Kendini jiletleyen toplum
Hayatın acımasız çarkları arasında ezilen insanlar, içinde bulundukları durumu çözümlemelerini sağlayacak toplumsal bilinçten yoksun olduklarında, bütün suçu kendilerine yükler ve bedenlerine zarar vererek kendilerini cezalandırırlar. Bir zamanlar Müslüm Gürses konserlerinde “jiletçi” diye anılan gençler vardı. Müziğin ve kitle ruhunun etkisiyle cezbe yaşar, vücutlarını jiletle keserlerdi.
ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR
Son haftaların toplum olayları gündemine bir bakalım. Kadın cinayetlerini hatırlatmaya gerek yok.
Diyarbakır’da Narin cinayeti ve ailenin ağız birliği yapması, İstanbul’da 19 yaşındaki gencin iki kız arkadaşını kafalarını keserek katletmesi, İstanbul’da 6 yaşındaki kız çocuğunun, kâğıt toplayıcısı bir adam tarafından tecavüz edilerek öldürülmesi, Yenidoğan çetesi skandalı, İzmir Selçuk’ta uyuşturucu müptelası olduğu söylenen bir ailenin beş çocuğunun göstere göstere ölüme gitmesi, İzmir’de AIDS’ten ölen 13 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğradığının ortaya çıkması…
Bütün bunlar, toplumun kendisini jiletlemeye başladığını göstermektedir. Ne yapacağını bilemeyen insanlar, ya intihar etmekte ya da öfkelerini başkalarından çıkarmaktadırlar. O “başkalarının” prensip olarak içimizdeki en zayıflar olması, yani en sonuç alıcı hedef olması kaçınılmaz bir durumdur.
Toplumlar da ezilme, yoksullaşma ve çaresizlik karşısında kendilerine zarar verirler. Ancak bu bireyin kendi bedenine yönelmesi değil, toplumsal ilişkiler alanındaki çürüme şeklinde tezahür eder. Böyle durumlarda sadece mülkiyete yönelik adi suçlarda artış görülmez.
Aynı zamanda gerçeklerle yüzleşemeyen ve onu değiştiremeyen insanlar ondan kaçmaya başlarlar. Alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı artar. İntihar oranları yükselir.
Daha önemlisi, sıradan yani güçsüz insanların, yaşadıkları çaresizlik karşısında öfkelerini –doğal olarak- kendilerinden daha güçsüz olana yöneltmeleridir. Ataerkil bir toplumda çaresizlik duygusu artıyor ve öfke birikiyorsa, önce kadınlar ve çocuklar hedef olurlar.
TOPLUMSAL SORUN VE SİYASET
Bugün Türk toplumu büyük bir ahlaki erozyon ve çözülme yaşıyor. Yeni başlamadı, son kırk yıldır giderek artan bir ivme ile yaşıyoruz bu süreci. Zaman geçtikçe sonuçları daha keskin hale gelmeye başladığı için, şimdilerde sık sık infial uyandırıcı olayların sıklaştığına şahit oluyoruz. Bunun arkası artarak gelecektir.
Yaşadığımız değer erozyonunun kendine özgü bir yönü var. Aslında toplum uzun süredir ahlaki yozlaşmayı seziyor ve bir çıkış yolu arıyordu. Normal şartlar altında, bu tür yozlaşma manzaraları, toplumları dayanışma ve adalet mesajlarına daha açık hale getirir.
Bunun ise sol partilerin iktidara gelmesine ve ekonomiden başlayarak dengesizlikleri gidermesine yol açması beklenir.
Oysa Türkiye’de sosyalist solun 1980’lerde devlet zoruyla tasfiye edilmesi, sosyal demokratların da neoliberal hegemonyaya teslim olarak kimlik siyasetlerine yuvarlanması sonucu, topluma bir çıkış yolu önermeleri mümkün olamadı bu güne kadar.
Siyasal boşluğu 1990’larda İslamcı muhafazakârlık doldurdu. Dindarlıkla ahlaklılık arasında kurulan kendiliğinden ilişki, toplumun geniş kesimlerini ikna etti ve dayanışmacı bir kültürel değer sisteminin yeniden inşa edileceğine inandırdı.
Ancak neoliberal ekonomiyi uygulayan muhafazakâr hükümetlerin, bir taraftan ülkeyi üretimden koparır, sosyal adaleti bozar ve toplumun üzerine tüketim kültürünü boca ederken, bir taraftan nasıl olup da onu daha yüksek ahlaki standartlara taşıyabilecekleri sorusu cevapsız kaldı.
Daha doğrusu, o cevap bugün yaşadığımız derinleşen ahlaki çürüme tarafından veriliyor: Bugüne kadar hükümetler her ne yaptılarsa yanlış yaptıkları ortaya çıkmıştır.
Toplumsal sorunlar polisiye tedbirler ile çözülemezler. Ahlaki erozyon toplumsal bir sorun haline geldiğine göre, başka bir siyasal programın hayata geçirilmesi kendisini dayatmaktadır: Üreten ekonomi, çalışan onurlu yurttaş ve dayanışmacı bir kültürel iklim. Kendimizi jiletlemekten kurtulmanın tek yolu bu.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.