Kelepçenin utancı
Ben bir kelepçeyim,
Sıradan, sadık bir polis kelepçesi.
Utanıyorum kelepçeliğimden, bugün,
Katilin, kalpazanın değil,
Vurdular beni, yurtseverlerin bileklerine.
Kelepçe deyip de geçmeyin,
Kelepçenin de bir onuru vardır.
Akıllı sayılmam, ama aptal da değilim.
Adalet adına işe aldılar,
Vurdular beni, adaletin ellerine.
Ben bir kelepçeyim.
Çok çalışmış, çok görmüşüm.
Tiksiniyorum kelepçeliğimden, bugün,
Demirimden, zincirimden, anahtarımdan.
Tertipçinin, tetikçinin değil,
Vurdular beni, kalem tutan yiğitlere.
Vurdular beni ateşli yüreklere,
Vurdular ufuklara, denizlere, poyrazlara,
Kayalara, yıldırımlara, tunçlara...
Vurdular beni halkın bilincine, nefesine,
Vurdular Memet'in pençesine.
Ben bir kelepçeyim,
Cesur değilim, ama korkak da sayılmam.
Vurdular beni fabrika bacasına.
Vurdular işçi nafakasına, esnaf kapısına,
Vurdular aydının düşüncesine,
Çevirdiler beni zalim kelepçesine.
Ulu günüm olacak o gün,
Vurulunca alçakların bileklerine.
Vurulunca hortumcunun, yağmacının,
Din baronunun nazik ellerine...
Ulu günüm olacak o gün,
Vurulunca saltanat gemisinin dümenine.