23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kıdem tazminatında zamanaşımı süresi

Didem Okur

Didem Okur

Eski Yazar

A+ A-

İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı ile sisteme getirilmek istenen değişiklikleri incelemeyi sürdürüyoruz. Tasarıda göze çarpan yaşamsal değişikliklerden biri de zamanaşımı süresi ile ilgilidir. Tasarının 15. maddesinde hangi kanuna tabi olursa olsun yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat, kötüniyet tazminatı, iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatın beş yıllık zamanaşımına tabi olması öngörülmektedir. Halihazırda yukarıda saydığımız yıllık izin ücreti ve tazminatlar on yıllık zamanaşımına tabidir.

TASARININ GEREKÇELERİ

Tasarının gerekçesinde, değişikliğin sebebi olarak işverenler yönünden 10 yıllık sürenin uzun olduğu, yapılan bir fesih sebebiyle on yıl boyunca dava tehdidi ile karşı karşıya kalınmasının yeni yatırımlar yapılması konusunda işverenlerin cesaretini kırdığı ve ekonomik anlamda önünü görme ve plan yapma konusunda sıkıntılar yaşanmasına sebep olduğu, işçiler yönünden ise fesih tarihinin tartışmasız ve net bir şekilde bilindiği, feshe bağlı alacağını dava etmek isteyen işçi için günümüz iletişim imkanları ve bilgilendirilme durumu dikkate alındığında, fesihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin çok uzun olduğu, kendi alacağına karşı uzun süre kayıtsız kalmanın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiği ifade edilmektedir. Bu sürenin kısaltılmasının, işçinin yeni iş bulma ve geleceğini planlamasına katkı sağlayacağı ve feshe bağlı alacağını talep etmek konusunda bir an önce harekete geçmesinin lehine olan delillerin korunmasına yardımcı olacağı da dile getirilmektedir. Bu kapsamda işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlığın olabilecek en kısa sürede çözümlenmesinin sosyal barışa katkı sağlayacağının düşünüldüğü ileri sürülmektedir.

SÜREYİ KISALTMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Ancak belirtmek gerekir ki; işçiler, üstelik de sendika üyesi olmayan işçiler, işe iade davalarında ya da alacak ve tazminat davalarında hala çekingen bir tutum almaktadır. İşveren karşısında ekonomik açıdan güçsüz durumda olan işçinin çoğu kez başka bir işyerinde çalışması engellenecek korkusu ile bile dava açmaktan kaçındığı görülmektedir. Yine belirtmeliyiz, iş yargılamalarının uzamasının nedeni, zamanaşımının uzunluğu değildir. Yargılama başladıktan sonra uzun sürmektedir. Bunun yapısal nedenlerini sorgulamak yerine zamanaşımı sürelerini kısaltmak çözüm olmayacaktır.