03 Aralık 2024 Salı
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kıbrıs’ı bakır sanan teneke kafa

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Sinema ve tiyatro oyuncusu Ali Düşenkalkar’ın Kıbrıs’ı tanıtan bir televizyon programına denk geldim. Kadim medeniyetler ve eserleri hakkında uzman olmayan sanatçımız haliyle limanlar, kaleler, dinler, kadim yapılar, arenalar hakkındaki bilgiler için üniversite hocalarına danışıyor. Sanatçımız Ali Bey, KKTC idaresi altında olan, Lefke şehrine bağlı Soli antik kentini eski adıyla Morphou (Marfa) yeni adıyla Güzelyurt kasabasının güneybatısına düşen, yeni adıyla Güzelyurt Körfezi sahilinde yer alan Soli veya Soloi antik kentinin önemini anlatıyor.

Kıbrıs kadim tarihi uzmanı olarak takdim ettiği refakatçi hoca, sanatçımız Ali Beyin efsunlu ve zekâ fışkıran gözlerine bakarak önce Kıbrıs isminin manasını izah ediyor. Kıbrıs (Cyprus) kelimesinin İngilizce Copper yani Bakır kelimesinden geldiğini söylüyor. Zira adada bol miktarda bakır cevherinin olması hasebiyle adaya Cyprus-Copper yani bakır adası denmiş. Soli antik kentinin Atinalılar ve Romalılar tarafından inşa edildiğini anlatıyor.

Hani sabrın kendisi çatlar ve ya herro ya merro olursunuz işte o ruh haliyle Bila Şuur yerimden fırlamışım: “Yeter be! Bakırmış! Teneke olan kafan Kıbrıs’ı bakır sanır. Soli kentini Atinalılar ve Romalılar inşa etmişmiş! Yok, artık ebenin örekesi (doğum taburesi), devenin nalı” diye bağırmışım. Adanın tüm kadim medeniyetini, demokrasisini, tarımını bari bin sene öncesine kadar insan eti yiyen, taharet nedir bilmez, aile kurmaz, nesep tanımaz, sofra kültürüne yabani Gotların, Frenklerin, Cermenlerin, Vandalların, İngilizlerin eseridir deyin kurtulun.

Konu hakkında yazan elektronik sayfalar, anlı şanlı ansiklopediler, tarihçiler, Wikipedia sayfasının paylaştıkları mide bulandırıyor. Kıbrıs (Cyprus) kelimesinin manası Cypress Tree (selvi ağacından) geliyormuş. Bunları okuyan akıl tarihimize yapılan zulmün boyutuna müdrik oluyor. Bu yalanları ve hurafeleri sorgulamadan aktarmaya devam eden, zararlı mikroplara yataklık yapan hocalara daha çok kızıyorum.

ADA HAKKINDA AKIL ALMAZ İDDİALAR

Wikipedia balın içindeki zehirdir. Aklı felç eden ve aklı teslim alan türden bir zehir. Zehri baldan balı zehirden ayıklama kabiliyetiniz ve süzgeciniz yoksa artık iflah olmanız zordur. Elektronik medya, İngiliz ansiklopedileri, Alman oryantalistleri, Wikipedia ve bunların nakliyatçısı mahalli kalemşorların Kıbrıs kadim tarihi ile ilgili yazdıklarından bir demet hazırladık: “Kıbrıs adası iki dalga halinde M.Ö. 2. yüzyılda yani 2200 sene önce Grek Mycenaean halkı tarafından iskân edilmiş. Fenikeliler iskân etmiş. Bin 300 sene önce Araplar gelmiş.

Ada, Araplar döneminde büyük tahribat yaşamış. Hemen altında, stratejik lokasyonu sebebiyle dönemin majör (önemli ve büyük) imparatorlukları Suriyeliler (Assyrians-ElSuriyun), Mısırlılar ve Farisiler (Persler) adayı işgal etmiş. Adada ilk tarım 8 bin 500 sene önce yapılmış. İlk tarım 12 bin sene önce Yakın Doğu coğrafyasında başlamış. Ada Truva savaşından kaçan Atinalılar tarafından inşa edilmiş. Adanın ismi, cismi, dili, dini, kentlerinin manası hakkında akıl almaz iddialar.

GREK VE YUNAN İFADELERİ NEREDEN GELİR?

Doğru, yanlış, mugalata, safsatacılık, lafebeliği ne arasan var. Deve misali her tarafı eğri büğrü. Adetlerindendir; Doğu Akdeniz’in yüzen gemisi ve incisi Kıbrıs Adası'nı Ari ve Hint-Avrupalı olarak pazarladıkları Yunanlılara ve Greklere bağlamadan olmaz. Ancak ne Yunanlılar ne de Grekler Batılı veya Hintli değildir. Yunanlılar, Bereketli Hilal Coğrafyasının ilk merkez devlet imparatorluğu Suriye (El-Surriyun, Assyrian, Asur) merkez devletinin Anadolu’da inşa ettiği ilk ticaret kolonilerine yerleşen Yonani (İyonluların) ailesinin akrabalarıdır.

Bu âlemde Yunanlılara Yunan-Yonani diyen lisan Arapça ve Türkçedir. Diğer bütün dillerde Ğrik-Greek yani Grek ve Grekçe denilir. Babil coğrafyasını istila eden Koreş önderliğindeki bedevi Farisi-Arami Arap kabilelerin işgal, talan, yıkım ve katliamlarından önce Asur (Suriye) imparatorluğundan Batı Anadolu’ya oradan Ege adalarına kaçanlardır. Grek, Surice (Süryanice) kaybolanlar, denizde yok olanlar, gözden uzaklaşanlar, kaçanlar, deliğe girenler manasındadır.

Ğarak battı ve Ğarrako (içine soktu) halen bugünkü Hatay Arapçası lehçesinde hem boğulmak hem de cinsel birleşme ifade etmek için kullanılmaktadır. İsimlerin kutsallığı ve soyluluğun simgesi olarak Suriye-Asur devletinde kelimenin sonuna Sin yani S harfi eklenirdi.

Farisi-Aram saldırıları ve işgalinden Batı Anadolu’ya kaçan Grekler, daha önce Anadolu’ya ilk ticaret ve kent kolonilerini inşa eden Yonaniler (İyonlular), Frigyalılar, Lidyalılar Merkez Devlet zayıf düşünce ve ardından yabancı işgallere maruz kalıp yıkılınca merkezi devletin tüm kutsallarını yaşatmaya devam ettiler. Ancak, Suriye-Asur ve Babil coğrafyasını istila eden Farisi-Arami bedevi kabileler tüm isimlerin sonuna kutsallığın rumuzu olan Sin yani S harfini eklediler. Kutsal Sin harfini, Seyit, Şerif, Meali veya Hazreti sıfatının bugün keyfince ve hoyratça kullandıkları gibi suiistimal ettiler. Bu konuları daha kapsamlı anlatacağız.

ATİNALILAR İNŞA ETTİ SAFSATASI

Wikipedia ve Elektronik medyanın bir sonraki iddiası Hint-Avrupalı kavimler bina eden, medeniyet getirenler olarak propaganda edilirken, Sami ırkından ama özellikle Arabi olanı, “bin 300 sene önce Araplar Kıbrıs’ı istila etti ve ada büyük bir yıkım yaşadı” yalanlarıyla yıkıcı bir sıfatla takdim etmektedir. Hâlbuki işin doğrusu şudur: Araplar, Mekke ve Medine’den sonra başkenti Bizans’tan aldıkları Dımışk’a (Şam’a) taşıdı.

Kadim tarihte aynı medeniyetin temsilcileri başkent olarak Dımışk, Halep, Eriha Sur, Ur, Kiş, Nineva, Babil’i yeni merkez olarak seçtiği gibi Şam’dan sonra Bağdat’ın, Kahire’nin, İstanbul’un Bereketli Hilal Coğrafyası medeniyeti ve dininin merkez başkentleri olması doğaldı.

Büyük Suriye (Şam) Coğrafyasının milli güvenliği, huzuru ve büyümesi için Bereketli Hilal Coğrafyası ve Doğu Akdeniz’in yıldızı Kıbrıs’ı idaresi altına alması kaçınılmazdı. Arap Emevi Devleti'nin 649’da Bizans’tan aldığı Kıbrıs iddiaların aksine en görkemli dönemini yaşadı. Sonrasında Kıbrıs adasından hareket eden Arap deniz kuvvetlerine paralel olarak karadan hareket eden Arap ordusunun başında Hz. Muhammed’in sahabesi Abu Eyüb El-Ansari (Eyüb Sultan) Bizans-Kostantinya-İstanbul Boğazı'na ve surlarına kadar gelmiş ve burada şehit olmuştur.

Kıbrıs Adası'nın Truva Savaşı'ndan kaçan Atinalılar tarafından inşa edildiği savı ise temelsiz ve büyük bir safsatadan ibarettir. Arabayı atın önüne koymaktır. Zira Truva Savaşı ve yıkımı Atina’nın tarih sahnesine çıkışından, Yunanlılar, Grekler veya Romalılardan yüzlerce yıl öncesinde vuku buldu. O vakit hangi akıl henüz var olmayan Atina, Atinalıların, Yunanlıların, Greklerin veya Romalıların Kıbrıs’ı inşa ettikleri veya oraya yerleştiklerini söyleyebilir? Suriyeliler, Mısırlılar ve Finikelilerin adadaki varlığı, medeniyetleri, dilleri, dinleri, yapıtları en kadim ve ilk olandır.

Kıbrıs’ın ve sahip olduğu ilkler ile eserlerin onların verdikleri isimlerden oluştuğunu bilmemek için ancak teneke kafalı olmak gerekir. Batılı kaynakların utangaçça dile getirdikleri Suriyeliler, adaya ismini verenlerdir. Süryanicede adanın ismi Gypro’dur (Cyfro). Bir önceki yazımızda G harfinin C, P harfinin F ve B, C harfinin de K olarak telaffuz edildiğini söylemiştik.

­­Cyfro Suriyecede (Süryanice) Tırnak, Parmak ve Pençe demektir. Tarihin babası olarak bilinen Herodot Kıbrıslılara Cyfriyin-Kıbriyin demiştir. Sin harfinin de artık tüm isimlere eklediklerini de biliyoruz. Cypros-Cyfros-Kıbros olarak telaffuz edildi. Gerçekten de adanın coğrafi şekli başını Hatay’a doğru öne çıkarmış bir pençeye ve oraya doğru uzanan işaret parmağına benzemektedir. Bu sebeple tam adı ‘Kalida Cyfro’ olan adanın ismi iki kelimeden oluşur. Kalida, hortum, kapı, anahtar demektir. Cyfro ise Tırnak, Parmak, Pençe manasındadır. Böylece adanın ismi Öne Fırlamış Hortum, Pençe, Parmaktır.

Adaya ilk kurulan limana Fama-Ğusta (Famagusta) adını verdiler. Suriyecede (Süryanice) Fama, ağız, açıklık (Fasih Arapçadaki manası da halen aynıdır); Ğusta ise sığınak demektir. Famagusta, sığınak deliği, sığınak ağzı yani korunak, liman manasındadır. İlk limanı inşa edenler adadaki Salamis, Silo, Larnaka, Limasol, Nikosia (Lefkoşa) Kyrenia (Girne), Lefke, Marfous (Marfa) ve tüm kadim şehir ve eserlerin isimlerinin de babasıdır.

Kıbrıs Doğu Akdeniz Türkçe Suriye Anadolu