29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kemalizmle yüzleşmek, hesaplaşmak, helalleşmek (2) -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Dünkü yazıda konuya doğrudan giremedim. Kemalizm ve Cumhuriyet düşmanlığının uluslararası kaynaklarına biraz değinmek istedim.

Bugün de en geri zekâlıların bile durumu anlaması için bir başka yöntem deneyeceğim: Rus Çarı Büyük Pedro (Pyotr Velikiy, 1672-1725), Rusya’nın Avrupa büyük devletleri düzeyine çıkması için eğitimin önemine inanmıştı. Okuma yazma ve dört işlem (toplama, çıkarma, çarpma ve bölme) bilmeyen soylu sınıf mensuplarına evlenme izni vermiyordu. Bugün herkesin ağzının suyunun akarak seyrettiği St.Petersburg kentini bataklık üzerinde sıfırdan inşa ettirmişti.

Jakobenizm lafı icat edilmeden yüz yıl önce tepeden inmecilik yöntemini kullanıyordu. Günümüzde okuma yazma ve dört işlem bilmeyene evlenme izni vermemek insan haklarına aykırıdır, ayrımcılıktır.

Ama Büyük Pedro olmasaydı ne Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (1799-1837) ne de Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910) olurdu. Büyük Pedro yöntemiyle başlayan Rus Rönesansının yarattığı bilim adamlarını saymıyorum.

Büyük Pedro’nun günümüz parasıyla antidemokratik, insan haklarına aykırı yöntemiyle yüzleşmek, hesaplaşmak, helalleşmek isteyen bir Rus bilen varsa lütfen söylesin.

***

Devrimleri yaparken halk oyuna danışmadığı için Mustafa Kemal’i eleştiren ve tepeden inmecilikle suçlayan Mete Tuncay gibi profesörcüler bile vardır bu ülkede. Kurucu kadro Cumhuriyeti kurarken, devrimleri yaparken referandum yapmamışmış. Bu türden “hamlıklar”a en güzel cevabı “Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık” diyen İbrahim Tatlıses vermiştir.

1920 ve 30’larda yaptıkları yüzünden Kemalizm’i tepeden inmecilikle, jakobenlikle suçlayan zevat Cumhuriyet ve devrimlerine açıkca düşman politika izleyen AKP tarikatı hükümeti karşısında el pençe divan duruyor ve sindirilmemiş arpa tanesi bulmak umuduyla kıçından ayrılmıyor. Adam, yüzde on barajını indirmeyeceğini söylüyor ama üniversite tınmıyor bile.

4+4+4 yasasını çıkarmayı, alkolü ve tütünü yasaklamayı; İstanbul’a kanal, üçüncü köprü ve üçüncü havaalanı yaptırmayı; Gezi Parkı’na kışla, Çamlıca’ya cami dikmeyi halka mı sordu?

Böyle bir soru sorduğunuz zaman “Dün Kemalistler, bugün AKP” diyorlar. “Dün Kemalistler toplumun otantik yapısını mühendislik çalışmalarıyla bozmaya çalışıyordu, bugün AK Parti aynı çaba içinde” diye güya mantık yürütüyorlar.

Kemalistler 1920-1939 arasında yaptıklarını bir ortaçağ Müslüman toplumunu çağdaşlaştırmak için yaptı. Devleti ve toplum yapılarını laikleştirmeselerdi şu anda Türkiye Afganistan’dan, Arap ülkelerinden farksız olurdu.

Bre Allah’tan korkmaz Peygamber’den utanmazlar, 1920’lerin toplumu İslam’ı çok iyi biliyordu da Kemalistler dinini elinden mi aldı? Okuma yazma bilmeyen insanın dini ve kitabı mı olur bre Allahsızlar! Kemalistler halkın dinini elinden almadı. Tam tersini yaptı: Cahil, mürteci ve istilacı düşmanla işbirliği yapan hain din adamının elinden iktidarını aldı ve halka dinini verdi.

***

Bütün mazarrat cahil din adamının, kokuşmuş ilmiye sınıfının tekerine taş konulduğu için çıkmıştır. Atatürk din düşmanı değildi. Toplumsal gerilikten sorumlu tuttuğu din adamından hoşlanmazdı.

Bir sahne anlatacağım: Kurtuluş Savaşı sırasında yabancı elçilerle birlikte Konya’yı ziyaret eder. Bir medresede, başlarında müftü olmak üzere bütün Konya uleması kendilerini beklemektedir. Mustafa Kemal hepsine nezaket gösterir. Bunu fırsat bilen müftü, hocalar lehine bazı imtiyazlar elde etmek için konuşmaya başlar. Medrese öğrencilerinin askerlikten bağışık tutulmasını ister ve “Efendim, bizim öğrencileri askere alıyorlar ve askerde bulunanların iadesine izin vermiyorlar. Birkaç kez hükümete yazdık. Cevap vermediler. Emir buyurunuz da....” der.

Mustafa Kemal “Tamam, icabına bakarız” falan diye cevap verir. Müftü direnir: “Hayır şimdi emir veriniz. Askerlik dairesi başkanı paşamız buradadır, vali de buradadır” der.

Sonrasını Atatürk’ün ağzından dinleyelim:

“O zaman vaziyeti tetkik ettim. Müftü efendi, hocaların herkes üzerinde müessir (etkili) olduğunu ispat için bana hükmediyordu. Gayet yüksek sesle hocalara dedim ki ‘Bir sürü asker firarisi toplanmışsınız. Bütün medreselerde sizin gibi insanların yekununu toplasak Karahisar şehrini istirdat ederdik (geri alırdık). Memleketi kurtarmak mı, yoksa burada oturmanıza karar kılmak mı? Hangisi daha önemli?” (İlhan Arsel, Din Adamları, Kaynak Yayınları, s.1-2)

***

Kemalizm ile AKP tarikatını eş tutan yazıcı on gün sonra bir başka yazıda şöyle bir soru soruyordu:

“Kemalizm eleştirisi yapmaya meraklı dostlara iki dakika düşünmeleri için ev ödevi veriyorum. Düşünün: 2013 koşulunda yüzde 50 ile iktidara gelenler bunları yapıyorsa, 1920 koşullarında vatan kurtararak işbaşına gelmeleri halinde neler yaparlardı?”

Cevap sorunun içinde: “Recep Tayyip Erdoğan, Osmanlı saltanatını boğazlar ve kendisi padişah ve halife olurdu!” Ve gerisini biz yazalım “ve ülkeyi üfürük, keskin nefes ve yalanla yönetirdi.”

***

Arkadaşlar, efendi ağalar, hanımağalar, hanımefendiler, Cumhuriyet’le, devrimlerle ve bunların gerisindeki devindirici güç Kemalizm’le bir derdiniz varsa gelin adam adam tartışalım. Kemalizm jakoben miydi? Evet jakobendi. Devrimciydi. Halkçıydı. Bütün dünyanın hayran kaldığı Gezi Parkı gençliğini Kemalizm yarattı. Bu gençlik tek tek ve topluluk olarak “çağdaş uygarlık düzeyi”nin üzerindedir.

Türkiye nüfusunun en azından %85’i cumhuriyetçidir. Lütfen artık Kemalizm, Kemalist karalamalarını bir yana bırakın ve benim gibi “cumhuriyetçi” ve “cumhuriyetçilik” sözcüklerini kullanın. Rahat edersiniz. Eşanlamlıdırlar.

Ve kendinize şu soruyu sorun: Yüzde 10 seçim barajını kaldırmak istemeyen bir zat gerçekten demokrat mıdır? Bu soruya doğru cevap vermeden söyleyeceğiniz her şey AKP palavrasıdır.