelik bombalı saldırı Mazıdağı Belediyesi'ne ait kamyonla gerçekleştirildi (9 Temmuz 2016).
Şırnak’ın Silopi ilçesinde iş makinesi emniyet güçlerinin zırhlı aracını devirmekte kullanıldı. Devrilen emniyet aracı teröristler tarafından otomatik silahlarla tarandı ve molotoflarla yakıldı. Olay yerindeki belediyeye ait itfaiye aracı yangına kasten müdahale etmedi, itfaiye ekipleri aracın yanmasını izledi.
Mardin’in Nusaybin, Mazıdağı ve Derik, Van’ın Erciş, Diyarbakır’ın Sur, Iğdır’ın Hoşhaber, Batman ve diğer DBP/HDP’li belediyelerin tamamına yakınında durum bir birinden farksızdı. Devletin imkanları PKK terör örgütüne ‘yardım ve yataklık’ta kullanıldı.
TSK’NIN OPERASYONU VE HÜKÜMETİN KARARI
‘Çözüm süreci’ adı altında bölücülüğün meşrulaştırıldığı koşullarda PKK lehine yaratılan bu iklim uzunca bir süre devam etti. Ta ki, TSK’nın operasyonu (24 Temmuz 2015) ve hükümetin ‘açılımı bitirme kararı’ süreci tersine çevirenceye kadar.
Devletin hamleleri peş peşe geldi. PKK’nın tahakkümü altındaki 106 belediyeden 82’sine (10 il, 63 ilçe ve 9 belde) kayyum görevlendirildi.
Böylelikle belediyelerimiz PKK’dan kurtarıldı ve halkın özlediği, beklediği belediyecilik anlayışı il, ilçe ve beldelerde kendini hızla gösterdi, bölge halkı hizmetle tanıştı.
KAYYUM NELER YAPIYOR?
Kayyumlar köy köy, mahalle mahalle gezdi, vatandaşların sorunlarını dinledi ve eksiklikleri yerinde tespit etti.
Belediyelere ait iş makineleri hendek açmak için değil, hizmet götürmek ve alt yapı eksiklerini gidermek için çalıştırıldı.
Çöpler toplandı, kaldırımlar döşendi, parklar, caddeler yenilendi. Alt yapı eksiklerinin giderilmesi için iş makineleri ve belediye emekçileri çalışmaya koyuldu.
İşe gelmediği halde belediye çalışanı gösterilip maaşa bağlananlar ve PKK’lı oldukları tespit edilenler belediyelerden uzaklaştırıldı. İşçilerin aylardır ödenmeyen maaşları ödendi.
Belediyenin yardımlarından yararlanan spor klüplerine ve kitle örgütlerine karşı net tutum alındı: ‘PKK ile aranıza mesafe koyun, PKK yandaşlarını yönetimlerinizden uzaklaştırın, yardımlar devam etsin’ denildi.
Cadde, sokak ve parklara konulan terörist isimleri sökülüp atıldı. Yerine PKK terörüne kurban verdiğimiz asker, polis, korucu ve sivillerin isimleri konuldu.
BÖLGE HALKI NE DİYOR?
Kayyumu ve faaliyetlerini bölgede yaşayan ve tamamı BDP/HDP’ye oy vermiş kişiler şöyle anlattılar:
Vanlı Ali: Çalışmaların başlamasıyla belediyenin farklı bir şey olduğunu anladık. Kayyum görevlendirildikten sonra, şehirdeki sorunların büyük bir çoğunluğunun sırayla hallolduğunu gördük.
Vanlı Hakan: Daha önceki ihalelerin hepsi iptal edildi. Pek çok kişi de işten çıkarıldı. İşe alımlarda ve ihalelerde kayırmalar olacak mı göreceğiz.
Diyarbakırlı Şeyhmus: Halk kayyumdan memnun. Eskiden belediyelerde yolsuzluktan geçilmiyordu, adam kayırmanın haddi hesabı yoktu. Belediyeler yatıyordu. Şimdi kaldırımlar yapılıyor. Suriçi’nde yıkılan yerler hızla düzenleniyor. Halk, ‘belediye gelsin hizmet etsin, insanlarla ilgilensin’ istiyor. Halk kayyumun başarısını istiyor.
Şırnaklı Seyyid: TSK’nın operasyonu ve kayyum Güneydoğu’ya özgürlük getirdi. Eskiden PKK aleyhine bir cümle dahi edemezdiniz. Şimdi, insanlar özgürce konuşabiliyor.
Hakkarili Murat: Halk ‘hendek siyaseti’ sonrasında örgütün gerçek yüzünü gördü ve örgütü daha iyi anladı. Bu süreçte halk, hendekçilere karşı ilk defa sesli düşünme ve tartışma fırsatı buldu. Devletin şefkatini ve yüce gücünü gördü ve devletine güvenmeye başladı. Halk, PKK’lı belediyelere ceza kesecek noktaya gelmişti ki, devlet halktan hızlı davrandı.
“DEVLETİ KÖTÜ GÖSTERMEK İÇİNMİŞ”
Kayyumun, görevden el çektirilen yönetimlerden daha iyi hizmet verdiği herkesin ortak fikri. Bazı ufak tefek çıkar çevreleri rahatsızlık gösteriyor olabilir ama halkın tamamına yakını kayyumdan memnun.
Bir yurttaş, Vatan Partisi Örgütlenme Bürosu Üyesi Arif Doğan’a şunları anlatmış, “Eskiden yöneticilere, ‘Neden hizmet yapmıyorsunuz’ dediğimizde ‘devlet kaynak vermiyor’ derlerdi. Şimdi anladık ki; devleti kötülemek, bizi devletten soğutmak için böyle söylüyorlarmış. Kayyumla birlikte hizmetle tanıştık. Belediyeye hakim olanların o zaman neden hizmet yapmadığını daha iyi anladık. Amaçları halka hizmet etmek değil, halka ayrılan kaynağı başka yerlere aktarmakmış...”
Doğan, kayyum görevlendirilen belediyelerin hiçbirine halkın olumsuz tepki göstermemesinin önemli bir gösterge olduğunu önemle vurguluyor.
KAYYUM NEDEN BAŞARILI?
Bölge insanının anlattıkları, bölgede faaliyet gösteren medya organlarında yer alan haberler, kayyumların ağır kayıplar vermek pahasına da olsa, tıpkı ordumuz gibi, halkı kazanmayı esas alan bir anlayışla ve canla başla çalıştığını ve büyük ölçekte başarılı olduğunu ortaya koyuyor.
Kayyumun başarılı olmasının nedenleri arasında (bölge halkının anlattıkları ışığında) şunlar öne çıkıyor;
- Kayyum öncesi belediyeler tarafından PKK’ya aktarılan kaynakların halk için kullanılmaya başlanması,
- PKK’nın zorbalıkları ve kabile anlayışının ürünü rezilliklerin ortadan kaldırılması, yani adalet anlayışının yeniden hakim kılınması,
- PKK’nın halkı devletten soğutmak için, “Kötülüklerin kaynağı devlet”tir söyleminin kara propaganda olduğunun halk tarafından anlaşılmaya başlanması,
- Terör örgütünün belediyelere yerleştirdiği isimler belediyeciliği bilmeyen, çoğunluğu dağdan inme teröristlerdi. Onların yerine belediyeciliği bilen, işinin ehli kişilerin yönetimi devralması.
TERÖRLE MÜCADELENİN BAŞARISI İÇİN...
Sonuç olarak, başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere devletin her kademesi kayyumları sonuna kadar desteklemeli.
Basın, kayyumların çalışmalarını yakından izleyip kamuoyunu bilgilendirmeli.
Kayyumların başarısının terörle mücadelenin zafere ulaşabilmesi için hayati olduğu asla akıldan çıkarılmamalı.
Son söz; PKK’ın bombalı saldırısında, görevi başında şehit düşen Derik Belediyesi’ne kayyum olarak görevlendirilen, kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz.