24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kedi yedi

Kemal Ateş

Kemal Ateş

Gazete Yazarı

A+ A-

Şu kedi yalanı yoksul çocukluğumu anımsattı bana. Dokuz yaşıma kadar çocukluğum bozlak ve ceviz diyarı Kaman’ın yoksul bir köyünde geçti. Yoksulluk ama, öyle böyle bir yoksulluk değil. Kış çıkınca, her yaz taşındığımız bağ evinde biraz rahatlıyorduk. Oğlum olmuyor diye sürekli evlenen, bunun için de bütün tarlalarını satan dedemden silahlar çekilerek kurtarılmış küçük bir bağ ve birkaç dönümlük bir tarla kalmış elimizde. Baharın da yazın da buralara gelince ayrımına varıyorduk. Taştan yapılmış tek gözlü bağ evi, papatyalar, gelincikler, sümbüller içinde karşılardı bizi. Kuzularımızı, koyunlarımızı bekleyen taze otlar üstünde serçeler, ibibikler, leylekler uçuşurdu. Sıvasız badanasız taş duvarların kovuklarından, yarıklardan kuş sesleri duyulur, analarının getirdiği kurtçukları kapmak için tüysüz yavruların kocaman kocaman açılmış ağızlarını görürdük. Bu basit yapının duvarlarında bazen yılanlar bile bir şeyler arardı, aradan biraz zaman geçince de bu canlıların çoğu evi gerçek sahiplerine bırakıp giderlerdi.

Annem kapıyı kitler, bir yerlere gider, uzun süre gelmezdi. Öğlen geçer, ikindi olur boğazımıza bir lokma bir şey girmez. Açlıktan kıvranan iki kardeş, ne yapacağımızı bilemezdik. Kardeşim Abdurrahman’ın kireç, toprak yeme alışkanlığı da o günlerde başladı. Gene midemizin kazındığı bir gün bir çözüm geldi aklıma. Evimizin kapısı kilitli, ancak uydurma bir kapı, tepesinden bir boşluk bulup içeri girdik. Yoksul evin tek yiyeceği “külek” dediğimiz tahta kapta mayalanmış, henüz açılmamış, kaşık değmemiş, üstü bir parmak kalınlığında kaymak tutmuş yoğurt... Ağzını açıp bir kenarından kedi nasıl yerse öyle yiyoruz kardeşimle ve kedi gibi de kapağını kapatmıyoruz. Ve ancak bir kedinin sığacağı kapının üstündeki küçük delikten girdiğimiz gibi çıkıyoruz. Akşam annem geldiğinde de; “Kedi yemiş!” diyoruz.

Annem yutmuyor tabii, büyük olarak beni sorumlu görüyor, eline geçirdiği sopayla düşüyor peşime.

Annemi yoğurdu kedinin yediğine hiçbir zaman inandıramadım, ama kırk bir ilde elektrikleri kedilerin kestiğini söyleyen bakana bu milletin yarısı inanıyor. Gel de deli olma! Bir gün bir yetkili, kaybolan oyları da kediler yedi dese, aynı kafalar gene inanacak.

Bu AKP başta olduğu sürece biz, dürüst, adil bir yenilgiye de hasret gideceğiz.

CHP ile ilgili yazmak istemiyorum, bu gazetede yeterince yazılıyor, hatta gazetemin CHP’yi ıslah etme gazetesi haline gelmesini de istemiyorum, bunun okuru bıktırdığını görüyorum. Ankara’da Mansur Yavaş’ı aday göstermek doğruydu, onun etrafında Ankara’da sağ-sol birleşti. Binlerce insan hayatında ilk kez CHP’ye oy verdi. CHP’nin Doğu’dan oy alma hesapları iyice boşa çıktı, Batı’daki kalelerini yitirmese bari! CHP yönetimi şunu anlamak zorunda: Bir süre Doğu’dan oy almayı unutup, Batı’daki kalelerini yeniden ele geçirmenin yollarını aramalı, Batı’da güçlenmeli öncelikle. Alevi partisi izlenimi vermemeli. Dersim vb. tartışmalarla CHP’nin 90 yıllık geçmişi üç günlük volüm partilerine çerez yapılmamalı. CHP’den 90 yılın hesabını soranlara şu sorulmalı: Sizin gibi volüm partilerinin neden uzun bir geçmişi yok, neden kısa zamanda tabelalarınız bile kalmazken, CHP Türk siyasal yaşamında kocaman bir çınar gibi ayakta duruyor? Çünkü CHP dışındaki partiler çalıp çırpıp yok olmak üzere kurulmuş köksüz partiler.