Kenan Evren nasıl kainat oldu
Tele1’de Mehmet Ali Güller’in programında Sayın İlker Başbuğ Atatürk ve dil devrimi üzerine konuşuyordu. Başbuğ arada bir önündeki kitaptan bir şeyler okuyor, sonra kendince yorumlar yapıyordu.
Atatürk, dil, dil devrimi üzerine söyledikleri sindirilmiş değil, ezberlenmiş bilgilerdi. Dil uzmanı değildi elbette Sayın Başbuğ, ama dil konularında bir birikimi de yoktu. Bir ara karşısındaki sunucu M. A. Güller, Kenan Evren’in Türk Dil Kurumunu kapattığını söyleyince, Paşa; “Oraya girmeyelim.” diye soruyu geçiştirdi.
Paşa, bilmediği konularda uzun uzun konuşurken, bildiği konularda, en iyi bildiği darbeler konusunda susuverdi.
Sayın Paşa’m, Atatürk’ün dernek olarak kurduğu TDK’ye darbeden sonra el konulması, sizin “kozmik oda” olayı kadar şaşırttı bizi, o denli acıdır, geçiştirdiğiniz konu böylesine önemliydi.
Zaten bu zihniyet el yükselterek, alıştıra alıştıra geldi; önce Atatürk’ün kurduğu TDK, sonra Atatürk’ün ordusu ve kozmik oda…
1982 Anayasası’na konulan iki satırlık bir madde ile Kurum’a el konuldu.
Bundan sonra kayyım atar gibi tepeden atamalarla yönetildi.
Darbeden sonra TDK’nin başına geçen yöneticilerin ilk önemli işi uzun bir yasak sözcükler listesi hazırlamak oldu. Başta TRT ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, devlet kurumlarından bu sözcüklerin kullanılmaması istendi.
Bu yasak sözcükler arasında neler neler yoktu… Kuşku, anı, çevrim, devrim, görsel, işitsel, kalıtsal, onursal, öngörü, söylev, sözel, uluslararası, yapay…
“Belde” sözcüğünün yanı sıra “evren” sözcüğü de yasaklı sözcükler arasındaydı.
Bir diktatörün kendi adını, soyadı olarak aldığı sözcüğü yasaklaması sanırım dünyada ilk ve tekti.
İşte bu günlerde aydınlar arasında Kenan Evren’in adı Kenan Kâinat oldu.
Böyle konuşup gülüşürdük.
Bu yasakları TRT’de uygulayan Genel Müdür Tunca Toskay idi; beyefendi Türkçeye de tos vurmaktan çekinmedi; hem de kendi kitaplarında kullandığı deneysel, bileşim, doğal, etkinlik, simge, zorunlu, uluslararası gibi sözcüklere, kullandığı sözcüklere yasak koydu.
Sayısı 205 kadar sözcük yasak…
1984 yılı biterken bu ironik olay G. Orwell’a bizden bir selamdı.
Öyle bir dönem ki, idamlar mükemmelleştirilmeye çalışılırken, düşünce suçuna çare olarak sözcükler yasaklanarak G. Orwell’in öngörüsü doğrulanmaya çalışılıyor.
Bu ülkede hiçbir zaman Arapça, Farsça eski sözcükler yasaklanmadı, ama Türkçe sözcükler yasaklandı. Bugün hâlâ Diyanet İşleri Başkanı bize Göktürk Yazıtları’ndan armağan “Tanrı” sözcüğünü, “günaydın” sözcüğünü yasaklayarak uğursuz, kutsuz bir dönemin eksiğini tamamlamaya çalışıyor.
Yeryüzünde 6000’e yakın dil olduğunu nereden öğreniyoruz biliyor musunuz? Amerika’daki misyonerlik örgütünün merkezinden… Misyonerlik örgütü dil örgütü gibi dünyadaki bütün dilleri araştırıyor, amaçları İncil’i büyük küçük, bütün dillere çevirmek. Biz dinimizi Türkçeleştirmekten kaçınıyoruz.
Diyanet İşleri Başkanı’mız da profesör. Ne büyük âlimler yetiştirdiğimizi görüyorsunuz değil mi? Bu âlimlerin çocuğu, torunu olmak da zor. Okulda öğrendikleri deney, doğa, kalıtsal, günaydın gibi sözcükleri evde kullanamayacaklar. Vaktiyle bu yasaklar listesini hazırlayanlardan biriyle konuşma olanağı bulmuştum. Liste başta çok daha uzunmuş da, kısaltmışlar…
Hani içimden onlara helal olsun demek de geçmiyor değil. Çok cesur, inançlı insanlarmış; baştaki diktatörün, kendilerini atayan diktatörün adını bile yasaklayabildiler.
Çok geçmeden bu yasaklar listesini hazırlayanlar o güne değin yolsuzluk nedir bilmeyen Kurum’da büyük bir yolsuzluğa karıştılar. İçine gazino, pavyon öykülerinin de girdiği ilginç, büyük bir yolsuzluktan dolayı gözaltına alındılar. Bizim öykülerini yazdığımız (Küskün Fotoğraflar) bu olayı sonunda suçu saymana, veznedara yıkarak kapattılar.
Kitap önerisi: Karne tatili yaklaşırken çocuklara Can Yayınevinden altı kitap: 1) Burcu Ünsal, Karabasan Ormanı. 2) Yorick Goldewijk, Gösterimde Olmayan Filmler. 3) Ela Başak Atakan, Sana, Bana, Bir de Kara Kediye. 4) Sevim Ak, Herhangi Bir Günden Fazlası. 5) Melek Özlem Sezer, Rap Rap Rapunzel. 6) Bilgin Adalı, Arkadaşım Kirpi.