Kenetlendik bir kere!
KARŞIYAKA Diyarbakırspor maçları bir başka güzel geçerdi. Renkleri yeşil-kırmızı olan iki kulübün futbolcuları el ele tribünleri selamlardı. Tribünde tüm taraftarlar "Türk Kürt kardeştir" diye haykırırdı. 2011 Nisan ayında, iki kulüp 1'inci Lig'de mücadele ederken, Diyarbakırspor maddi zorluklar yaşaması nedeniyle İzmir'e gelemeyeceğini açıkladı. Karşıyaka karşılaşmayı hükmen 3-0 kazanacaktı. Karşıyakalı taraftarlar hemen para toplamaya başladılar. Diyarbakırspor'un yol masrafını Karşıyakalı taraftarlar karşılayacaktı. KSK'nin o zamanki başkanı Hüseyin Çalışkan, konuk ekibin konaklama masraflarını karşılayacaklarını belirtti. Bu gelişmeler üzerine, bir iş adamı da Diyarbakır'ın deplasman masraflarına sponsor oldu. 2011'de Karşıyaka-Diyarbakırspor maçı kardeşlik tezahüratları altında oynandı. Sonraki Karşıyaka-Diyarbakırspor karşılaşmaları da aynı sıcak ortamda geçti.
Ne yazık ki, Diyarbakırspor liglerde tutunamadı. Amatör Küme'ye kadar düştü. Karşıyaka da 3'üncü Lig'de mücadele ediyor. Kardeşliğe örnek bu renktaş iki kulübümüzün bugün bulunduğu yerlerin sorumlusu, 2011 ve sonrasındaki beş yılda güçlenen işbirlikçi terörist örgüttür. İsim sponsoru Bank Asya olan liglerde Türk-Kürt kardeşliğini yaşatacak iki kulübün iş ne? Emperyalizmin bölücü planlarıyla Diyarbakırspor'u yok ettiler. Yerine isimleri Cumhuriyet ile kavgalı takımları ligimize taşıdılar.
ELAZIĞ VE ANKARA'DAKİ VATANSEVERLİK
4 Temmuz 2017'de "Anayasa'da spor" isimli yazımda isimleriyle Cumhuriyet ile kavgalı spor kulüplerimizden bahsetmiştim. 2019'da Elaziz Belediyespor adını "23 Elazığ Futbol Kulübü" olarak değiştirdi. 2020'de de Osmanlıspor adını Ankaraspor olarak değiştirdi. Ülkenin muhafazakarları, Cumhuriyet'e sahip çıktılar. Türkiye'nin birliğine destek oldular, Türkiye'nin ayrışarak değil birleşerek güçleneceğini gösterdiler. Aynı yazımda Amedspor futbolcusu Deniz Naki'nin "Bursaspor deplasmanında alınan 2-1'lik galibiyeti Sur'da Cizre'de mevzide direnen gerillalara ve fedakâr Kürdistan halkına armağan ediyoruz." açıklamasını da eleştirmiştim. Ülkenin muhafazakarları emperyalizmin oyununu bozarken, bölücüler Dersimspor ve Amedspor gibi isimlerle Cumhuriyet ile kavgalarına devam ettiler.
8 Eylül 2020'deki "Liglerdeki Sevr hayali" isimli yazımda Ermeni Ligi'ndeki Eleşkirt, Ararat, Nuh, Van, Urartu kulüplerinden; Yunan Ligi'ndeki isminde Konstantinopol ve Smirna bulunan kulüplerle Atrimitos'tan, Güney Kıbrıs Ligi'ndeki Famagusta'dan bahsettim. Çevremiz Sevr hayali ile tutuşan kulüplerle çevriliydi. Ama önce, kendi ligimizde bu hayale izin veriyorduk. Amed ve Dersim isimli takımların ligimizde ne işi vardı?
5 Nisan 2022'deki yazımda yine Amedspor'dan bahsetmiştim. Fenerbahçe Kadın Futbol Takımı ile İstanbul'da oynanan ilk maçta stattaki tabelada Amed adının yerine Misafir Takım yazılmıştı, tabelada Türk Bayrağı da vardı. Buna Amedspor yöneticileri tepki göstermişti. Diyarbakır'daki rövanşta bu tepki, Fenerbahçeli kadın futbolculara tekmeli tokatlı saldırıya dönüştü. Amedspor'un birçok maçında PKK ve Irak Kürt Yönetimi'nin bayrakları açıldı. Abdullah Öcalan adına tezahüratlar yapıldı. Amedspor Diyarbakırlıları temsil etmiyor, Türkiye'yi temsil etmiyor. Ülkemizin Kürt vatandaşlarını hiç temsil etmiyor. Bu isim anca Sevr'in temsilcisi olur, emperyalizmin temsilcisi olur.
Geçen hafta "Türkiye Omuz Omuza" isimli yazımda, grubundaki lider ve playoff hattındaki deprem bölgesindeki kulüplerin bu acı ile lige devam etmemesini ve önümüzdeki sene üst lige alınmasını yazmıştım. Bu kulüplerden biri olan Amedspor için de "Diyarbakır Belediyespor" adını kullanmıştım. Amedspor, bu eski adına geri dönmelidir.
BU İSİMLER KÜRT'ÜN DEĞİL, TERÖRİSTİN
Terör örgütünün televizyon kanalında; deprem bölgesinden yaptığı Kürtçe röportajlarda bile, Kürt vatandaşlarımız "Diyarbakır" diyor spiker "Amed" diye düzeltiyor, depremzede "Adıyaman" diyor spiker "Semsur" diye düzeltiyor, enkazın yanındaki Kürt çocuk "Gaziantep" diyor, spiker "Dilok" diye düzeltiyor. Kürtler, Türk Milleti'nin kendisidir. Hiçbirimiz ne İstanbul'a ne İzmir'e ne Diyarbakır'a daha fazla sahip değiliz. Hepimiz bu toprakların sahibiyiz! PKK/PYD/YPG kamplarına Genelkurmay Başkanı'nı gönderenlerin bu topraklardaki en ufak toz parçası için söz hakkı olamaz!
Pazar gecesi; yorumcunun biri "Hatay ve Antakya arasındaki fark ne ise, Diyarbakır ve Amed arasındaki fark da aynıdır." diye buyurdu. Gerçi Barcelona'ya da Bask takımı dedi. Her sözünde hata olan bu yorumcuya önerim, eline Türkçe bir harita alıp, orada Amed'i bulmasıdır!
EMPERYALİZMİN SON ARTIKLARI
Amedspor; adıyla ve sıraladığımız onca olayıyla, emperyalizme hizmet ediyor da; Bursaspor tribünlerinde Kontrgerilla artığı isimleri ve sembolleri pankart diye açanlar kime hizmet ediyor? Türk Milleti, emperyalizmi yenmiştir. Gladyo'yu ve artıklarını yaşattıkları acılarla beraber gömmüştür. Emperyalizmin son tetikçilerini de Silivri'ye hapsetmiştir. Bursa'da bu pankartların açılması, emperyalizmin son ve çaresiz gayretidir.
Bursa ovalarının yeşili ve Uludağ'ın karının beyazı; Bursaspor'a renk vermiştir. Bu güzel renkleri, Gladyo'nun kanlı operasyonlarını yapanlarla kirletmeyin.
Bugün, tribünlerimiz her zamankinden daha uyanık olmalı. Taraftarlarımız; birlikteliğimize saldıranlara, kargaşadan fayda umanlara fırsat vermemeli. Enkazın altında canlarımızı verdik, ülkemizi kazandık. Kürt'üyle Arap'ıyla direniyoruz emperyalizme; Rum'u ile Ermeni'si ile koruyoruz vatanımızı; Sünni'si ile Alevisi ile haykırıyoruz "Kahrolsun emperyalizm ve onun saldırı aracı faşizm" diye… Hepimiz Türk Milleti'yiz!
Çok acısını çektik; artık ayıramazsınız bizi! Kenetlendik bir kere!