Kıbrıs’ı savunamayan anavatanı da savunamaz!

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden yeniden ortaya çıktı! Mübarek sanki Helen tanrısı! En önemli özelliği duruma, zemine ve mekâna göre yaptığı açıklamalar... Barzani’ye ABD ziyaretinde söylediği şu sözler tarihe geçti: “Başkanım, hiç endişe etmeyin! Sizin de benim de ömrüm bağımsız bir Kürt devletinin kuruluşunu görmeye yetecek...” Fazla geriye gitmeye gerek yok! Zat-ı Şahane kısa süre önce Türkiye’deydi. Şöyle buyurdu: “YPG Fırat’ın doğusuna çekilecek!” ABD’ye döndüğünde bu sözleri hatırlatıldı. Kıvırmaya başladı, kem küm etti, “özel kuvvetler” dedi, “onu” dedi, “bunu” dedi!

BIDENOPOULOS’TEN İNCİLER

Kıbrıs’tan döner dönmez Harvard’ta kameraların karşısına geçti. Çarpıcı bir girişle konuşmasına başladı: “Bana boşuna “Bidenopoulos” demiyorlar. Hayatımı Kıbrıs’taki işgalin sona erdirilmesine adadım!” Konuştukça havaya girdi: “Türkiye artık Kıbrıs’ta asker bulundurmanın kendisine bir fayda sağlamadığını iyice anladı! (Turkey fully understands that they had no interest to have troops remaining on Cyprus)” Kimin referansı ile böyle bir kanıya vardı? Kim kendisini Türkiye’nin yerine koyuyor?

Girizgâhtan sonra Joe Amca çıtayı yükseltti. Helen ölüler tanrısı Hades gibiydi: “Erdoğan, Kıbrıs’ın işgalinde çıkarı olan tek kurum olan TSK’nın etkisinden kurtuldu!”Erdogan has made the break with the only constituency to whom occupation mattered, and that was the military.)

TSK’nın Kıbrıs’ta nasıl bir çıkarı olabilir? TSK bu görev için büyük fedakârlık yapıyor; Kıbrıs Türkü’nün canını, malını ve onurunu koruyor. TSK’nın değil, Türk’ün ve Türkiye’nin çıkarı var! Demek ki Bidenopoulos şöyle düşünüyor: “Türkiye’nin çıkarlarını çiğnemek için TSK’yı ayak altından çekmek gerekir!”

BAĞLI OLDUĞU MERKEZE DE HİZMET!

Joe Amca kendisini, “Yahudi olmayan Siyonist!” olarak tanımlamıştı. Kıbrıs, Doğu Akdeniz deyince akla İsrail’in doğal gazı geliyor. Özetle söyledikleri şunlar: “Erdoğan adına konuşamam ama artık anlaşılıyor ki doğal gaz Türkiye’den pazarlandığı takdirde herkes kazanıyor. Türkiye ve özellikle Yunanistan Rusya’ya bağımlılıktan kurtulacak! Rusya enerjiyi bir silah olarak kullanamayacak...” Joe Biden herkesi Mustafa Akıncı zannediyor! İsterseniz, şu gaz efsanesinin gazını alalım...

İsrail’in satabileceği yıllık miktar en fazla 12-13 milyar metreküp. Bir sürü ülkeye satmaya çalışıyor. Topu topu 2,5 milyar dolar eder. Avrupa’ya satacağı miktarda gazı yok! Bu nedenle Putin, Türkiye-İsrail yakınlaşmasını fazla önemsemedi. Bunun için boru hattına gerek yok. Türkiye çok istiyorsa İsrail’den sıvılaştırılmış gaz (LNG) alır. Olur biter... Boru hattına ne hacet. Ama boru hattı vasıtasıyla KKTC’nin ve de Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) sulandırılmak isteniyorsa, o başka mesele. Hiçbir şey vermeden Kıbrıs’ı almak istiyorlar. Kıbrıs demek Türkiye’nin bekası demek. El âlemin üç kuruşluk gazı için Türkiye’yi savunma kararlılığından vaz mı geçeceğiz? Enerji uzmanı EPPEN Başkanı Dr. Volkan Özdemir konuyu 4 kelime ile özetledi: “Gaz bahane, Kıbrıs şahane!”

BIDENOPOULOS’DEN POTPORİ

Bidenopoulus’in bir Kürdistan haritası var ki, ağanın eli tutulmaz, Karadeniz’e kadar uzanıyor... Güvenli Bölge için şunu söylemişti: “Türkler güvenli bölge diye tutturuyor. Ama ‘Sizin ne kadar güzel uçaklarınız var, niçin IŞİD’i vurmuyorsunuz?’ dediğimde bana cevap veremiyorlar.”

IŞİD’i mi, Suriye ordusunu mu vurduklarını Deyr-ez Zor’da gördük. Bir de Türk (!) milletvekillerini toplayıp talimat verme alışkanlığı var... Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında söylediği sonra inkâr ettiği sözler de işin cabası. Şimdi bu zihniyetteki bir kişi işini gücünü bırakmış Kıbrıs’tan Türk askerini atmaya çalışıyor. Bu zat-ı muhterem ile Türkiye’nin hangi meselesini çözebiliriz. “Defalarca,ekmek Kuran çarpsın, ABD darbenin arkasında değil!” diyerek işin içinden sıyrılabilir mi?

KIBRIS’TA SONA DOĞRU MU?

Ulusal çıkar alanlarında ve terörle mücadelede daha dik, kararlı ve tutarlı bir çizgi izleyen Başbakan Binali Yıldırım Kıbrıs politikasını bizatihi kendisi yönetmeli ve yönlendirmelidir. Sık sık rota değiştiren ve patinaj yapan Bakanlarla bu milli mesele yürütülemez. Türkiye’de başka, Amerika’da başka konuşan Bakanlar rakiplere cesaret verir. Ne yaparsa yapsın, Kıbrıs’ı veren bir hükümet bunun vebalinden kurtulamaz!