Kayyum mu, kayyım mı?
Sürekli yazı yazdığım gazetemizin de “kayyum” yerine “kayyım” yazdığını görünce irkildim. Üzüldüm de… Dahası benim yazımdaki “kayyum” da “kayyım” yapılmış.
Mum dibini ışıtmaz hesabı, demek ki dibimizi ışıtamamışız.
Oysa sürekli dil yanlışları, dil kuralları üzerinde yazıyorum, kitaplarımda da yabancı sözcüklerin yazımında izlenen yolları uzun uzun anlatıyorum.
Aydınlık’ta “kayyum”un neden birden “kayyım” olduğunu tahmin edebiliyorum.
Nitekim biraz soruşturunca tahminim doğru çıktı.
Sözcüğün Arapça aslını bilen biri bizim editörleri etkilemiş.
Hani yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder derler ya; “kayyum”un “kayyım” olmasının gerisinde de böyle bir olay var.
Kaş yapayım derken göz çıkarmışlar.
Evet “kayyum”un Arapça aslı “kayyım”dır, ancak bu sözcük de dilimize geçen binlerce yabancı sözcük gibi Türkçenin ses kurallarından, ses özelliklerinden etkilendi ve değişti. Bu sözcükten türetilen bir de “kayyumluk” var. Buna da herhalde “kayyımlık” demeyeceğiz. Cumhuriyet’ten sonra hazırlanan kılavuzlarda yıllardan beri sözcüğün geldiği dildeki özgün yazılışı değil, Türk halkının dilinde aldığı biçim yeğlendi.
Yabancı sözcükleri halkın kendi dilimizin ses özelliklerine dönüştürmesini bazıları bir çeşit “fethetme” gibi görürler. Hatta dilde sözcüklerin değil, seslerin ulusal (millî) olduğunu söyleyenler bile vardır.
Fethetme şu bu bir yana, ben yazımda (imlada) halkın yazış ve söyleyişini kolaylaştırma, dilin gerçek sahibine dilde söz hakkı tanıma olarak görüyorum bu durumu.
Nitekim TDK kılavuzu ve Dil Derneği kılavuzunu hazırlayan uzmanlar da böyle düşündükleri için “kayyum” biçimini yeğlemişler.
Arapçayı, Osmanlıcayı bu kılavuzları hazırlayan uzmanlar da bilirler, sözcüğün Arapçada “kayyım” olduğunu onlar da bilirler.
Dilde kural koyarken, koyduğunuz kuralın kapsadığı bütün örnekleri gözden geçirmek gerekir. Kuralları değiştirirken de öyle, yaptığınız değişikliğin tek bir sözcükle kalmayacağını, daha başka hangilerini kapsadığını araştırmanız gerekir.
Yani ağaca bakarken ormana bakmayı da unutmayacağız.
Aksi halde yarım doktor durumuna düşersiniz.
Dilimize başka dillerden geçen nerdeyse binlerce sözcük halkımızın söylediği biçimde yazılıyor. Farsça “gol” sözcüğü bizde “gül” oldu. Dilimize gene Doğu dillerinden geçen Kuuşe, pare, yâre, çuuban sözcüklerini, köşe, para, yara, çoban diye yazıyoruz, çünkü halk böyle söylüyor. Bunlardan birine dokunursanız, binlercesine dokunmanız gerekir.
Atalarımız hukuktaki karışıklığı anlatmak için, “Şeriatın kırk budağı var,” derler ya…
Dil bilgisinin, dilbilimin de böyle kırk budağı vardır.
Osmanlı yazısının büyük sıkıntılarının yaşandığı Servet-i Fünun döneminde olduğu gibi, her gazete, her dergi kendine göre bir yazım kuralı koyamaz, koymamalı.
Cumhuriyet’le ve Yazı Devrimi’yle birlikte o günler çok gerilerde kaldı.
Ancak dilde de yanlışları söyleme özgürlüğümüz elbette her zaman vardır.
Bu söylediklerimden dil sorunlarını bir iki kuruma, birkaç uzmana bırakalım anlamı çıkmamalı.
Geniş katılımlı tartışmalar olmalı, ama sonunda mutlaka uzlaşılmalı, herkes kendine göre bir yol izlememeli.
Kitap önerisi: Dr. Sarah Davies, Narsist Birinden Nasıl Kurtulursunuz? Timaş Yayınları, İstanbul 2024.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.