23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kazakistan dersleri

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Kazakistan’da baş gösteren olayların analizi önümüzdeki dönemde nasıl bir dünya ile karşı karşıya olduğumuzu anlamak bakımından önem taşıyor. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kurucusu ve eski Sovyet Cumhuriyetleri’nden bazılarının oluşturduğu, bölgesel NATO’ya benzer bir yapı olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün üyesi Kazakistan’daki olayların dünya çapındaki saflaşmaya nasıl yansıdığını dünkü Aydınlık manşet yaptı. Biz bugün, meselenin iç boyutları hakkında Kazakistan’ı çok yakından tanıyan eski Bakanımız Sayın Namık Kemal Zeybek’in görüşlerine yer vereceğiz. Zeybek’in, görüşmemizde kaynağından ulaştığı bilgilere dayanarak yaptığı değerlendirmeler, aynı zamanda Türkiye’deki “Türkçülük” iddiasıyla kalem oynatan, siyaset yapanlar açısından da çok öğretici.

Türk Milliyetçisi/Türkçü siyaset içinde öne çıkmış kişilerden olan Sayın Zeybek, 1990’lı yılların başından itibaren Orta Asya Türk devletleri ve özellikle de Kazakistan ile ilgili devlet görevlerinde çalıştı. Süleyman Demirel’in Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türkiye ile Türk dünyasının koordinasyonundan sorumlu başdanışmanlık görevini yürüttü. Kazakistan’daki Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin 1993’teki kuruluşundan 2006 yılına kadar Mütevelli Heyet başkanlığını yaptı.

DIŞARIDAN GELEN

SELEFİLER

Zeybek’in anlatımları özetle şöyle:

“Kazakistan’daki olaylarda, önceden hazır bekletilmiş kıtalar bir anda ortaya çıktılar. Bir kere, Kazakistan’da açlık olduğu falan bunların hepsi yalan. Kazak halkının gelir düzeyi düşük değil. Sadece Türk Cumhuriyetleri’nden İstanbul’a ülkesinden ayrılıp çalışmaya gelmiş olanlara bakarak bile bunu anlayabilirsiniz. Moldovalı var, Türkmen var, Kırgız var ama Kazak yok! Fakat özellikle olaylarını ilk başladığı Aktau bölgesinde, ülkedeki petrol şirketlerinin temsilcisi, üst düzey yöneticisi vb. olan Batılıların sahip olduğu olağanüstü ayrıcalıklar ve lüks yaşam, bölgede yaşayan halkta tepkiye neden oluyor. Bu işin zemini. Olayların patlak vermesine neden olan LPG fiyatlarına yüzde yüz zam yapma kararının nasıl alındığı, bu kararı alanlar incelenmeli. Ama özellikle Almatı’da bir anda ortaya çıkan ve kalabalıkları yönlendiren, silah depolarını basıp silahları dağıtan selefi gruplar var. Kafa kesiyorlar, kadınların ırzına geçme olayları bile olmuş. Böyle bir şey Kazaklarda görülmüş değil. Tam IŞİD modeli. Olayların yönetimini bunlar ele aldı”.

Peki kim bunlar, nereden gelmişler?

“Afganistan’dan, Çin’den gelenler bile var.”

“Devletin müdahalesinden sonra ülkenin genelinde sükûnet sağlandı. Ama Almatı’da gerginlik bir miktar var.

‘TÜRKÇÜ’LERİN

İMTİHANI

Namık Kemal Zeybek, Türkiye’de bu konuyla ilgili birçok kişinin bilgi sahibi olmadan konuştuğunu, açıklamalar yaptığını hatırlatıyor. “Türkiye’den niye barış gücü istemedi” diyenler olduğunu, bunun saçma bir görüş olduğunu vurguluyor. Kazakistan’ın Rusya ile birlikte içinde yer aldığı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden destek istemesinin normal olduğunu, Çin ve Rusya ile iyi ilişkilerini hatırlatıyor.

Zeybek sözüm ona “Türkçülük” iddiasıyla hem Kazakistan hem de Rusya karşıtlığı yapanlara da şöyle yanıt veriyor: “Diyorlar ki, ‘Kazakistan’ın davet ettiği Rus birlikleri 2 bin Kazak vatandaşını öldürdü’. Böyle saçma sapan iddia mı olur. Gelen Ruslar çatışmaya girmediler bir kere.”

İyi Parti, CHP, AK Parti ve MHP içindeki bazı kesimler, ABD yetkilileri ile ağız birliği ederek, Rusya’ya ve Çin’e karşı propagandaya girişti. ABD’nin psikolojik savaş merkezlerinde üretilen “Rusya ve Çin’in Kazakistan’ı ele geçirmeye çalıştığı” yönündeki propagandaya karşın, bölgeden nesnel bilgileri aktaran Namık Kemal Zeybek, olayların arkasındaki Atlantik’in yönlendirdiği sözde cihatçı, selefi, yobaz terör örgütlerine dikkat çekiyor.